
Kitabın Adı : Sözde Kızlar
Yazar Adı : Peyami Safa
Yayınevi : Ötüken
Sayfa Sayısı : 240
Baskı Yılı : 2016
Bu yazımızda Peyami Safa’ya edebi şöhretini kazandıran “Sözde Kızlar” kitabını psikolojik ve sosyolojik bir pencereden inceleyeceğiz. Peyami Safa okurları bilir ki yazarın neredeyse tüm eserleri hayatından ve düşünce yapısından izler taşır. Bu yüzden Peyami Safa’nın hayatından bahsetmek yerinde olacaktır. 2 Nisan 1899’da İstanbul’da doğan yazarın şair babası İsmail Safa sürgünde hayatını kaybeder. Henüz 2 yaşındayken babasını kaybetmiş olan Peyami’nin hayatı 9 yaşında yakalandığı ağrılı kemik hastalığı ile daha da zorlaşır. Maddi imkansızlık ve ağrılar içinde geçen bir çocukluk döneminin yansımalarını romanlarının satır aralarında görürüz. Bir dönem öğretmenlik yapan yazar daha sonra dergiler çıkartarak öykülerini yayımlamıştır. Peyami Safa’nın romanlarında doğu batı kültürü arasındaki geçişin sancılarını yaşayan insanlar resmedilmiş, bu bağlamda yazarın romanları değişen koşullardaki insanın ruhsal sancılarının ve toplumsal yozlaşmanın sebep ve sonuçlarının ince ince işlendiği hazineler olarak nitelendirilebilir.
“Sözde Kızlar” kitabına gelecek olursak, Mütakere döneminde geçen roman, Yunanlılar tarafından esir alınan İhsan Bey’in kızı Mebrure’nin İstanbul’a gelerek burada babasını arama macerasını anlatmaktadır. Mebrure’nin, İstanbul’da kalmak için geldiği akraba evi zevk ve sefa düşkünü insanların uğrak yeridir. Mebrure bu durumdan hiç hoşlanmamaktadır fakat çaresizdir. Evin çapkını olan Behiç, Mebrure’yi elde etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
Bir yanda Anadolu’yu kasıp kavuran savaş dönemi, bir yanda ise tüm bu olanlara sırtını çevirmiş ve Batılılaşmayı yanlış anlayıp eğlence düşkünü bir hayat yaşayan İstanbul cemiyeti resmedilmiştir. Dönemin bu iki farklı kesiminin sosyolojik bir portresini çizen romanda Doğu-Batı kültürlerinin bakış açıları arasındaki farklar ve kültürel değişimler karşısında insanların tutum ve davranış değişiklikleri okuyucuya aksettirilmiştir.
Romana bakıldığında birçok psikolojik kuramda bahsedilen “çocukluk yaşantılarının önemi” bir kez daha gözler önüne seriliyor. Yazının başında Peyami Safa’nın yaşamını bilmeden bu tahlili yapmanın yerinde olmayacağını söylemiştik. Yazarın çocukluğunda yaşadığı zorlu yaşam olayları romana öylesine yansımış ki, adil dünya inancına olan bağlılığını her bölümde görebiliyoruz. Sosyal psikolojinin bir kavramı olarak adil dünya inancı, kişinin bu dünyada kötü işler yapan kişilerin yine bu dünyada cezalandırılacağına olan inancıdır. Bir savunma mekanizması şeklinde işleyen ve bireyin benlik bütünlüğünü korumasına yardımcı olan bu inanç, romandaki kahramanların sonlarını da belirlemiştir.
Bir dönem romanı olarak, kültürel değişimin içerisindeki bireylerin ruh hallerini yansıtan bir ayna olarak ve yazarın hayatındaki zorlayıcı yaşam olaylarının yansıması olarak “Sözde Kızlar” kitabı birçok açıdan incelenerek okunması gereken bir eser olarak karşımızda durmaktadır. Yazarın diğer eserleri de incelenerek bütüncül bir tahlile ulaşmak mümkündür. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, derin okumalarla dolu günler dilerim…
Sibel UYANIK
Psikolojik Danışman