Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

KURTULUŞ SAVAŞI’NDAN PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞA BAKIŞ – Psikolektif Dergisi – Sayı – 4

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Psikolojik sağlamlık insanların olumsuz yaşam koşullarının neden olduğu tatsız deneyimlerinden sıyrılabileceklerine ve bu zorlukların üstesinden geldikçe daha da güçleneceklerine ilişkin yorumlarıyla psikoloji alanında araştırmalara konu olmuştur. Psikolojik sağlamlığa akademik anlamda bakıldığında birçok tanımı mevcuttur, bunlardan biri “zor koşullar altında olumlu ve beklenmedik başarılar kazanma ve sıra dışı koşul ve durumlara uyum sağlama becerisi” şeklindedir. Psikolojik sağlamlık, kavram olarak yeni sayılabilecek bir tarihe sahip olsa da insanı temel alan bir duygu durum ifade ettiği için geçmiş olaylar incelendiğinde de çıkarımda bulunmak mümkündür. Tarihçilerin kayıtlarında olayların en derin noktalarına kadar ayrıntıları mevcuttur. Bütün bu tarihin başrol oyuncusu insanın içinde bulunduğu ruh haline bakıldığında psikolojik sağlamlık diğer bir adıyla yılmazlık kavramı daha iyi anlaşılacaktır.

“13 Kasım 1918… Birinci Dünya Savaşı’nın galibi İtilaf devletleri, 22 İngiliz, 12 Fransız, 17 İtalyan, 4 Yunan gemisi ve 6 denizaltıdan oluşan tam 61 parçalık donanma ile İstanbul’u işgal etmişler tam 100 yıl önce… Mustafa Kemal, boğazdan geçerken zırhlılara şöyle bir bakıp “Geldikleri gibi giderler” diye mırıldanmış…” Bakıldığında Birinci Dünya Savaşından yüzbinlerce şehitle mağlup çıkan dağılmış bir devletin vatandaşı olarak sadece bu sözü söyleyebilmek bile ne kadar zordur. Psikolojik sağlamlık yönüyle olayları tahlil etmek istediğimizde durumun söylenen sözleri gerçek yapmak adına ah vah etmeden şartları kabul ederek canının son haddine kadar ordusuyla, askeriyle, kadınıyla, erkeğiyle, ergenlik dönemindeki gençleriyle hatta yaşça daha küçük çocuklarıyla bir ülkenin canlı yılmazlık göstergesi olduğu söylenebilir. 

Masten, Best ve Garmezy (1990; Akt. Gizir, 2007) psikolojik sağlamlığın literatürde üç temel olguyu tanımlamak için kullanıldığını belirtmişlerdir. Bunlardan üçüncü grup çalışmalar, psikolojik travmanın olası etkilerinden kurtulma ve iyileşme konusunda önemli rol oynayan ortak bireysel özellikleri ve farklılıkları irdeleyen çalışmalardır. Tanımı gereği, travmatik yaşam deneyimlerinin bireyin yaşam kalitesini ve işlevselliğini azaltması beklenmektedir. Dolayısıyla, kimse incinmez (invulnerable) değildir ve stres kaynakları örseleyici ve yaşamı tehdit edici boyutlara ulaştığında psikolojik sağlamlık, travma sonrası iyileşmeye vurgu yapmaktadır. Kurtuluş Savaşındaki psikolojik duygu durum tahlili üçüncü olgu üzerinden yorumlanabilmektedir. Bu bir direniş savaşıdır ve atlatılan Birinci Dünya Savaşıyla birlikte insanlar psikolojik bir travmanın içindedir. Aynı zamanda, psikolojik sağlamlık iki boyutlu bir kavramı temsil etmektedir. Başka bir deyişle, psikolojik sağlamlığın ortaya çıkabilmesi için bireyin bir risk ya da zorluğa maruz kalması ve bu sürecin sonunda, duruma uyum sağlayarak mevcut tüm olumsuz koşullara rağmen yaşamının farklı alanlarında başarı elde etmesi gerekmektedir. Psikolojik sağlamlıkla ilgili müdahaleler ise başa çıkma stratejilerinin ve koruyucu çevresel faktörlerin üzerinde durur. Araştırmacılar insanın kendi güçlerini ve olanaklarını vurgular; onların sıkıntı yaratacak durumlardan sıyrılma ve başa çıkma yeteneklerini pekiştirmeye çalışırlar. Özetle, psikolojik sağlamlığın ortaya çıkabilmesi için risk anahtar faktör olarak belirtilmektedir. Kurtuluş Savaşı’ndan psikolojik sağlamlığa baktığımızda görülen Mustafa Kemal’in sözü ve diğer örnekleriyle içinde bulunulan durumdan ülkece kurtulacağına duyulan inanç ve birliktelikle verilmesi gereken mücadelenin farkındalığı, grupça gösterilmiş bir psikolojik sağlamlık hareketidir.

Hülya Orhan

Psikolojik Danışman