Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Editörden – Psikolektif Dergisi – Sayı – 11

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: < 1 dakika

Bilinçleri olmayan algoritmaların kendi bilincimizle verdiğimiz kararları gitgide daha fazla yönettiği, büyük verinin mahsulü olduğumuz ve dolayısıyla mahremiyetimizi bir türlü sağlayamadığımız bir dönemde yalnızlıktan bahsetmek biraz daha güç olacağa benziyor. Biyososyal bir canlı olan insan tarafından yalnızlık çoğunlukla ciddi ve acı verici bir tehdit olarak algılanabiliyor. Bu tercih edilmeyen yalnızlık ve tehdit, insanın derin bir korkuya kapılmasına neden olurken; kendi içini hiç tanımama, anlamama ve iç sesini kısmayı öğrenme hali dikkate değer görülmüyor. Başkalarıyla bir bütün olma ihtiyacı, sosyal kabul görmeye verilen değer ve beğenilmeyi merkez alan bir dünya kurtulması çok güç bir tuzak değil mi? Duygusal dünyalardan bihaber bireylerin birlikteliği kurmacadan öteye gidebilir mi? Boşlukta hissetme ve anlaşılamama korkusundan sıyrılıp, içimizi kendimizden mahrum etmeyerek yalnız bir sıcaklığı seçmek tuhaf olmamalı. 

Kırmızı kalplerin gözlerimizi meşgul edeceği bugünlerde Psikolektif Dergisi’nin 11.sayısı Yalnızlık sizlerle. Bu sayıda bizimle birlikte olan değerli hocamız Uzman Psikolojik Danışman-Araştırma Görevlisi Ayşegül Aracı İyiaydın’a katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.

Bir sonraki sayımıza kadar kendinizle kalın…

Şafak ATAY

Psikolektif Dergisi Editörü / Psikolojik Danışman