Siz Hangi Tarafın Fanatiğisiniz?

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Fanatizm, taassup veya bağnazlık; dönem dönem hayatımızın çeşitli alanlarında kendini gösteren, yıkıcı sonuçlara sebep olabilen, bireysel ve toplumsal temellere sahip bir olgudur. Bir felsefi, siyasal, ideolojik görüşe veya bilimsel iddiaya karşı sorgu ve eleştirisiz tam teslimiyet; bir görüş veya tavrın şiddete bile başvuracak ölçüde savunuculuğunu yapmak anlamına gelen fanatizm olgusunda ateşli bir taraftarlık ve körü körüne bir bağlılıktan söz edilir (Sosyal Bilimler Sözlüğü). Fanatizmde belirleyici olan neyin savunulduğu değil nasıl savunulduğudur (Göka ve Göka, 2009).

Fransız filozof Gabriel Marcel; fanatizmi, soyutlamanın doğal ve indirgeyici bir sonucu olarak görmektedir. Felsefi bir kavram olarak soyutlama, ‘‘bir kavramın o anda ilgi odağı olmayan yanlarının göz ardı edilerek değerlendirilmesi’’ anlamına gelmektedir. Bir kavramı daha iyi anlamak ve ona tekrar bütüncül bir açıdan yaklaşmak için bir araç olarak kullanıldığında soyutlama işlevseldir, ancak amaç haline geldiğinde görüşümüzü kısıtlıyor gibi görünmektedir. Bağlanma ve adanma ifade eden fanatizm kavramı bu yönüyle bağlılıktan çok bağımlılığa işaret eder (Koç, 2010). Gerçekten de bir fikrin fanatiği olan kişilere bakıldığında kendilerine karşıt olan görüşün işlevsel olabilecek yanlarını dahi dikkate almadıkları, o fikre ne olursa olsun karşı oldukları görülür. Sadece kendi fikrinden farklı olması ya da sadece ‘‘karşı taraf’’ olarak kodladığı kişiler tarafından ortaya atılmış olması, o görüşün fanatiğe göre yanlış olması için yeterlidir. Bu anlamda birbirlerine tamamen zıt gibi görünen fanatiklerin de aslında temelde birbirlerine çok benzedikleri görülür. Söylemleri zıt gözükse de düşünceleri ve inançları aynı kesinliği ve değişmezliği barındırır.

Fanatizmde görülen sağlıksız bağlanma, psikodinamik yaklaşıma göre bilinçdışı bir durumdur, dolayısıyla bilişsel tartışmalarla kişinin fanatik düşünceleri değiştirilemez. Bebekliğinde annesinden ayrılma ve bireyleşme sürecini gerektiği gibi yaşayamayan çocuğun var olmak için hep başkalarına ihtiyaç duyduğu, kendini ‘‘başkalarına göre’’ veya ‘‘başkalarına rağmen’’ var etmeye çalıştığı söylenmektedir. Bu görüş, bu kişiler için güçlü bağlanmaların ve aidiyet duygusunun neden önemli olduğunu açıklamaktadır (Göka ve Göka, 2009).

Bilişsel ve ahlaki gelişim alanlarında çalışan bir eğitim psikologu olan William Perry’nin ileri sürdüğü ‘‘temel epistemolojik pozisyonlar’’, fanatiklerin düşünme stilinin anlaşılmasında yardımcı olabilir. Bilgiye ve bilmeye dair; temel ikilemcilik (düalizm), çoğulculuk, görelilik ve görelilikte kalıcılık pozisyonlarından bahseden Perry’nin temel ikilemcilik kategorisi, fanatiklerin düşünme tarzına uygun görünmektedir. Bir fanatik, temel ikilemcilik pozisyonunun özelliklerini gösterir şekilde, kendi görüşünü mutlak doğru, aksi tüm görüşleri ise mutlak yanlış kabul eder, zira ona göre doğru bir tanedir ve değişmez, göreli değildir. Kendi siyasi görüşü, kendi dini anlayışı, kendi desteklediği futbol takımı tek doğru olandır ve diğer tüm görüşlerin doğru olabilme veya doğru özellikler taşıyabilme ihtimaline kapısını sıkıca kapatmıştır. Kişi; birden fazla doğrunun var olabildiğini ve doğrunun kişiye, duruma, zamana göre değişebileceğini yani göreli olduğunu anlamaya başladığı takdirde diğer pozisyonlara geçmeye hazır demektir (Perry, 2013).

Edebiyatımızda psikolojik tahlilleri ve felsefi yetkinliği ile ön plana çıkan Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı adlı romanında belirli kalıplara bağımlı kalarak düşünme üzerine şunları söylemiştir (1980, s. 173-174): ‘‘Nihayet anlamaya başlıyoruz ki, her sistem ölü bir kalıptır, statiktir, çünkü mantığımızın mahsulüdür. Sayısız değişmeleriyle, göz karartıcı hızıyla tamamıyla dinamik olan bir mahiyeti, yani hayatı biz ancak sezişimizle takip ve bilgimizle izah edebiliriz; ona yol gösteremeyiz. … Ancak ‘‘izm’’siz düşünebildiği gün insan zekasının hürriyetinden ve genişliğinden bahsedilebilir.’’  Safa’nın, üretilen düşünce kalıplarının mutlak doğru olamayacağı, üretildikleri zaman içinde doğru kabul edilseler bile şartlar değiştikçe geçerliliklerinin de azalacağı yorumu Perry’nin temel ikilemcilik pozisyonundaki düşünce tarzına yerinde bir eleştiri gibi görünmektedir. Ayrıca Marcel’e göre de kişinin insani deneyimleri sonucunda fikirleri değişebilir ve bu sebeple yarın inanmayacağı bir fikre bugün mutlak bir bağlılık içinde olması kendine ihanet anlamına gelir. Kişi, bazı ilkelere bağlı kalarak kendine bağlı kaldığını düşünüyorsa bu durumda benliği susturulmuş hale gelecektir (Koç, 2010).

Fanatik düşünceler her dönemde birçok kişiyi kurban etmeye çalışmış ve o dönem başarılı olmuş gibi gözükse de tarih gerçekleri gün yüzüne çıkarmıştır. Bugün onları yargılayan hiçbir yargıcı değil ama ‘‘Eppur si muove (Yine de dönüyor)’’ diyen Galileo’yu, gençlerin ahlakını bozmakla yargılanan ve ölümle cezalandırılan Sokrates’i; onu kadın olduğu için üniversiteye kabul etmeyen dönemin erkeklerini değil ama Marie Curie’yi tanıyoruz. Fanatik görüşler ortaya çıktıkları zamanda epey alkış toplamış olsalar da sadece zamansız fikirler kalıcı olabilmiştir.

Fikirlerimiz, görüşlerimiz ve inançlarımızın değişkenlik göstermesi, böylesi değişken bir dünya ve dinamik bir insan yaşantısı için doğal bir durumdur. Herakleitos’un dediği gibi ‘‘Her şey akar.’’ Her şeyin aktığı, hiçbir şeyin sabit kalmadığı bir dünyada biz sabit kalıyorsak çok şey kaçırıyor olabiliriz.

Kaynakça

Göka, E. ve Göka, S., (2009). Fanatizmin psikodinamiği/Psychodynamics of fanatism. Anadolu Psikiyatri Dergisi10(4), 325-331.

Koç, E., (2010). Gabriel Marcel’e göre fanatizm. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi2010(22), 127-138.

Perry, W. G., (2013). Cognitive and ethical growth. Arnold, K. & King I.C. (Ed), College student development and academic life: Psychological, intellectual, social and moral issues (s. 48-88). New York: Routledge.

Safa, P., (1980). Bir tereddüdün romanı. İstanbul: Ötüken Neşriyat.

Sosyal Bilimler Sözlüğü. Fanatizm. Erişim Tarihi: 23.10.2020 http://omer-demir.net/sosyal-bilimler-sozlugu/

Görsel Kaynakçası

Jacques-Louis David – https://www.metmuseum.org/collection/the-collection-online/search/436105, Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=28552

https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/adam-eller-ask-sevgi-3541916/

Ece Nur Boranlı

Aday Psikolojik Danışman

Hacettepe Üniversitesi