Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Duvara Karşı – Film İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 11

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon tarihi: 2004

Tür: Dram

Yapım: Almanya

Süre: 121 dk

Imdb Puanı: 7.9

Oyuncular: Birol Ünel, Sibel Kekilli, Güven Kıraç

Yönetmen: Fatih Akın

Fatih Akın’ın yazıp yönettiği film, Gegen Die Wand orijinal adıyla gösterime girmiştir. Berlin Film Festivali’nde en iyi film ödülü olan Altın Ayı’yı almıştır. Film, daha sonra tiyatro ve operaya uyarlanmıştır. Ailesinin otoriter tutumlarından bunalmış Sibel ile hayatının yönünü kaybetmiş, oradan oraya savrulan Cahit’in yolu intihar girişimleri sonucunda kesişir. İntihar, birbirlerinin hayatlarına dahil olmalarına ve köklü değişimler yaşamalarına neden olacaktır.

-Yazının devamı spoiler içermektedir-

Cahit, kırklı yaşlardadır ve bir gece kulübünde temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Yaşadığı ev bakımsızdır. Alkol bağımlılığı vardır ve uyuşturucu kullanmaktadır. Cahit, bir gece arabayı duvara çarparak intihar etmek ister. Cahit’in intihar girişimi başarılı olamamıştır ama intihar şekli ölmek istediğini ortaya koymaktadır.  Shneidmann intiharı, dayanılmaz acıları, ağır sorunları olan şaşırmış, bozulmuş ve gücü azalmış benliğin çözüm arayıcı bir eylemi olarak tanımlamaktadır.  Cahit’in eşinin ölümünden sonra toparlanmakta güçlük yaşamasının ve bu süreçte sosyal destek kaynaklarının zayıf olmasının intihar girişiminde bulunmasına neden olduğunu söyleyebiliriz.

Sibel, ailesi ile yaşamaktadır ve bu durumdan memnun değildir. Abisi ona fiziksel şiddet uygulamıştır, bir erkekle el ele tutuştuğunu gördüğü için burnunu kırmıştır. Sibel’in ailede belirlenmiş kurallara göre hareket etmesini beklemektedirler. Ailesinin otoriter tutumunun Sibel’in intihar girişiminde bulunmasına neden olan faktörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Sibel, Cahit’in aksine ölmek istememektedir, isteklerini ailesine kabul ettirebilmek için intihar etmeyi seçmiştir. Ailesinin görüşleri Sibel intihar ettikten sonra da değişmemiştir, babası intihar girişiminde bulunduğu için onu suçlamaktadır. Sibel, ailesiyle yaşamaktan kurtulmanın yolunu Cahit ile anlaşmalı bir evlilik yapmakta bulur. Erikson’un yakınlığa karşı yalıtılmışlık dönemini düşündüğümüzde kişi bu dönemde yakınlık ve yalıtılmışlık arasındaki karmaşayı çözmeli ve dönemin temel gücü olan sevgiyi kazanmalıdır. Sibel ve Cahit, evliliklerinde aralarında herhangi bir bağ olmayacağına ve cinsel bir ilişki yaşanmayacağına dair söz vermiştir ancak zamanla aralarında duygusal bir bağ oluşmaya başlar. Sibel, bu bağın güçlenmesine izin vermemiştir, kazandığını düşündüğü özgürlüğünü kaybetmek istememektedir. Glasser’e göre fiziksel bir ihtiyaç olan cinsellik, bireyi sevgisiz cinselliğe yöneltebilir. Bu da bireyi sevgi ve ait olma ihtiyaçlarının karşılanmasından yoksun bırakır. Sibel, Cahit ile yakınlaşmaktan kaçınarak ayrımsız cinsel ilişkiler yoluyla yakınlık arayışına girmektedir. Sibel’in bu şekilde davranması kimlik arayışını başarılı bir şekilde tamamlamadığını düşündürmektedir ve bu da yalıtılmışlığa yol açabilir.

Glasser’e göre beş temel ihtiyacımız bulunmaktadır. Bunlar; hayatta kalma, sevgi ve ait olma, güç, özgürlük ve eğlencedir. Özgürlük ihtiyacı; seçimler yapma, kendi ayakları üzerinde durma ve gereksiz sınırlamalar olmadan kendi hayatını istediği şekilde sürdürebilme anlamına gelmektedir. Sibel’in özgürlük ihtiyacı diğer insanlara göre daha yüksektedir. Cahit’in hapse girmesiyle birlikte İstanbul’a taşınması ve burada bir hayat kurmak için çaba göstermesi, kuzeni ile yaşarken onun kurduğu düzene ayak uyduramayarak başka bir yere taşınması, iş yaşamının tekdüze oluşundan sıkılarak otelde çalışmayı bırakması özgürlük ihtiyacını karşılamak için yapmış olduğu seçimlere dayanıyor olabilir.

Sevgi ve ait olma ihtiyacı, insanın yakınlık ve yaşam boyu bağlılık ihtiyacı ile ilişkilidir. Bireyler, ruhsal iyi oluşlarını ve yaşam kalitelerini arttırmak için diğerleriyle duygusal bağ kurmaya, ait olmaya, başkalarını sevmeye ve onlar tarafından sevilmeye, kişiler arası ilişkileri geliştirmeye ihtiyaç duymaktadırlar. İnsanların sevdiği, özellikle de aşık olduğu kişileri sahiplenme ve onları kontrol altına alma eğilimi vardır. Cahit, Sibel’e olan hislerinden dolayı onu kıskanmaya başlamıştır, bir kıskançlık krizinden sonra Sibel’in eski sevgilisini öldürür ve hapse girer. Hapisten çıktıktan sonra Sibel ile tekrar beraber olmak istemektedir. Sibel sayesinde hayata yeniden tutunduğunu ifade eder. Cahit için sevgi ve ait olma ihtiyacı, diğer ihtiyaçlara nazaran daha önemli olabilir. Cahit’in arkadaşlık ilişkisi geliştirdiği kişi sayısı yok denecek kadar azdır. İş yerinden arkadaşı Şeref ile paylaşımda bulunmaktadır. Sibel’i istemeye gittiklerinde, düğününde, aşık olduğunu anlatırken, hapisten çıktığında yanında hep Şeref vardır.

Sibel, Cahit’in onunla beraber Mersin’e gitme fikrini kabul etmez. Cahit’in sevgi ve ait olma ihtiyacı baskınken Sibel’in özgürlük ihtiyacı baskındır. Cahit, Sibel ile tekrar anlamını bulduğu yaşamında onu yanında istemektedir. Sibel, Cahit’in bu teklifini kabul etse de bu kararından vazgeçer. O, kurmuş olduğu düzende yaşamaya devam edecektir.

Filme ilişkin izlenimlerim:

Kayboluşlar, vazgeçmeler ve hayata yeniden tutunma çabaları ile kendilerini var etmeye çalışan iki insanın değişimlerini çok net bir şekilde görmemizi sağlıyor Fatih Akın. Acıların ortak paydada kişileri birleştirmesini iyi bir şekilde ele aldığını düşünüyorum.

Özlem Tekin

Psikolojik Danışman