Çocuk sahibi olmak pek çok kişi için istenen bir durumdur. Genelde kadın ve erkek doğal olarak çocuk sahibi olabileceğine inanır. Çocuk sahibi olamama durumu bu nedenle bireyler için şaşırtıcı bir durumdur. Bu durumla ilgili olarak infertilite on iki ay ya da daha uzun süre, korunmaksızın düzenli şekilde cinsel birleşmeye rağmen çocuk sahibi olunamayan üreme sistemi hastalığıdır. Çocuk sahibi olamayan çiftlerin oranı yıllar geçtikçe artmaktadır. Bu artış kadının çalışma hayatında daha fazla rol almasıyla, evliliklerin daha geç yaşta yapılmasıyla, doğum kontrol yöntemlerinin daha sık şeklide kullanılmasıyla ve çocuk sahibi olmanın evliliğin ilerleyen dönemlerine bırakılmasıyla açıklanabilir. Çocuk sahibi olamamak çiftlerin evlilik doyumlarını düşürmekte ve evliliklerde sonu boşanmalara kadar giden sorunlara sebep olabilmektedir.
Çocuk sahibi olamamak bir takım duyguları da beraberinde getirir. Bunlardan şaşkınlık duygusuna bakıldığında erkeğin kendisini doğurtkan kadınınsa kendini doğurgan olarak görmesi nedeniyle çocuk sahibi olamamanın çiftlerde şaşkınlık duygusuna neden olduğu söylenebilir. Ayrıca bireyler çocuk sahibi olamama durumunu inkar etme eğiliminde olabilirler. Burada bireyler bu durumu yaşamalarının imkansız olduğu yönünde bir inanca sahiptirler. Öfke duygusu da infertil çiftlerin yaşadığı duygular arasında yer alabilir. Bireyler çocuklarının olamaması durumunda kendilerine kızabilir ya da diğerlerine öfke duyabilirler. İnfertilite bireylerin mutsuzluğuna, yaşamdan daha az zevk almalarına, toplumdan kendilerini soyutlamalarına neden olabilir. İnfertil bireyler aynı zamanda bu durumu kabul edebilir. Çocuğa sahip olamadığını kabul eden çiftlerin duygusal problemleri azalmaktadır ve yaşamdan aldıkları doyum artmaktadır. İnfertil kadınlar ve erkeklerle yapılan çalışmalara bakıldığında, duyguları ifade etmeye ilişkin cinsiyete dönük belirgin farklar olduğu görülmektedir. Erkekler duygularını ifade etmemeyi tercih edip hiçbir şey yokmuş gibi davranma eğiliminde olurken kadınların duygularını daha çok dile getirdiği görülmektedir. Sonuç olarak infertilitenin hem kadınlar hem de erkekler tarafından yaşamlarının en kötü deneyimi olarak ifade edilen durumlar arasında olduğu söylenebilir.
Kaynakça
Seymenler, S., ve Siyez, D. M. (2018). İnfertilite Psikolojik Danışmanlığı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 10(2), 176-187.
Yanıkkerem, E., Kavlak, O., ve Sevil, Ü. (2008). İnfertil Çiftlerin Yaşadıkları Sorunlar ve Hemşirelik Yaklaşımı. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 11(4), 112-121.
Zegers-Hochschild, F., Adamson, GD., Mouzon, J., Ishihara, O., Mansour, R., Nygren, K. Et al. (2009). The International Committee for Monitoring Assisted Reproductive Technology (ICMART) and the World Health Organization (WHO) revised glossary on ART terminology. Fertil Steril, 92, 1520-1524.
Büşra TUNÇ
Psikolojik Danışman