Reyhan Hanım’ın kızı Ada, bir gün kalorifer peteğini çıkmayan pastel boya ile boyamış. Reyhan Hanım bunu gördüğünde morali çok bozulmuş, kendini çok kötü hissetmiş ama öfkesini de belli etmemeye çalışmış. Küçük kız annesine bakarak mutlu ve heyecanlı bir şekilde “Anne olmuş mu?” diye sormuş. Reyhan Hanım da öfkesini belli etmemeye çalışarak “Sence olmuş mu?” diye sormuş kızına. Küçük kız radyatöre bakmış ve sonra annesine dönerek “Evet anne, pembeleri biraz az olmuş, öyle değil mi?” demiş. Kızının verdiği bu masumane cevap karşısında epifanik (aydınlanma) etki yaşayan Reyhan Hanım, “Haklısın kızım, beraber boyayalım pembeye.” demiş. Birlikte önce radyatörü, sonra duvarları pembeye boyamışlar. Zihnimizde öğretilmiş birçok kalıp var ve bunlardan biri de ‘duvarlar boyanmaz’ kalıp yargısı. Çoğu çocuk bu tarz kalıp yargıları öğrenerek yetişti, yetişmeye devam ediyor. Bundan dolayı çocuğunun istenmeyen davranışı karşısında öfkesine yenik düşmeyip çocuğundan da öğrenebileceği şeyler olduğunun bilincinde olan ebeveynler için aydınlatıcı etki yaşamak zor değildir. Böylesine bir aydınlanma yaşamak için öncesinde çocuğa karşı saygıyı ne yapıyor olursa olsun korumak önemlidir. Kaya (2020), çocuğa saygı duymanın, boşu boşuna öfkelenilen anların sayısını azalttığını ifade ediyor. Hiçbir çocuk ebeveyninin öfkesini kazanmak için çaba sarf etmez. Ebeveynlerin istemediği davranışları sergileyen çocuklar sınırları yani neyi yapmaya izinleri olduğunu ya da olmadığını keşfetmeye ya da olumlu davranışlarından elde edemediği ilgiyi olumsuz davranışlar sergileyerek kazanmaya çalışıyor olabilirler.
Anne ve/veya baba gün içinde çocuğun olur olmaz her davranışına karşı sayısız biçimde öfke hissediyorsa ve bunu bağırarak, kızarak, ceza vererek ya da fiziksel şiddetle çocuğa yansıtarak soruna çözüm bulmaya çalışıyor(lar)sa anne ve/veya babanın büyük olasılıkla kendilerine rahatsızlık veren duygu(lar) ile temas etmedikleri söylenebilir. Ancak olumlu davranış değişikliğinin ebeveyn(ler)in olumsuz davranışlar sergileyerek gerçekleştiremeyeceği aksine olumsuz davranışların daha çok pekişmesine neden olduğu göz ardı edilen bir noktadır. Özellikle öfke anında çocuğu ikaz etmek, davranışın doğrusunu öğretmeye çalışmak ve nasihat vermek daha çok öfkelenmeye ve ebeveyn çocuk arasında güç çatışmasına neden olabilmektedir.
Öfke ile baş etmek ve sağlıklı davranış örüntüleri oluşturmak için farkındalığın yanında ebeveyn(ler)in öfkeli olduklarını kabul etmeleri gerekir. Farkındalık çözüme giden yolda tek başına yeterli olamayabilir. Nitekim olumlu değişim isteyen anne babaların öfkelenmeleri durumunda ‘Çocuğuma bu şekilde davranmayı ben de istemiyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Beni hep sinirlendirecek şeyler yapıyor.’ demeleri ortada bir sorun olduğunun farkında olduklarını gösterse de sorunun temelini kendilerinde değil dışsal faktörlerde aradıkları yani sorunun kaynağının kendilerinde olduğunu kabul etmedikleri anlaşılabilir.
Öfke anında verilen tepki ya kısır döngüyü devam ettirir ya da olumlu davranış örüntülerinin gelişmesine olanak tanıyarak eski döngüyü kırar. Çocuğu ebeveynliğin kitabına uydurmaya çalışarak değil, biricikliğini ve benliğini korumaya özen göstererek olumlu davranışlar sergilemesi sağlanabilir. Anne ve/veya baba istenmeyen davranış karşısında öfke ile tepki vermemek için ortamdan uzaklaşmayı tercih edebilir. Bu noktada sakinleşmek için kendine zaman tanımak ve sonrasında çocuğun öfke uyandıran davranışına odaklanmak yerine ebeveyn(ler)in kendi davranışlarına ve iç dünyasına dönmesi öfkenin asıl kaynağına ulaştırabilecektir. Öfkenin asıl nedenini bulabilmek için sorular sormak ve bunların cevaplarını aramak sorunu çözmek adına ebeveynlere yardımcı olabilecektir. Bu sorular şunlar olabilir:
- ‘Beni öfkelendiren durum ne?’
- ‘Öfkem bana ne anlatıyor?’
- ‘Çocuğumun istemediğim bu davranışı karşısında neler hissediyorum? Korku, utanç, suçluluk, hayal kırıklığı, üzüntü?’
- Beni öfkelendiren durumlar neler?
- Bildiğim ebeveynlik şekli çocuğuma bağırmak, kızmak ve ceza vermek mi?
- Öfkemi ifade etmemin doğrusu nasıl olabilir?
- Öfkemin sebebi çocuğumun bu şekilde davranmasından ziyade ideal ebeveyn tutumları ve gerçekteki ebeveyn tutumlarım arasındaki farkın açılmasından kaynaklı olabilir mi?
- Çocukken istenmeyen davranışlar sergilediğimde bana sert davranışlarda bulunan birileri mi vardı?
- Yaşantımda baş etmekte zorlandığım bir sorun (eşler arası anlaşmazlık, iş yerinde yaşanan bir sorun vb.) mu var? Varsa bu sorun çocuğumla olan ilişkime mi yansıyor?
- Öfkeli ebeveyn(ler) tarafından mı yetiştirildim?
- Kendi çocukluğumdaki olumsuz yaşantılar, çocuğumun istenmeyen davranışlarıyla yeniden canlanıyor olabilir mi?
Bu sorulara verilecek cevaplar, yazıya dökülerek ya da sesli biçimde kendine sorulursa daha etkili olabilecektir. Alınan cevaplara baktıklarında ise öfkenin aslında kendi yapamadıkları davranışlardan kaynaklı olarak çocuklarına yansıttıklarını, asıl meselenin ise halı altına süpürdüklerini fark edebileceklerdir. Sadece bunu yapabilmek dahi öfkeyi kontrol altına almaya yardımcı olabilecek ve olumsuz tepki vermenin önüne geçebilecek önemli bir adım olabilecektir. Anne ve/veya baba öfkeye sebep olan faktörleri bulmakta zorlanıyor ve olumlu değişim için kendini yetersiz hissediyorsa profesyonel yardım almaktan çekinmemelidir.
KAYNAKÇA
Kaya, N. (Yapımcı). (2020, 15 Eylül). Çocuk Kitabı Yazmaya Nasıl Başladım? [Podcast]. Erişim adresi: https://open.spotify.com/episode/5dUat7s3aVKC3iALQE2s9w?si=I4Y9TLOR5yJJRseXq7rjQ&utm_source=copy-link
GÖRSELLERİN KAYNAKÇASI
https://www.instagram.com/p/CLBxSdBM6sS/?igshid=cnodcr3feyka adresinden erişildi.
https://www.instagram.com/p/CKk7ldfsrYN/?igshid=o6ftfukglk4u adresinden erişildi.
Merve AKBABA
Psikolojik Danışman