
OYUNUN ADI: TÖRE
OYUNUN YAZARI: Turgut ÖZAKMAN
YÖNETMEN: Murat ATAKü
OYUNCULAR: Serkan SEZGİN, Elif Savran PERK, Burcu Tutkun ORUÇ
OYUN TÜRÜ: Dram
OYUN SÜRESİ: 120 dakika (2 Perde)
SAHNE YERİ: Eskişehir Devlet Tiyatrosu
OYUN ÖZETİ:
Töre… Kadını yüceltmek, kan davasını aşağılamak için Turgut Özakman’ın kaleme aldığı bir oyun. Düşünün ki ölüme karşın yaşamı savunmayı seçen sekiz kadın var olsun… Bu kadınlar, kocalarını toprağa gömmüş, sonrasında da aşkı, hayatı, sevdayı unutmuş, ellerinde silah, dolaşan erkekleşmiş kadınlar olsun. Hayatın çetin şartları gereği erkekleşen bu kadınların yaşamı nasıl olur dersiniz? Kadınların mertliğini anlatan bu oyun her yönüyle insanın tüylerini diken diken ediyor.
OYUNUN İNCELENMESİ:
Oyunun genel teması incelendiğinde hümanist ve feminist ekollerin ağır bastığı göze çarpmaktadır. Bu çıkarım Özakman’ın, oyunda kan davasıyla birlikte gelen kıyım karşısına sevgiyi koymasıyla kendini göstermektedir. Bu sevgi o derece önemlidir ki beraberinde mutluluğu da doğurur. Mutluluk da en önemli araçlarından biri olan sanatla ve sanatla yoğrulan insanla hayat bulur. Nitekim bu anlayışla hümanist ekollerin ortaya attığı, psikolojinin temel ilkelerinden biri haline gelen, ‘insan biricik ve tektir’ ve ‘insan sevilmeye layık bir varlıktır’ ilkeleri bu oyunda kendisini göstermektedir.
Toplumsal temelli modern terapi olarak görülen feminist ekol, daha çok kadınların ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilmiştir. Bu ekolün ilkelerine göre kadının bakış açısı önemlidir ve kadını güçlendirmek gerekmektedir. Turgut Özakman’ın bu oyunu yazış gayesinin kadını yüceltmek ve güçlendirmek olduğu göz önünde bulundurulduğunda oyunun belirtilen ekolü büyük oranda yansıttığı belirtilebilir.
Turgut Özakman bu oyunla birlikte kadına simgesel bir anlam yükler. Anadolu’nun bilge kadını güçlü, dirayetli kadındır. Oyun içerisinde birinci derece Anadolu’nun yaşlı ve bilge kadınını da ‘Nene’ temsil eder. Örgütleyen de yöneten de odur. Aynı zamanda doğru yerde doğru teşhisi koyan, doğru tedavi yöntemleri uygulayandır. Oyun bu açıdan değerlendirildiğinde de feminist ekolün ortaya çıkış amacını oluşturan ‘toplum tarafından kadına biçilen geleneksel role karşı çıkmak’ anlayışını bizlere sunmaktadır. Bu bağlamda oyun sadece kadınların problemlerine odaklanmaz, aynı zamanda kadının sosyo-politik ve kültürel anlamda bireylere etki etmesine ve toplumda sosyal değişimi sağlamasına da odaklanır.
Sonuç olarak Turgut Özakman ilkel bir gelenek haline gelmiş töre olgusunu bu oyunda eleştirmiştir. Oyunun odağı her ne kadar töre olarak görülse de Özakman bu olgudan hareketle ülkemizde var olan kadın sorunsalı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bu eseri kaleme almıştır. Bu durum oyunun hemen hemen tüm sahnelerinde kendini göstermiştir. Özakman aslında feminist ekolün sunduğu ‘kadınların sosyal inanç ve değerleri nasıl içselleştirdiklerini anlamalarına yardımcı olma, kadınların benliğe zarar verici yapılara karşı nasıl mücadele verdiğinin farkına varma, bu yapıları değiştirmeye çalışma ve kadınların kendi bakış açılarını oluşturmalarına yardımcı olma ilkelerini töre odağında bizlere sunmuştır. Yani Özakman bir nevi feminist terapinin amaçlarını simgelerle bizlere aktarmıştır.
Oyun Hakkında Kişisel İzlenim:
İzlediğim oyunda yer alan oyunculuklar beni derinden etkilemiştir. Bunun yanında müziğin, ışığın etkili kullanılması ve oyun içerisinde de dengeli ve uyumlu bir biçimde yansıtılması bu etkiyi daha da kuvvetlendirmiştir. Bu etkiler ışığında Turgut Özakman’ın amaçladığı öğretilerin oyuncular tarafından çok net bir biçimde aktarılmasıyla Töre oyununun çağdaş Türk tiyatrosunun en önemli tragedya oyunu arasına girebileceği söylenebilir. Etkili oyunculuk ve müthiş efektler bu oyunu sizin açınızdan kaçınılmaz kılacaktır. İncelemesini gerçekleştirdiğimiz oyun yaşamış olduğunuz ilde sahnelenirse oyun gösterimden kaldırılmadan izlemenizi hararetle tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler dilerim efendim…
Ahmet ALAKUŞ
Psikolojik Danışman