Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

KEFERNAHUM – Film İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 13

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon tarihi: 2019

Tür: Dram

Yapım : Lübnan

Süre: 126 dk

Imdb puanı: 8.4

Oyuncular: Zain Al Rafeea, Cedra Izam, Nadine Labaki

Yönetmen: Nadine Labaki

Nadine Labaki’nin hem senaristliğini hem yönetmenliğini hem de başrolün avukatı olarak oyunculuğunu üstlendiği film, Lübnanlı yoksul bir ailenin 12 yaşındaki çocuğu Zain’in yaşamını konu edinmektedir. Filmde kadınlar, çocuklar ve mülteciler aynı küme içerisinde kesişim noktasında verilmektedir. Kefernahum (orijinal yazımıyla Capharnaüm), yığılmış eşyaların atıldığı yani kaotik düzenin hâkim olduğu yer manasını taşımaktadır. Ayrıca İsa peygamberin cinlerin ele geçirdiği bir adamı kurtarmak için gittiği köylerden birinin adı olarak da İncil’de geçmektedir. Filmin bu manadaki bir adı taşıması, yaşamları anlatılan kesimin adeta yüce biri tarafından kurtarılmaya muhtaç bir kalabalık olduğu mesajını da vermektedir.

-Yazı spoiler içermektedir.-

Film, ıslahevi doktorunun Zain’in dişlerine bakarak yaşını tahmin etmesiyle başlamaktadır. İkinci sahnede ise mülteci kadınlar sıralanmış beklerken bir askerin isimleri okuyup kimlikleri olup olmadığını sorgulamasıyla devam etmektedir. İntro öncesi verilen bu iki sahne Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre bireyin “ait olma ve sevme” ihtiyacıyla ilişkilendirilebilir. Her birey bir grubun üyesi olarak büyütülmüştür ve diğerleriyle yakın ilişkiler aramaya, bir grubun parçası olmaya motive edilmiştir. Maalesef ki ne Lübnanlı Zain ne de Etiyopyalı mülteci kadın Rahil, herhangi bir gruba ait hissetmemekte, bu yaşamdaki varlıklarını sevgiden yoksun şekilde sürdürmeye çalışmaktadır. Bu ortak özellikleri filmin ilerleyen dakikalarında onların yollarını birleştirecektir.

İntrodan sonra Zain’in mahkemede davacı olarak hâkim karşısına çıkmasıyla film devam etmektedir. Zain, annesi ve babasına onu dünyaya getirdikleri için dava açmıştır. Üstelik onları dava edeceğini ıslahevi telefonundan bir TV kanalını arayarak öncesinde herkese duyurmuştur. Onu ve kardeşlerini dünyaya getirip bu sefalete terk etmiş olmaları dava için Zain’in en haklı gerekçesidir. Hâkim karşısında sanık rolünde olan anne-baba ise Zain’i desteklercesine bu hayatta yok sayılmaktan ne çok acı duyduklarını dile getirmektedir. Ericson’un psikososyal gelişim kuramı açısından Zain’in yaşamının ilk 4 evresindeki kişilik gelişimini inceleyebiliriz. Yaşamının 11-12 yaşlarındaki evresi filmde verilse de Zain’in aileye güvensiz bağlandığı, özerk bir eylemine izin verilmediği için yaşamından kuşku ve utanç duyduğu anlaşılmaktadır. Yine bu dünyada bulunduğu için suçlu hissettiği görülmektedir. Son olarak da ne kendi yaşamını ne de kardeşlerinin yaşamını değiştiremediği için yetersizlik duygusuna sahip olduğu hemen hemen her sahnede işlenmektedir.

Zain’in ve kardeşlerinin okula gitmeyip sokakta çeşitli işlerde çalışması ile çocuk işçiliğine, küçük kızların çocuk yaşta evlendirilmesi ile pedofili vakalarına dikkat çekilmektedir. Zain, gündüz ev sahipleri olan 30 yaşlarındaki Assaad’ın yanında çalışmaktadır. Assaad ise Zain’in 10 yaşındaki kız kardeşi Sahar’la evlenmek istemektedir. Zain’in tüm engellemelerine rağmen küçük kız Assaad’a verilince Zain öfkelenerek evden kaçmış ve kendi yolunu çizmek istemiştir. Bu sırada ise “kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası” evresinde olan Zain, “Ben kimim?” ve “Yetişkin dünyasına nasıl uyum sağlayabilirim?” sorularını zihninin arka planında barındırmaya devam etmiştir. Sefil yaşamının ardından ona rengârenk gelen lunaparkta temizlik görevlisi Rahil ile tanışmış, onun evine sığınmıştır.

Derme çatma bir evde yaşayan Rahil ve küçük bebeği Yonas’a artık Zain de katılmıştır. Rahil, ülkede kaçak bulunmakta ve yakalanırsa sınır dışı edileceği, bebeğini kendisinden alacakları kaygısını taşımaktadır. Psikanalitik sosyal kuramın temsilcisi Horney’e göre temel kaygı bazı nevrotik ihtiyaçların sağlıksız örüntüsünde kendini göstermektedir. Rahil’in bebeğinin evlilik dışı olması ve ülkede mülteci konumunda bir başına yaşaması “yaşamın sorumluluğunu üstlenecek bir eşe duyduğu nevrotik ihtiyaç” olarak ortaya çıkmıştır.  Bu sebeple de Zain’ e güvenmek durumunda kalmış, bebeğini ona teslim ederek işine gitmeye devam etmiştir. Ancak bir süre sonra Rahil yakalanmış ve tutuklanmıştır. Küçüklüğünde ebeveynlerinden beklediği sevgi ve ilgiyi alamayan Zain’in kimsesiz Yonas’a gösterdiği sevgi ve ilgi izleyiciyi şaşırtacak derecede güçlüdür. Zain’in bakım veren rolü, varoluşçu kurama göre mitwelt (kişiler arası ilişkiler) dünyasında anlamlı ve içten ilişkiler kurma çabasının göstergesidir.

Bir başına kalan Zain, Yonas’ı iyi bir aileye vermeleri için mecburen insan kaçakçısına satmış ve kendisi de Beyrut’tan gitmek istemiştir. Bunun için doğum belgesi gerekince eve geri dönmüş ancak acı bir haberle karşılaşmıştır. Kardeşi Sahar’ın hamile kalınca kan kaybından hayatını kaybettiğini öğrenmiştir. Öfkeyle evden fırlayan Zain, Assaad’ı bıçaklamış ve ıslahevine gönderilmiştir. Zain, mahkemede Assaad’ın Sahar’ın ölümüne sebep olduğu için bunu hak ettiğini, pişmanlık duymadığını söylemiştir. Zain’in bu eylemi, Kohlberg’in ahlak gelişimi evrelerinden evrensel ahlak düzeyinde bir davranıştır. Bu evrede ahlak kuralları adaleti sağlamıyorsa birey bu kurallara uymamakta ve kuralı değiştirmektedir.

Transaksiyonel analiz kuramının temsilcisi Eric Berne, bireyin kendisine ve başkalarına ilişkin algılarını dayandırdığı temel durumu “ yaşam pozisyonu” olarak adlandırmıştır. Zain’in ebeveynleri sanık olarak söz aldıklarında kimliksiz yaşamın zorluğundan, bu dünyada var olmalarına rağmen yok sayılmalarından, çocuklarına bakamamaktan yakınmıştır. Bu durumda bu ebeveynlerin “Ben OK değilim, sen OK’sin” yaşam pozisyonunu benimsedikleri, kendilerini başkalarına kıyasla güçsüz hissettikleri, çaresizlik ve suçluluk duygusu içinde oldukları görülmektedir. Çarpıcı mahkeme sahnesinin bitimini Zain’in pasaport fotoğrafı çekimi için gülümsemesi takip etmektedir. Zain için yeni bir yaşamın başladığı bilgisiyle seyirciye veda edilmektedir.

Filme İlişkin İzlenimlerim

Filmde, kadınların, çocukların ve mülteci kesimin çaresizlik içindeyken ayakta kalma mücadelesi anlatılmaktadır. “İzlenen günün ertesi sabahında bile filmden sahneler vicdanınızı rahatsız ederek sizi uyandırabilir.” uyarısını vererek filmi muhakkak izlemenizi tavsiye ediyorum.

Mine Tekin

Psikolojik Danışman