Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Sığıntılar – Tiyatro Oyunu İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 14

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Tiyatro Oyunu Künyesi

Yazan: Slawomir Mrozek

Çeviren: Zihni Küçümen

Yöneten: Mehmet Yıldız

Oyuncular: Nusret Baltacı, Hasan Ergün

Oyunun süresi – Perde sayısı: 65 dakika / 1 perde

Yer: Diyarbakır DT

Sezon: 2021/2022

Polonyalı iki adam, biri köylü diğeri bir yazar. Yazar siyasi nedenlerle, köylü ise para kazanmak için Paris’e gelmiş. Bir apartmanın bodrumunda fareler gibi yaşayıp hayata tutunmaya çalışıyorlar. Tutunabilirlerse…

‘‘Yazı spoiler içermektedir’’

Farklı amaçlar, farklı hayaller ortak bir çatı. Tabii bir apartmanın bodrumuna çatı demek ne kadar doğruysa. Oyuncuların bir adı yok, biri köylü, proleterya (ücretli işçi). Öteki ise siyasi nedenlerden ötürü anayurdunu bırakıp çok uzaklara, yeni bir gelecek kurmak için Paris’e gelen (kaçan) bir aydın. Oyun sınıfsal ayrımın, üstten bakışın, kendine hapsolmanın ise bir tasviri adeta. Yazar karakteri, kendine hapsolan, kendi köşesinde ya kitap okuyan ya bir şeyler yazan, içinde bulunduğu koşullara ilgisiz davranan, ekmeğini, aşını paylaşan, dayanışmayı ön plana koymaya çalışan biri görünümünde. Köylü karakteri ise eve dönme hayalini hedefe dönüştürmek için çabalayan, koşulları güç bir işte, meslek hastalığına yakalanma pahasına çalışan biridir. Oyunu psikolojik açıdan incelemeden önce sosyolojik açıdan çizilen profile, sosyal hizmet açısından değinilebilecek noktalara bakmakta fayda var. Yoksulluğun, zorlu yaşam koşullarının, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanmalarının onların hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarına zarar verebileceğini gözler önüne seren oyun, insan olmanın beraberinde getirdiği temel hakların, ihtiyaçların karşılanmadığını, kaçak bir şekilde, ucuz işgücü olarak çalıştırılan insanların iş güvencelerinin olmamasının, yaşam güvencelerinin olmayışının hayatın acı gerçekliğinin yüzümüze çarpmasına neden olmaktadır. Sürekli damlayan su sesine, duyarsızlaşma, insan gibi hissetmeyip bir fare, bir sürüngen, bir mikrop gibi hissetmek. Herkesin gördüğü ama hiç kimsenin bir şey yapmak için çaba göstermediği insanlar. Yazar ve köylü karakteri gibi kim bilir kaç insan hayata tutunmaya çalışıyordur? Oyunun sonlarına doğru köylü karakteriyle yazar arasında geçen diyalogda yazar, pelüş köpeğini bir türlü bırakmayan köylü karakterine, ne yaptığını, neyi gizlediğini bilmiyor muyum sanıyorsun diyerek pelüş köpeğin içine saklanmış paraları çıkarmaya başlar, o sırada bütün sırrının bozulduğunu gören ve bunun şokunu yaşayan köylü karakterinin gerçeklikle bağı kopmaya başlar. Adeta cinneti andıran sahnelerde, bir anda tüm paraları yırtan, varını yoğunu, birikimini o anlık kopuşla yerle bir eden köylü karakteri, kendine geldiğinde, az önce yaşanılanları hatırlamıyor gibi görünmektedir, köylü karakterinde fiziksel belirtiler görülse de bu davranışların depersonalizasyondan (kişinin kendine yabancılaşması) kaynaklı olduğunu söyleyemeyiz. Yardım meslekleri için hayati öneme sahip kavramlardan biri olan sosyal destek, oyunun genel yapısında kendini göstermektedir. Bireyin sağlığını sürdürmesi için önemli olan sosyal destek düşük olduğunda, birey strese yol açan yaşantılar karşısında kendisini güçsüz hissedebilmekte, başa çıkma mekanizmalarını devreye koymadığında ise psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Sosyal destekten yoksun, kendi karanlık dünyalarında hayata tutunmaya çalışan, kendilerini bir insandan çok fare gibi tiksinti duyulan bir varlık gibi hisseden iki insanın hikayesini anlatıyor ‘‘Sığıntılar’’. Hayata tutunmaya çalışan ancak sığıntı gibi duran, hisseden iki kişinin hikayesini.

‘‘Oyuna ilişkin izlenimlerim’’

Oyun, sosyal hizmet, sosyoloji ve psikoloji açısından birçok veriyi barındırıyor. Oyunu izlerken insan olmanın, var olmanın verdiği ızdırabı, oyuncularla birlikte hissediyorsunuz. Kendinizi, bu sistemin işlemesindeki rolünüzü, sorguluyorsunuz. Bol sorgulamalı bir oyun izlemek istiyorsanız Sığıntılar’ı izlemenizi tavsiye ederim.

Mücahit Akkaya

Psikolojik Danışman / Doktorant

Dr. Psikolojik Danışman Mücahit Akkaya

Psikolojik Danışman ve bilim doktoru. Psikolektif’in kurucusu, PDR alanında lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. MEB’de okul psikolojik danışmanı olarak çalışıyor. Kabul ve Kararlılık Terapisi, BDT ve Motivasyonel Görüşme, Sporda Psikolojik Performans Danışmanlığı eğitimlerini aldı. 2025’ten itibaren Diyarbakır’daki Aris Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde danışan görmekte.