
Kitap Künyesi
Yazar Adı: Zülfü Livaneli
Yayınevi: Doğan Kitap
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, 2011
Sayfa Sayısı: 484
“Yazı spoiler içermektedir.”
“Serenad” romanı, 2001 yılının Şubat günü İstanbul Üniversitesi’nde halkla ilişkiler görevlisi Maya Duran’ın, ABD’den gelen 87 yaşındaki Alman asıllı profesör Maximilian Wagner ile tanışmasıyla başlıyor. Maya’nın profesörün isteği üzerine onu Şile’ye götürmesiyle bu yolculuk, yalnızca 60 yıllık bir aşk hikâyesine değil aynı zamanda dünya tarihinin sayfalarına ve nadiren bilinen Mavi Alay’a kadar götüren bir serüvene dönüşmektedir.
Livaneli, siyasi çalkantıların ve savaşların, en çok masum insanları harcadığına dikkat çekmektedir. Kitabın ana temalarından biri olan bu kayıp, insana dair bir eleştiriyi de beraberinde getiriyor. İkinci Dünya Savaşı’nın derin izlerini taşıyan bu eser, bireysel acılarla toplumsal trajediler arasındaki bağlantıları derinlemesine işliyor.
Serenad, yalnızca tarihsel bir roman değil, aynı zamanda derin psikolojik temalar içermektedir. Kitapta yer alan karakterlerin duygusal ve zihinsel süreçleri, insanın savaş, kayıp ve travma karşısındaki kırılganlığını ve direnme gücünü sergilemektedir.
Maximilian Wagner’in geçmişte yaşadığı aşk ve bu aşkın trajik sonu onun üzerinde kalıcı bir iz bırakmıştır. 60 yıldır süren bu yas, onun içsel dünyasında derin bir yara açmıştır. Psikolojik açıdan bakıldığında, Wagner’in yaşadığı uzun süreli yas süreci, travmatik olaylar karşısında bireyin zihinsel sağlığını nasıl korumaya çalıştığını ve zamanla bu travmayla nasıl başa çıkabileceğini göstermektedir. Freud’un yas ve melankoli teorisinde belirttiği gibi, kaybın ardından yas tutma süreci doğal bir süreçtir, ancak bu süreçte birey kimi zaman kaybedilen kişi ya da olayla aşırı bir özdeşim kurabilmektedir. Wagner’in Nadia ile olan ilişkisi-gençliğinde aşık olduğu ancak savaşta hayatını kaybeden kadın- onun hayatta kalma ve travmasını işleyebilme biçimini sembolize etmektedir.
Maya Duran’ın hikâyesi, onun geçmişle olan ilişkisi üzerine derin bir psikolojik sorgulamayı beraberinde getirmektedir. Hem kendi ailesine dair öğrendikleri hem de profesörün geçmişiyle tanışması, Maya’nın kimlik arayışında önemli bir dönüm noktasıdır. Psikolojik açıdan Maya, Jung’un “gölge” kavramına paralel bir biçimde, bastırdığı ya da bilinçaltında saklı kalan taraflarıyla yüzleşmektedir. Aile sırlarının açığa çıkması ve kendini yeniden tanımlama süreci, Maya’nın psikolojik büyümesinin önemli bir parçasıdır. Bu süreç hem kişisel yüzleşmelerin hem de başkalarına duyulan empatiyle iyileşmenin önemini ortaya koymaktadır. Karakterlerin birbirlerinin acılarını anlamaya çalışması, travmaların kabul edilmesini ve geçmişle barışmayı sağlıyor. Böylelikle roman, bireysel dönüşümlerin toplumsal uzlaşıya da nasıl katkıda bulunabileceğini göstermektedir.
“Kitaba İlişkin İzlenimlerim”
“Serenad” romanı, tarihi olayların bireylerin ruhsal dünyalarında nasıl derin yaralar açtığını gösterirken, aynı zamanda bu yaralarla başa çıkmanın yollarını da sunmaktadır. Livaneli, karakterlerin travmalarıyla yüzleşmelerini ve psikolojik dönüşümlerini etkili bir şekilde anlatırken, savaşın ve kaybın insan psikolojisi üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne sermektedir. Bir aşk hikâyesi olarak başlasa da kitabın temelinde insanlığın ve tarihin acı gerçekleri yatmaktadır. Livaneli’nin bir araya getirdiği karakterler, yalnızca bireysel geçmişleriyle değil, aynı zamanda toplumsal olayların gölgesinde yaşadıklarıyla da okurun zihninde derin izler bırakmaktadır.
Wagner’in Nadia’ya olan bağlılığı ve bu kayıpla yaşadığı içsel yolculuk, bireyin travmatik olaylarla nasıl yüzleşebileceğini gösterirken, Maya’nın kendi geçmişini sorgulaması da kimlik ve aidiyetin psikolojik yönünü vurgulamaktadır. Her iki karakter de geçmişin ağırlığını empati yoluyla anlamlandırarak dönüşüm geçiriyor ve bu da romanın ana mesajlarından biri olan “iyileşmenin ancak kabullenme ve bağ kurma yoluyla mümkün olduğu” fikrini güçlendirmektedir. Böylece “Serenad,” bireysel iyileşmenin, empati ve insanlık değerleriyle toplumsal barışa nasıl katkıda bulunabileceğini düşündürmektedir.
Nurbanu GÜNDOĞ
Uzman Psikolojik Danışman