Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Ergenlik Döneminde Aile İletişimi ve Kimlik Gelişimi – Psikolektif Dergisi – Sayı – 25

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Ergenlik dönemi, bireylerin sadece bireysel kimliklerini değil, aynı zamanda sosyal bağlamları içinde nasıl konumlandıklarını da anlama sürecidir. Bu aşamada, gençler, akran gruplarıyla etkileşim içinde olmanın yanı sıra toplumsal normları ve değerleri de keşfederler. Arkadaş ilişkileri, gençlerin sosyal becerilerini geliştirmeleri, empati kurmaları ve grup içinde kendilerini ifade etmeleri açısından önemlidir (Smith ve Hart, 2020).

Ergenlik dönemi aynı zamanda gençlerin gelecekteki mesleki hedeflerini ve kişisel tutkularını belirlemeye yönelik de bir dönemdir. Bu süreçte, bireyler kendi yeteneklerini, ilgi alanlarını ve değerlerini anlama çabasında içindedirler. Bu sürecin büyük bir kısmını da okullarda geçirdiklerinden sürece öğretmenler de dahil olmaktadır. Öğretmenler ebeveynlerle birlikte bu dönemde alınacak önemli kararlarda öğrenciyi desteklemek ve rehberlik etmek açısından kilit bir rol oynarlar. 

Bu dönemin bir diğer kritik noktası ise aile içi iletişimin nasıl kurulduğudur. Ergen bireylerin fiziksel ve duygusal alandaki değişimlerinin de etkisiyle birçok noktada ebeveynlerle ya da kardeşlerle tartışmalar yaşanabilir. Aile içindeki iletişim, ergenlerin kimlik arayışlarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşen bir öğrenme sürecidir ve olumlu iletişim, gençlerin kimliklerini olumlu bir şekilde geliştirmelerine katkıda bulunabilir (Harsej vd., 2021).  İletişim, aile üyeleri arasında duygusal bağların güçlenmesine katkıda bulunur ve bu, ergenlerin kendi kimliklerini şekillendirirken hissettikleri güvence duygusunu artırabilir. Olumlu iletişimin, ergen bireylerin duygusal ihtiyaçlarını anlamalarına yardımcı olarak, aile üyeleri arasında sağlıklı bağlar kurmalarına olanak tanıyacağı düşünülmektedir. Aile içinde açık iletişim ortamı, ergen bireylerin sorunlarına çözüm bulma, duygusal zorluklarını paylaşma ve kendi düşüncelerini ifade etme becerilerini güçlendirebilir. 

Bu bağlamda, aile içindeki olumlu iletişim, gençlerin sosyal becerilerini geliştirmelerine de katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Aile üyeleri arasında yapılan olumlu ve destekleyici konuşmalar, gençlerin dış dünyayla iletişim kurma ve sosyal ilişkilerini yönetme yeteneklerini artırabilir. Aynı zamanda, bu iletişim tarzı, gençlerin kendilerini ifade etme konusundaki özgüvenlerini artırarak kimlik gelişim sürecine olumlu bir etki sağlayabilir. Bu nedenle ergen bireylerin yaşam süreçlerindeki bu en önemli dönemlerinde özellikle aile bireyleri tarafından desteklenmelerinin olumlu bir kimlik gelişimi açısından değerli olduğu düşünülmektedir. 

Değişen yaşam koşulları da düşünüldüğünde ergenlerin sosyal ve psikolojik gereksinimlerinin de farklılaştığını söyleyebiliriz. Bu dönemde, gerekli desteği ve olumlu kimlik gelişimi için yeterli uyarıcıları ve modelleri göremeyen gençler olumsuz kimlik (alkol ve madde bağımlılığı, erken hamilelik, şiddet eğilimi, depresyon, intihar eğilimi ve satanizm gibi) geliştirebilirler (Karaırmak, vd., 2016). Ergenlerdeki olumsuz kimlik gelişimlerinin öğretmenler ve ebeveynler açısından çeşitli sorunlara yol açtığı da değerlendirilmesi gereken bir başka konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Erikson’a göre ergenler ancak sağlıklı kimlik gelişimi ile yetişkinliğe sağlıklı bir geçiş yaparlar. Fiziksel özellikleri ile yetişkin görünümü alan ergenin kendini ve dünyayı algılama çabası başlar. Benzer şekilde ergenin çevresindeki insanların da ergene karşı bakış açısı değişmiştir. Bazı durumlarda çocuk, bazı durumlarda ise ergen ya da genç yetişkin gibi algılanmaktadır. Ergen ise artık çocuk gibi davranamayacağını anladığından, “Ben kimim?” “Değerlerim nelerdir?”, “Ne olmak istiyorum?” gibi sorularla geleceğe dönük kararları düşünmeye ve kimliğini oluşturma çabası içindedir. Toplum içinde kendine uygun bir rol bulursa kimlik kazanmış olur. Farklı denemeler sonunda bu krizi çözemezse ergen kimlik karmaşası yaşayabilir veya olumsuz kimlik geliştirebilir (Karaırmak, Özeke-Kocabaş, & Toker, 2016).

Neler Yapılabilir?

Aile içi iletişim, etnik kimlik, kariyer hedefleri ve kişisel değerlerle ilgili konularda gençlerin kendilerini keşfetme yolculuklarını yönlendirmek önemlidir (Meszaros vd., 2017). Bu nedenle ilk olarak yapılması gerekenlerden bir tanesi aile içi iletişimi güçlendirmek olmalıdır. Bu, duygusal bağların artırılması ve sağlıklı bir iletişim ortamının oluşturulması yoluyla olumsuz kimlik gelişimini engellemeye yönelik önemli bir adım olacaktır (Karaırmak vd., 2016). 

Okullarda özellikle psikolojik danışma ve rehberlik  servislerinin iş birliği ile hem öğrencilere hem de velilere yönelik bilgilendirici seminerler düzenlenebilir. Eğitim ve bilinçlendirme ile ergenlere kimlik gelişimi konusunda eğitim vermek ve bu sürecin doğal bir parçası olduğunu anlamalarına yardımcı olmak adına önerilen bir stratejidir (Karaırmak vd., 2016).

Olumlu rol modellerin artırılması yoluyla da olumsuz kimlik gelişiminin önüne geçilebileceği düşünülmektedir. Olumlu rol modellerle etkileşim, psikolojik destek ve empati gibi stratejiler de ergenlerde olumsuz kimlik gelişimini önleme çabalarında öne çıkan unsurlardır. Bu stratejiler, bireyin özel ihtiyaçlarına uygun şekilde uyarlanarak, ergenlere daha etkili bir destek sağlanmasına katkıda bulunabilir (Karaırmak vd., 2016).

Sonuç olarak, ergenlik dönemi bir kimlik arayışı sürecidir. Bu süreç ebeveynler, aile içi iletişim ve akranlarla karmaşık bir etkileşim ağıyla şekillenir. Bu dönemde aile içi iletişimin güçlendirilmesi, akran ilişkilerinin desteklenmesi ve olumlu iletişim dinamiklerinin kurulması, ergenlerin sağlıklı kimlik gelişimine katkıda bulunabilir. Bu nedenle, eğitimciler, aileler ve toplum olarak, genç bireylerin bu önemli evrede ihtiyaç duydukları rehberliği sağlamak ve olumlu bir çevre oluşturmak amacıyla birlikte çalışmalıyız. Bu çaba, gençlerin güvenli bir şekilde kimliklerini bulmalarına ve geleceğe sağlam adımlarla ilerlemelerine yardımcı olabilir.

Semih ÜLKER

Psikolojik Danışman