Flynn Etkisi ve Çocuklar

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Çağımızda ki çocuklar daha mı zeki? IQ puanları daha mı yüksek? İnsanlar böyle düşünüyor olabilir ama bunun aslı var mı? İşte bu gibi sorular öncülüğünde Flynn Etkisi’ne adını veren kişi, Yeni Zelanda’da çalışmalarını sürdüren Amerikalı siyaset bilimci James Flynn’dir. Flynn Etkisi, 20. yüzyılda dünyanın birçok yerinde ölçülen zekâ testi puanlarındaki kayda değer ve uzun süreli artıştır. Bu artış Flynn’in dikkatini çekmiş ve çalışmalarını yirmiden fazla ülkede sürdürmüştür. Ya testler kolaylaşıyor ya da tür olarak bizler daha zekileşiyor olmalıydık.  Siz ne düşünüyorsunuz? 

IQ puanınızı biliyor musunuz? Peki ya ebeveynlerinizinkini? Ya dedelerinizin, büyükannelerinizinkini? Sizce kuşaktan kuşağa IQ puanlarında değişiklik yaşanıyor mudur? Yapılan çalışmalar, insanların her yeni kuşakta IQ puanlarında yaklaşık 4-6 puan ilerleme olduğunu gösteriyor. Yani 1990’da alınan iyi puan 1970’in parlak puanıyken, 2005’te orta halli bir puan sayılmaktadır. Dolayısıyla anne babanız, kendi anne babalarından daha parlaktı, çocuklarınız da sizden daha parlak olacaklar (Furnham, 2008). Flynn’ın tüm test zeka puanları için diğer ülkelerde belirlemiş olduğuna benzer bir artış eğiliminin Türk örnekleminde de ortaya çıktığı görülmektedir. Çalışma örnekleminde bu artışın 29 yıllık zaman dilimi için yaklaşık 10 puan olduğu belirlenmiştir (Uluç, Korkmaz, Şahin, 2014). Birçok ülkede verilerin incelenmesi sonucunda, Flynn’in iddia ettiği ‘‘Kitlesel IQ Artışları’’ etkileyici şekilde kanıtlanmış görünüyor. Ancak buradaki temel soru bunun neden böyle olduğudur (Furnham, 2008). Gerçekten daha mı zeki oluyoruz yoksa başka etkenler mi var? 

Çalışma sonuçları ışığında, çocukların zekasındaki artışların ana nedenlerini birkaç başlık altında toplamak gerekirse:

Eğitim: Eskiye kıyasla eğitimin zorunlu olması, çoğu ülkede çocukların eğitime daha fazla zaman ayırıyor oluşuyla ilişkilidir; dolayısıyla eğitim iyileştikçe ve yaygınlaştıkça, puanlar da yükselmiştir.

Beslenme: İnsanlar çocukluk döneminde iyi beslenmenin hayatın ilerleyen dönemlerindeki etkisi hakkında daha bilinçli davrandıkları için iyi beslenmenin puanlar üzerindeki artışı gözlemlenmiştir.

Ebeveynlerin Rolü: Ebeveynlerin çocukları için daha zengin bir ev ortamı sağladıkları ve iyi eğitim almaları için daha çok yatırım yaptıkları belirlenmiştir.

Sosyal Çevre: Dünya karmaşıklaştıkça uyaran düzeyi de artmaktadır. Modernleşme ve yeni teknolojiler insanların soyut anlamlandırmalarında ilerleme gerçekleştirmektedir.

Ana başlıklar incelendiğinde Flynn Etkisi, zekadaki değişimlerin genetikten ziyade çevresel etmenlere bağlı olduğunu gösteriyor (Furnham, 2008).

Çocuklar, modern dünyada kendilerini ve çevreyi anlamlandırabilmek için algılarını daha aktif kullanmayı öğreniyor bu da bilişsel yapının güçlenmesini sağlıyor. Çağımızın teknolojisi çocuklara üst düzey problem çözme becerisi, yaratıcılık, metabilişsel düşünme ve görsel koordinasyon kazandırıyor. Çocuklarımızın bilgiye ulaşma hızıyla paralel anlamlandırma hızı da kuşaktan kuşağa bir artış göstermeye devam ediyor. Birçok yenilik içerisinde doğan çocuklarımızın bizden daha aktif bir zekâ yapılandırmasına şaşırmamak gerekir, saygı duymak ve buna rehber olmak ebeveynlere düşen görevdir.

Peki teknoloji bu kadar hayatımıza girmişken çocuklara nasıl rehber olmalıyız? Teknoloji kullanımında nasıl bir yol izlemeliyiz? sorularına gelecek olursak, her şeyden önce çocukların ‘‘birey’’ olduğunu kabul etmek ile başlamalıyız. Gerekli güvenlik tedbirlerini aldıktan sonra (Örneğin; çocuk kullanımı, ebeveyn kısıtlaması gibi teknolojik cihazları zararlı içeriklerinden arındırmak.) nasıl siz teknolojinin size sunduğu tüm imkanlardan yararlanırken kişisel tercihleriniz, ilgileriniz ve yeteneklerinize göre zaman ayırıyorsanız çocukları da birey olarak kabul etmek ve onların yeteneklerine, ilgilerine saygı duymak gerekir. Örneğin; çocuğunuzun müzik aletlerine ilgisi var ve teknolojiyi bu şekilde kullanmak istiyor siz başka bir dil öğrenmesi için ısrar ediyorsanız sağlıklı bir süreç yaşıyor sayılmazsınız. Çocuklara alternatif seçenekler sunmak ve belirli sürelerde kullanıma fırsat tanımak en önemli iki husustur. Unutulmamalıdır ki, tek doğru yol yoktur. Her çocuk bireysel değerlendirilmeli, çocukların da fikri alınarak bir yol izlenmelidir. Çocuklar, fikirlerine değer verildiğini hissettiğinde bu süreci daha verimli geçireceklerdir. 

Özetle, kanıtlanmış çalışmalar ışığında söylenebilir ki; zekâ genetik potansiyelin varlığında, zengin uyarıcılar sayesinde, sağlıklı ebeveyn ve çevre etkileşimi ile kuşaktan kuşağa artmaktadır.

Çocukların modern dünyada kendilerini bulabilmeleri ve bilişsel yapılandırma süreçlerini en doğru şekilde takip edip, geri bildirim sağlayacak kişiler uzmanlardır. Bu durumu göz ardı etmemek gerekir, uzmanlardan danışmanlık yardımı alarak süreci daha sağlıklı geçirmek sizin elinizde. Çocuklar sadece gen aktarımı sağladığımız bireyler olarak görülmemeli, çocuklar yaşadığımız dünyayı değiştirebilecek potansiyele sahip, rehber olunması gereken toplumun en küçük yapı taşlarıdır. Temeli sağlam olan bir dünya için değerli çocuklarımızı koşulsuz saygı ve sevgi ile kabul etmeniz dileklerimle… 

KAYNAKÇA

Furnham, A. (2008). Flynn Etkisi. (Çev. S. AĞIRYÜRÜYEN.) Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Psikoloji Fikri (ss. 72-75). İstanbul: Domingo Yayınları.

Uluç, S., Korkmaz, B., & Şahin, Ö. (2014, Haz). Flynn Etkisi’nin Türk örnekleminde değerlendirilmesi: WÇZÖ-R ve WÇZÖ-IV zeka bölümü (ZB) puanlarının karşılaştırılması. Türk Psikoloji Dergisi, 29(73), 60-69.

GÖRSELLERİN KAYNAKÇASI

https://www.behance.net/gallery/31807905/STEM-Murals-Fairview-Elementary  

Elif KESKİN

                                                                                            Okul Öncesi Öğretmeni