Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Yüksek standartlara sahip olmak her zaman iyiye mi işaret eder? – Psikolektif’ten – Sayı – 11

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Yüksek standartlara sahip olmanın neden kötü bir şey olması gerektiğini düşünenler var; Elbette yüksek standartlara sahip olmak her zaman kötü değildir ancak bu yazıyı okuduktan sonra bu konuda farklı düşünmeye başlayabilirsiniz.

Her şeyden önce, yüksek standartlar kavramını tanımlayalım. Birinin yüksek standartları olması, kendisinden veya başkalarından standartları aşma konusunda aşırı bir taahhüdü ve beklentisi olmasıdır. Standartları yüksek olan kişiler genellikle mükemmel sonuçlar elde etmeye odaklanırlar ve bu genellikle yüksek kaygıya neden olur. Yüksek standartları şiddetli taşıyan biri kolay kolay rahatlayamaz, sürekli sınırları zorlamaya çalıştığı için hayattan zevk alması zorlaşır. Çabalarının ve başarılarının sonuçlarıyla motive olmasına rağmen, başarının getirdiği huzuru tatmakta zorlanır çünkü sürekli yeni olan başka bir mükemmel hedefi daha vardır; bu onun başarılarından zevk alamamasına neden olur. Etrafındaki her şeyin mükemmel düzende olması gerektiği fikri hayatını çok zorlaştırır.

Yüksek standart arzusunun kökenleri genellikle aşırı talepkâr veya eleştirel ebeveynler gibi görünse de bir kişinin sürekli olarak mükemmeliyet aramasına neden olan başka faktörler de olabilir. Örneğin, okulda, işte, yönetimde veya toplum çapında başarı odaklı baskılar, insanların yüksek standart taleplerini de etkileyebilir. Kişinin bu çevresel nedenlerin yanı sıra başarıya verdiği önem, dış onaylara verdiği önem ve takdiri artırma çabaları da bu tutumunun artmasına katkıda bulunabilir. Bu nedenle, bu faktörlerin etkileşimi bir kişinin mükemmeliyetçi eğilimler geliştirmesine neden olurken, genellikle yüksek standartlara sahip olmayı karmaşık ve çok faktörlü bir fenomen olarak açıklayabiliriz.


Yüksek standartlarımıza sıkı sıkıya bağlı kalmak bize başarı getirdiği için dışarıdan iyi, avantajlı bir tutum gibi görünse de psikolojik açıdan olumsuz etkileri yadsınamaz. Yüksek standartlara sıkı sıkıya bağlı olan kişiler mükemmel olma baskısı taşıdıklarından, küçük ve büyük başarısızlıklarla başa çıkmalarını zorlaştırır. Öte yandan aşırı detaylara odaklanarak zamanlarını etkin kullanamayabilir ve işlerini tamamlamakta güçlük çekebilirler. Ayrıca, günün sonunda yaptıklarını mükemmel bulmadıklarında, bunu öz saygıya veya değerlere eşdeğer olarak görebilir ve kendilerini değersiz hissedebilirler. Bunların genel stres düzeylerini arttırdıkları ve bu yüzden yüksek düzeyde stres yaşadıkları için sağlıkları da olumsuz yönde etkilenir.

Bu olumsuz etkilerin az çok farkında olmak ve mükemmeliyetçilikle başa çıkmak için sağlıklı yöntemler ve stratejiler geliştirmek önemlidir. Bu nedenle yazının son bölümünü başa çıkma stratejilerine ayırdım. Yüksek standartlarınızla baş edebilmek için şu birkaç adım işe yarayabilir: Kendinizi “en iyisi” ile kıyaslamak yerine yüksek standartlarla yaklaştığınız anları fark etmeye çalışabilir, dikkatinizi “en iyisini ortaya koymak” yerine kendi başarılarınıza çevirmeye çalışabilirsiniz. Mükemmel olma baskısını azaltmak için “gerçekçi ve ulaşılabilir” hedefler belirleyebilirsiniz. Her şeyin mükemmel olması gerektiğini düşünmek yerine, “kabul edilebilir”, “yeterli” düzeyde olanı hedefleyin. Çevrenizde yüksek standartları olmadığını düşündüğünüz kişilerden gerçekçi, ulaşılabilir, kabul edilebilir ölçümler hakkında geri bildirim almayı da deneyebilirsiniz. Herkesin hata yapabileceğini ve hata yapmanın normal olduğunu hatırlamadan hatalarınızı bir öğrenme fırsatı olarak görmeye çalışabilirsiniz. Zaman zaman dinlenmeye ve rahatlamaya ihtiyaç duyabileceğinizi ve bu zamanları ayırmanız gerektiğini unutmadan ihtiyaçlarınıza dikkat etmeyi ihmal etmeyiniz.

Bununla birlikte, yüksek standartlarınızla veya mükemmel olma baskınızla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, profesyonel destek bununla daha etkili bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olabilir. Kendinizle daha iyi bir iletişim kurmanız dileğiyle.

Kübra KARAPINAR

Klinik Psikolog