Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Mutluluk Bilimi (Akış) – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 4

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Yazar  : Mihaley Csikszentmihalyi

Yayınevi  : Buzdağı

Basım Yeri ve Tarihi  : Ankara, Mayıs- 2017

Sayfa Sayısı  : 412

Prof. Dr. Mihaley Csikszentmihalyi Macar-Amerikan bir psikologtur. Şikago Üniversitesi’nde psikoloji bölümü başkanlığı görevini uzun yıllar üstlenmiştir. Mutluluk ile ilgili birçok araştırma yapmış, akış kavramı üzerinde durmuştur. Yazımızın konusu olan kitabında da iş, yaratıcılık gibi hayata dâhil olma süreçlerinin olumlu yönleri üzerinde onlarca yıl sürdürdüğü araştırmalarını özetler. Bu kitap nasıl mutlu olunacağına dair kişisel öğütlerden oluşan popüler kitaplarla karıştırılmamalıdır. Yazar neşeli bir hayatın, kişisel bir yaratım olduğunu özellikle belirtiyor. Bu kitapta genel prensipleri, sıkıcı ve anlamsız gelen hayatların içindeki hazları odak noktası yapmanın yolları ile ilgili somut örnekler bulacağız.

Bu kitap, ‘‘Bilinç nasıl kontrol edilir? Deneyimi eğlenceli hale getirmek için bilinç nasıl düzenlenir? Hayatın akışına müdahale edebilir miyiz? Karmaşıklığa nasıl ulaşılır? Anlam nasıl yaratılır?’’ gibi soruların cevaplarını arayan biri için sadece yazarın değil bu konuda araştırma yapan diğer insanların da görüşünü bulabileceği bir kaynak. Prof. Csikszentmihalyi ustalıkla ve tane tane tüm soruların cevaplarının bilincimizde yer etmesini sağlıyor.

Kitap 10 bölümden oluşuyor. Kitabın ilk bölümü olan ‘Mutluluk yeniden ziyaret ediliyor ’da yazar öncelikle insanın var olduğundan beri süregelen mutluluk arayışını ifade ediyor. Ve hayal edebileceğimiz mutlulukla kastedilen şeye en yakın hissin optimum deneyimler olduğunu söylüyor. Optimum deneyimi kitabında şöyle tanımlamış: ‘‘ Optimum deneyim gerçekleşmesini sağladığımız bir şeydir. Bir çocuk için bu o zamana kadar inşa ettiklerinden daha yükseğini yaptığı bir kulenin son parçasını titreyen parmaklarla yerleştirmek olabilir, bir kemancı için karmaşık bir müzik eserinde ustalaşmak olabilir. Genel inanışın aksine bu anlar, sadece hayatın en iyi, en dingin, anlayışlı, rahatlatıcı anları değildir. İnsanın zihni ve bedeni ile değerli ve zor bir şeyi başarmak için gönüllü bir çaba ile sınırlarını zorladığında olur.’’ İşte bu kitapta da bu optimum deneyimleri nasıl elde edebileceğimizin, bilinçte nasıl düzen oluşturabileceğimizin teorik yollarını somut örneklerle inceleyeceğiz ve buna öncelikle bilincimizi tanıyarak başlayacağız.

İkinci bölüm olan ‘Bilincin anatomisi’ bizi bilincin nasıl çalıştığının ve nasıl kontrol edileceğinin üzerine düşünmeye davet ediyor. Çünkü yaşadığımız şeylerin –neşe, acı, ilgi veya sıkılma gibi- zihinde bir bilgi olarak var olduğunu ve bu bilgi kontrol edilirse hayatımızın nasıl olacağı üzerinde söz hakkımız olacağını söylüyor. Üçüncü bölümde (Haz ve yaşam kalitesi) bir amacın peşinden gitmek farkındalığının kişiye getireceği düzenden bahsediyor. Enerji gerçekçi hedeflere harcandığında ve beceriler eylem için ihtiyaç duyulan fırsatlara eşleştiğinde optimum deneyimler elde edilir diyor. Dördüncü bölüm (Akışın koşulları), beşinci bölüm (Akıştaki vücut) ve altıncı bölüm (Düşüncenin akışı) de yaptığımız bazı şeylerin neden diğerinden daha zevkli olduğunu, sadece zihnin değil bedenin katıldığı aktivitelerin ne denli etkili olduğunu ve felsefe, matematik gibi beynin sembolik becerilerinin bizi nasıl cezbedebileceğini gözden geçiriyoruz. Yedinci bölüme (Akış olarak iş) geldiğimizde hepimizin hayatının büyük bir bölümünü kaplayan iş akışını üreten aktivitelere dönüştürmekten bahsediyoruz.

Sekizinci bölümde (Yalnızlıktan ve diğer insanlardan zevk almak) yazar, bizim ve etrafımızdaki birçok insanın başına gelen elinde olmadan kurduğu düzeni, ilişkileri parçalanan insanların hayata nasıl devam edeceği üzerinde duruyor. Gündelik yaşamın büyük bir parçası olan stresin aşılması için önemli olanın gelen sorunlara bizim nasıl yanıt verdiğimiz olduğu sık sık tekrar ediliyor.  Dokuzuncu bölüm (Kaosu aldatmak)  insanların tersliklere rağmen hayattan nasıl zevk alacağını tanımlıyor. Onuncu ve son bölüm (Anlam yaratmak) bize tüm bu deneyimleri nasıl anlamlı bir kalıpta birleştireceğimizi anlatıyor. Ve hayatı bütün bir şekilde yorumlama becerisi elde ettiğimizde anı yaşamanın ve farkındalığın üst düzeyde olacağı ifade ediliyor.

İnsanın bulunduğu andan haz almasının, deneyimlerini sahiplenmesinin önemini yazar şu satırlarla anlatıyor,

‘‘ Kendinize mutlu olup olmadığınızı sorun ve mutluluğunuz bitecektir diyor Mill. Mutluluğu doğrudan arayarak değil hayatımızın iyi veya kötü her detayına tam olarak dâhil olarak buluruz.’’

Kitap, bir insanın hayattan aldığı hazzı nasıl arttırabileceğini akademik araştırmalar üzerinden anlatıyor. Fakat bilim insanlarının teknik yazılarda kullandıkları dipnotları, referansları ve diğer araçları kullanmadan sade ve akıcı bir dil tercih ediliyor. Yazar kitapta kullanılan araştırmalara ve makalelere ulaşmak isteyen okuyucular için detaylı bir kaynakçaya yer vermiş ama kitap içinde sadeliği ve anlaşılırlığı bozacak detaylardan uzak durmuş, böylece kitabın dil olarak genel bir okuyucu kitlesine hitap etmesini sağlamış.

Dikkat çeken konusu ve sade dili ile dünyaca ünlü “Akış Teorisini” okuyucuya anlatan bu kitap hayattan aldığı hazzı ve yaşamının kalitesini arttırmak isteyen herkesin başucu kitabı yapabileceği güzel bir kaynak. Keyifli okumalar dilerim.

İrem AYDIN

İnönü Üniversitesi / Aday Psikolojik Danışman