
Film künyesi
Vizyon tarihi: 2012
Tür: Gerilim
Yapım: Fransa
Süre: 1 saat 43 dakika
İmdb Puanı: 7.4
Oyuncular: Fabrice Luchini, Ernst Umhauer, Kristin Scott Thomas
Yönetmen: François Ozon
Edebiyat ve kitap yazma konusunda başarılı olmaya çabalayan Germain’in yazma konusunda hüsrana uğrayıp bir lisede edebiyat öğretmeni olmasıyla başlıyor filmin hikayesi. Fransızca dersinde öğrencilerin hafta sonlarını nasıl geçirdiğine dair yazı yazmalarını isteyen ödevin sonucunda gelen kompozisyonlar da bu hüsranı devam ettiriyor. Bir öğrenci hariç: Cloude. Hayal gücünün sınırlarını zorlayarak yazdığı hikayeler gerçek mi değil mi sorusunu sordururken Cloude ve Germain arasında öğretmen öğrenci olarak yakınlaşmalar başlıyor.
Yazı spoiler içermektedir.
Engelli babası, bu duruma katlanamayarak evi terk eden annesi ile yaşamak zorunda kalan ve bir noktada ihmale uğramış olan Cloude, ‘normal aile’ olarak adlandırdığı arkadaşı Rafa’nın ailesini gözlemlemeye başlıyor. İçinde duyduğu merak bu gözlemlemenin bir yılı aşmasıyla birlikte röntgencilik seviyesine kadar ulaşıyor. Kontrol altına alamadığı bir dürtü onu evin içini de tanıması gerektiğine ikna ediyor. Rafa’ya ders çalıştırma bahanesi ile evin kapıları ona açılıyor ve hayal gücünün de yardımı ile Fransızca dersinde tüm kompozisyonlarında ‘normal ailenin evi’ ana konu haline geliyor. Cloude kurduğu cümlelerinde ailesiyle yaşayamadığı birçok duyguyu Rafa’nın ailesine aktarıyor. Hiçbir zaman yaşamak zorunda kalmadığı Oedipus Kompleksini Rafa’nın anne ve babası üzerinde yaşıyor. Dünyanın en sıkıcı kadını olarak değerlendirdiği Rafa’nın annesine başlangıçta şefkat isteğiyle yaklaşırken bir müddet sonra şehvet hissederek yaklaşıyor ve bu noktada baba onun için tehdit haline geliyor. Babanın işinin yolunda gitmemesi, güçsüz duruma düşmesi başlangıçta onu mutlu ederken, normal aile tablosunda beklediği çatlakların oluşmaması Cloude’n babayla özdeşleşmesinden başka yolu mümkün hale getirmiyor. Babaya yakınlaşmak istediği süreçte ise arkadaşı Rafa tehdit oluşturuyor. Onu ailenin dış noktasına yerleştirmeye çalışıyor. Çocukluğunda yeteri sevgiyi ailesinden görememiş, ihmal edilmiş ve çocuk yaşta babasının bakımı ile ilgilenmek zorunda kalan Cloude, film boyunca ev içinde durmak için her türlü çabayı gösteriyor, normalliğin kıyısına da olsa tutunabilmek için uğraşıyor.
Yazdığı kitapları hiç okunmayan Germain, arka sıralarda kendine benzeyen bir çocuk keşfediyor fakat tek bir farkla: yazmak için gerekli ilham. Cloude ve Germain’in yakınlaşmasında başlangıçta Germain’in gerçekleştiremediği hayallerini Cloude’un gerçekleştirmesini istemesi sebep olarak görülse de filmin ilerleyen sahnelerinde Germain’in Cloude’u hiç sahip olmadığı çocuğunun yerine koyduğunu ve üretkenliğe karşı durgunlaşma evresindeki gelişim görevini yani üretkenliğini Cloude üzerinden gerçekleştirmeye çalıştığını fark ediyoruz. Germain’in hastalık sebebiyle çocuk sahibi olamayan eşi ise bu gelişim krizini sanat eserleri oluşturma çabası ile aşmaya çalışıyor ve bir sanat galerisi işletiyor. Öğretmenin öğrenciye olan bu ilgisi ‘normal aile’ içerisine tutunamayan Cloude’un dikkatini çekiyor ve otorite figürü olarak kendisine Germain’i seçiyor. Başlangıçta ona ‘usta’ tanımıyla yaklaşsa da bir süre sonra onun hatasını bulmaya çalıştığı güç savaşına girdiğini fark ediyoruz. Bu çaba ise ilerleyen sahnelerde Germain’in hayatında ona iyi gelen tek insan olma saplantısına evriliyor.
Filme ilişkin izlenimlerim
Film birçok sahnesinde gerçek mi değil mi sorusunu izleyiciye sordurtuyor. Fakat Clode’un yazdıkları hayal ürünü olsa dahi yeterli bir aileye sahip olamama durumunun kimlik oluşturma sürecinde olan bir ergene olan etkilerini gözlemlemek için fırsat sunuyor. Bununla birlikte film aslında teknolojik gelişmelerle birlikte yozlaşan gençliğe ve insanları tek tip hale getirmeye çalışan eğitim sistemine de bir eleştiride bulunuyor. İyi seyirler dilerim…
Tuğçe ERDEM
Psikolojik Danışman