
Sanat, insanın kendini ifade etme yollarından biridir. Sanatçı, kendini ifade ederken şiiri, resmi, müziği ve diğer birçok yolu kullanabilir. Sanatın hangi dalı olursa olsun, eser sanatçıya dair ipuçları içerir çünkü hiçbir eser yaratıcısından tamamen bağımsız değildir. Eserde sanatçının kişilik özelliklerine rastlamak mümkündür. Bu kişilik özelliklerinden bir tanesi de mükemmeliyetçiliktir.
Mükemmeliyetçilik, kusursuzluk için harcanan çaba ve performans için konulan yüksek standartlarla karakterize bir kişilik yapılanmasıdır. Kişi, kritik derecede yüksek öz değerlendirme standartlarına ve diğerlerinin de mükemmellik beklediğine dair inanca sahiptir (Stoeber, 2017).
Mükemmeliyetçiliğe sanat içinde bakıldığında her sanatçının iyi eser ortaya çıkarma isteğini taşıdığı görülecektir ancak mükemmeliyetçiliğe ayrı bir yer ayıran, şiirleri üzerinde yıllarca çalışan Yahya Kemal Beyatlı bu konuda edebiyatımızda özel bir yere sahiptir. Edebiyattaki bu özel yerinin de çoğunluğunu “saf şiiri” yani mükemmel şiiri bulma çabasına borçlu olduğu söylenebilir (Çıkla, 2015).
Yahya Kemal, dokuz yıllık Paris macerasından sonra çeşitli şairlerden etkilenerek İstanbul’a döner ve kısa sürede edebiyat çevrelerinde adından söz ettirir (Doğan, 2011). Mısraları uyum ve ahenk açısından hayranlıkla karşılansa da kendi için koyduğu yüksek standartlar ilk altı yıl içinde yalnızca bir şiir yayımlamasına izin verir. Şiiri yalnızca yazarken değil, yazdıktan sonra da kusursuz olana kadar tekrar tekrar incelemesi bir şiir için yıllarını ayırmasına sebep olur (Çıkla, 2015). Buna örnek olarak; 1910’lu yıllarda yazdığı “Byblos Kadınları” ve “Sicilya Kızları” şiirleri verilebilir. Şiirlerin yayımlanmasından kırk yıl sonra bile, Hasan Âli Yücel’e bu şiirlerden “tamamlanmamış” olarak bahsetmiştir (Doğan, 2011). Bu durum, o yıllarda çalışmalara yeni yeni konu olan mükemmeliyetçiliğin tipik bir özelliğinin sahnelenmesidir: Kişinin kendi için çok yüksek standartlar koyması ve performansı konusunda fazlaca eleştirel olması. Birey, kendine karşı o kadar eleştireldir ki yeterli olduğu durumlarda bile yetersizlik düşüncesini zihninden uzaklaştıramaz ve daima daha iyisinin olduğuna inanır (Kanlı ve Taşçılar, 2014). Bu, dışarıdan bakan kişilerin her zaman fark edemeyeceği bir şeydir ki esasen okuyucular da bu iki şiiri “tamamlanmamış” olarak görmemiştir (Doğan, 2011).
Yahya Kemal, sadece kendi şiirlerinde değil diğer şairlerin şiirlerinde de kusursuzluk aramıştır. Kendi gibi şair olan Ziya Gökalp, Abdülhak Hamid Tarhan, Mehmet Akif Ersoy, Muallim Naci, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Haşim, Namık Kemal gibi birçok şairin şiirini eleştirmiş hatta bazı dizelerinde düzeltmeler yapmıştır. Örneğin; Mehmet Akif’in “Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizesini anlam açısından eleştirmiş, şiirdeki anlamca batan güneşlere üzülüyor olma durumunu kabul etmemiştir. Bunun yerine şu mısraları önermiştir (Doğan, 2011):
Müslüman kaldık asırlarca onun uğrunda
Bin güneş batmalı yıldızla hilâl uğrunda
Mükemmeliyetçiliği, kişinin kendine yönelik mükemmeliyetçilik anlayışı ve sosyal olarak dayatılan mükemmeliyetçilik anlayışı olarak ikiye ayırmak mümkündür. Kişinin kendine yönelik mükemmeliyetçilik anlayışı, kusursuzluk için harcanan çaba ve kusursuz olmaya yönelik kendi için yüksek standartları içerir. Sosyal olarak dayatılan mükemmeliyetçilik anlayışı ise diğerlerinin aşırı derecede yüksek standartlara sahip olduğu ve başkaları tarafından kabul görülmenin bu standartları karşılamaya bağlı olduğu inancına dayanır (Aghdasi, 2014). Yahya Kemal’in yayım hayatı incelendiğinde, ikinci tip bir mükemmeliyet anlayışına da sahip olduğu inkâr edilemez. Birçok şiir yazmıştır fakat kimini yayımlamamıştır kimini ise birçok müsveddesi ile birlikte yarım bırakmıştır. Yayımladıkları içinse oldukça çaba harcamıştır. Örneğin; “Açık Deniz” adlı şiirini on beş yılda tamamlamıştır (Çıkla, 2015).
Yetmiş dört yıl süren ve şiirin mükemmelliğine adanmış denilebilecek bir yaşama sahip olan Yahya Kemal’in hayattayken basılan bir kitabı yoktur. Bununla ilgili ileri sürülen edebi birçok neden olsa da (Çıkla, 2015) akla gelen sebeplerden bir tanesi de mükemmeliyetçi kişilik yapısından dolayı tamamlanması bile uzun yıllar alan şiirleri bir kitapta birleştirememiş olmasıdır. Belki de mükemmeliyetçilik Yahya Kemal’in bu üne kavuşmasını sağlamış fakat bir şiir kitabı bile yayımlamasına izin vermeden hayata veda etmesine sebep olmuştur.
Aslı Eyi
Psikolog