
Tiyatro Oyunu Künyesi
Yazan: Cahit Sıtkı Tarancı
Oyunlaştıran: Engin Yüksel
Yöneten: Mustafa Turan
Oyuncular: Erhan Adsay, Şamil Kankul, M. Furkan Dikici
Oyunun süresi – Perde sayısı: 50 dakika – 1 Perde
Yer: Diyarbakır DT
Sezon: 2020-2021
Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğumundan, Viyana’da öldüğü güne kadar kendi yazdığı anılardan ve şiirlerden oluşan yaşam serüveni; aşkları, arkadaşlıkları, sevdikleri, yakınları, gittiği okullar, ülkeler, şehirler, hayal kırıklıkları, sevinçleri, üzüntüleri, kısacası onu şair yapan yaşam hikayesi ve şiirleri ile tiyatro sahnesinde yeniden hayat buluyor…
‘‘Yazı spoiler içermektedir.’’
Gün Eksilmesin Penceremden adlı oyun Cahit Sıtkı Tarancı’nın aynı adı taşıyan şiirinden yola çıkılarak ölümünün ellinci yılında Can Yayınları tarafından çıkarılan kitabından tiyatro sahnesine uyarlanmıştır. Oyun Cahit Sıtkı Tarancı’nın hasta döşeğinde çekilmiş fotoğrafının ekrana yansıtılması ve fotoğrafın canlandırılması ile başlamakta, ardından Cahit Sıtkı Tarancı’nın biyografisinin anlatılması ile devam etmektedir. 1910 yılında Diyarbakır’da doğan şair, ilk ve ortaokulu Diyarbakır’da tamamladıktan sonra liseyi okumak için İstanbul’a gitmiştir. İstanbul Saint Joseph Lisesi’nde başlayan lise öğrenimini Galatasaray Lisesi’nde tamamlamış, burada ünlü eseri ‘‘Ziya’ya Mektuplar’’ı yazdığı, değerli dostu Ziya Osman Saba ile ölümüne kadar devam edecek arkadaşlığı başlamıştır. Mülkiye Mektebi’nde başlayan yükseköğrenimini Yüksek Ticaret Mektebi’nde devam ettirse de tamamlayamamıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın eğitim hayatı ile ilgili bilgiler aktarıldıktan sonra, oyunun belki de ana fikrini oluşturan kısma odaklanılmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın insan sevgisi, yaşama sevgiyle, tutkuyla bağlı olması ve ben bu dünyaya sevmek için geldim demesi akıllara Alfred Adler’in sosyal ilgi kavramını getirmektedir. Adler’e göre bireyler yaşamlarında sosyal bir güdüyle hareket ederler. Sosyal ilgi empati ile yakınlık kurmayla ilişkilidir. Cahit Sıtkı Tarancı, sanat için sanat anlayışına sahip olması, topluma katkı sağlamak amacıyla eserlerini yazmadığını düşündürse de insana ve insan doğasına bakış açısıyla sosyal ilgisi yüksek biri olduğunu söylemek mümkündür. Oyunda seslendirilen Memleket İsterim şiirinde geçen aşağıdaki dizeler Cahit Sıtkı Tarancı’nın sosyal ilgisinin yüksek olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın oyunda seslendirilen ve Cahit Sıtkı Tarancı denilince akla ilk gelen şiirlerinden biri olan ‘‘Yaş Otuz Beş’’ ise varoluşçu yaklaşımı ve varoluşçu yaklaşımın öne çıkan kavramlarından olan ölümü akla getirmektedir. Varoluşçu yaklaşıma göre ölüm, kişinin yaşamına anlam katması adına bir fırsat olarak görülmektedir. Ölüm, insanın yaşamının anlamlı kılınması, yaşamın değerinin bilinmesini sağlayabilmektedir.
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın, ölüm korkusunu yaşadığı için ‘‘Yaş Otuz Beş’’ şiirini yazdığına ilişkin eleştirilere verdiği yanıt, oyunda da seslendirilmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı, ölümden korktuğum için değil yaşamı sevdiğim için, yaşama tutkuyla bağlı olduğum için ölümü anıyorum demektedir. Son olarak oyunu izleyen seyircilerin dikkatini çekebilecek bir diğer unsur da Tarancı’nın otantikliğidir. Anı yaşamaya odaklanan, hırs, çatışma ve kavgadan uzak, sevgiye ve kardeşliğe verdiği önem Tarancı’nın yaşama yük olmaya değil değer katmaya geldiğini göstermektedir. Cahit Sıtkı Tarancı’nın yaşama bağlı olmasını ise oyunla aynı adı taşıyan şiirinden şu dizelerde görmek mümkündür.
Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.
Ve gönül Tanrısına der ki:
– Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğup büyüdüğü şehirde, Cahit Sıtkı Tarancı’nın hayatını anlatan, onun bilinmeyen yönlerini aydınlatan Gün Eksilmesin Penceremden adlı oyun aynı zamanda şaire bir saygı oyunu olarak görülebilir.
Oyuna İlişkin İzlenimlerim
Gün Eksilmesin Penceremden, Cahit Sıtkı Tarancı’nın memleketi olan Diyarbakır’da, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu tarafından sahnelenen sanatçıya saygı oyunu olarak görülebilir. Şiir seven, 1940’lı yıllar gibi bir yandan savaşın bir yandan hayat mücadelesinin insanları zorladığı dönemde kendilerini her şeyden soyutlayıp şiire sarılan kişilerin hayatlarına konuk olmak istiyorsanız oyunu gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz. Tiyatroyla kalın!
Mücahit Akkaya
Psikolojik Danışman / Doktorant