Günlük yaşamda bireyler, olaylara, durumlara ve kişilere yönelik farklı beklentiler içindedirler. Bu beklentilerin oluşmasında ise bireyin algıları ve davranışları etkili olabilmektedir. Daha önce hiç görmediği bir yere gitmeden önce arkadaş ortamında gideceği şehirle ilgili olumlu yorumlar işiten bir kişi, seyahat ettiği şehre adım attığı ilk andan itibaren şehre ilişkin güzellemeler içinde olabilir. Gittiği şehirde karşılaştığı herhangi bir insanın gülümsemesini, sıradan bir hoş geldiniz demesini ‘‘boşuna bu şehir hakkında olumlu şeyler söylememişler, ne kadar sıcakkanlı insanlar yaşıyormuş burada’’ şeklinde yorumlayabilmekte; o şehirde yaşayan kişilerle kurduğu iletişimde muhataplarına sıcak davranmaya başlamakta ve onun pozitif davranışı gören insanlar da aynı şekilde pozitif bir karşılık gösterebilmektedir. Bu durumda bireyin şehirle ilgili olumlu algısı doğrulanmakta bir başka deyişle kendini gerçekleştiren kehanete dönüşmektedir.
Kendini gerçekleştiren kehanetten söz edilirken, aklınıza ilk olarak olumlu bir çağrışım mı geldi yoksa olumsuz bir çağrışım mı? Olumsuz çağrışımla daha çok ilişkilendirilen kendini gerçekleştiren kehanetle ilgili bu yazıya farklı tarzda bir giriş yaparak algınızı sarsmaya çalıştım. Peki nedir bu kendini gerçekleştiren kehanet ve ne kendini gerçekleştiren kehanet olarak adlandırılmaz?
Yazının girişinde verilen örnekte kendini gerçekleştiren kehanetin oluşmasında önceki öğrenmeler, kalıpyargılar etkili bir rol oynamıştır. Kişi herhangi bir deneyime sahip olmadan duyduklarının algısını etkilemesi sonucunda karşılaştığı en basit olumlu davranışı bile içtenlikle ilişkilendirmiş, davranışlarını buna göre şekillendirmiş ve nihayetinde tam da beklediği gibi sıcak içten davranışlarla karşılaşmıştır. Kendini gerçekleştiren kehanette, yanlış bir algılamanın nihayetinde yeni bir davranışa yol açması ve temelde doğruluğu bulunmayan durumun gerçeğe dönüşmesi söz konusudur. Bir başka deyişle geçerliği ve karşılığı olmayan bir şeyin gerçeğe dönüşmesi sürecini ifade etmektedir kendini gerçekleştiren kehanet. Algıların, önceki öğrenmelerin davranışların sonucu üzerindeki etkisini gösteren ve kalıpyargıların oluşma serüvenini anlatması bakımından önemli olan kendini gerçekleştiren kehanet, yeni insanlarla tanışma sürecinde, yeni bir yere gitmede yani daha çok başlangıçların olduğu aşamada kendini göstermektedir. Yeni bir insanla tanışmadan önce kesin beni soğuk bulacak, yanlış anlayacak, elim ayağıma dolanacak ne dediğimi bilemeyeceğim diyen birinin heyecanını kontrol edememesinden kaynaklı olarak ketum davranması, pot kırması karşı tarafın da onu sıcak bulmamasına, iletişim kurmayı istememesine neden olabilmekte ve buluşmadan önceki iyi bir iletişim kuramayacağız savının doğrulanmasına bir başka deyişle kehanetin kendini gerçekleştirmesine yol açacaktır.
Kendini gerçekleştiren kehanet kişiler arası yaşantılarda olduğu gibi akademik yaşamda da kendini gösterebilmektedir. Rosenthal ve Jacobson’un 1968’de yapmış oldukları Sınıftaki Pygmalion adlı deneyde, ilkokulda çalışan öğretmenlere rastlantısal olarak seçilen ve diğer arkadaşlarından farkı olmayan bir grup öğrencinin, 8 ayda kayda değer bir akademik gelişme gösterecekleri söylenmiştir. Dönem sonunda bu öğrencilerin kayda değer bir zihinsel gelişme gösterdikleri görülmüştür. Araştırmacılar, bu sonucun elde edilmesinde öğretmenlerin oluşturdukları beklentiyle birlikte öğrencilere yönelik tutumlarında daha kabul edici, destekleyici davranmalarının etkili olduğunu ve bunu öğrencilere hissettirerek öğrencilerin motivasyonları üzerinde olumlu bir etkiye yol açtıklarını belirtmiştir (Akt., Demirtaş-Madran, 2012).
İnsan zihni her zaman olanı olduğu gibi yorumlayarak hareket etmeyebilmekte; bazen başkalarından duyduklarımız, bazen önceki yaşantılarımız, yeni başlangıçlar yaparken bizi yönlendirebilmektedir. Normalde gerçekleşme ihtimali pek mümkün olmayan sonuçlara yol açacak şekilde davranışlar sergilediğimizde mümkün olmayan mümkün hale gelebilmektedir. Algılarımızın davranışlarımızın sonucunu belirlemede ne kadar önemli olabileceğini göstermesi açısından kendini gerçekleştiren kehanet iyi bir örnek olarak görülebilir. Beklentilerimiz kimi zaman kendi sonucunu doğurur. Yeter ki beklentilerimizin bizi nereye götürdüğünün farkında olalım!
Kaynakça
Andaç-Demirtaş, H. (2012). Temel beklenti etkisi: Kendini gerçekleştiren kehanet (s.29-41). İçinde, Ayrımcılık: Çok boyutlu yaklaşımlar (K. Çayır & M. Ayan-Ceyhan, Eds.). İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Mücahit Akkaya
Psikolojik Danışman / Doktorant