Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Sınır Tiyatro Oyunu İncelemesi – PSİKOLEKTİF + – SAYI -1

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Oyunla ilgili kısa bilgiler:

Sahne yeri: Adana Devlet Tiyatrosu

Yazan: Muzaffer İZGÜ

Yöneten: Boğaçhan SÖZMEN

Oyunun Konusu : Bilinmeyen bir yerde Nevinya ve Sevinya adında sınır komşusu iki ülke vardır. Bu iki ülke bilinmeyen bir nedenle birbirine düşmandır. Bu iki ülkenin sınırlarını koruyan, adlarını bile bilmedikleri çocuklar rahat uyusun diye bekleyen, bilinmeyen iki de askerleri vardır ; Yuan ve Mati. Yalnızca ikisinin olduğu bu bölgede bilinmeyen bir nedenle arkadaş oluverirler. Yine bilinmeyen bir nedenle bu iki ülke arasında savaş çıkar. Yuan ve Mati birbirine kurşun sıkar mı? Budur işte bilinmeyen. Anlayacağınız Çukurova’nın en güzel çocuklarından Muzaffer İzgü’nün acılı – gülünç kaleminden hiç bilinmeyen ülkelerin, hiç bilinmeyen insanlarının, hiç bilinmeyen öyküsü. Belki de çok iyi bilinen… Kim bilir?*

Oyunun Psikolojik İncelemesi:

Oyun; düşman ülkelerin askerlerinin sınırda nöbet tutmasıyla başlamaktadır. Düşman sıfatını kendilerine söyleyenlere inat onlar birçok olayda birbirlerine karşı dostça ve arkadaşça davranışlar sergilemektedirler. Nitekim onlar hayatının anlamını bulabilmiş nadide insanlardır. Oyunun genel teması üzerine odaklanıldığında varoluşçu terapinin ilkeleri ve temsilcilerinden Victor E. Frankl’ın öne sürmüş olduğu fikirleri göze çarpmaktadır. Frankl’ın geliştirdiği logoterapinin temel kavramları da yine oyun boyunca karşımıza çıkmaktadır. Frankl’a göre bir insanı sevebilmek, onu özünde kavrayabilmek demektir. İnsanı insan yapan da; varoluşun çetin koşullarında dahi onurlu insan olabilmektir. Oyuna bu kapsamda baktığımızda üst düzey yöneticilerden gelen düşman olma çağrısına rağmen bu kişiler bırakın birbiriyle savaşmayı birbirleriyle dost olmak için ellerinden gelen her türlü hal ve hareketlerde bulunmuşlardır. Onurlu insan olmak adına, yaşamın onlara getirmiş oldukları zorluklara rağmen onlar yeri geldiğinde oyunlar oynamışlar yeri geldiğinde de ekmeklerini bölüşebilmişlerdir.

Varoluşçu felsefenin bakış açısına göre kendini gerçekleştirme sürecinde olan nitelikli bir bireyin kullandığı en önemli unsur mizahtır. İşte bu tiyatro oyununda savaşın ortasında düşman iki askerin birbirlerine, kendilerine ve ülkelerine karşı kullandıkları ‘mizah’ olgusu onların yaşamlarını daha anlamlı hale getirmelerine olanak tanımıştır. Frankl (2003) ‘e göre terapi bireye ne kadar iyi gelirse gelsin birey hayatın anlamına sahip olmadığı sürece intihar düşüncesi kaybolmaz. Oyuna bu açıdan baktığımızda savaşın biteceğine, ailelerine kavuşacaklarına dair umutlarını diri tutan bu kişiler seyircilere ; umudun ve hayatın anlamını sağlayan destek sistemlerinin öneminin mesajını da vermiş olmaktadır. Hiçbir askerin bu kötü olaylardan dolayı intihar düşüncesini dillendirmemesi bu olgunun kanıtıdır. O zaman ; insan yaşamının değer kaynaklarından iki kavramın varlığı oyunu daha da anlamlı hale getiriyor diyebiliriz. Bu iki olgu yukarıda da adı geçen umut ve hayatın anlamını bulabilmek olgusudur. Oyunu baştan sona izlediğinizde hayatın süreğen yaşantısıyla benzerlik kurmanız mümkündür elbette. Oyun kimi zaman durgun, kimi zaman hareketli olabilmekte; kişiler birbirlerine karşı kimi zaman saldırganca, kimi zaman da uysalca hareketlerde bulanabilmektedir. Bu noktada kişiler işler ne boyutlara ulaşırsa ulaşsın hiçbir zaman birbirlerini öldürmeyi düşünmemektedir. Daima barıştan ve yaşatmaktan yana olmuşlardır. Bir ülkeden gelen sucuğu diğer ülkeden gelen şarap eşliğinde tüketmişler ve bu paylaşımı oyun boyunca var olan köpeğe de pay ederek Kohlberg’in Ahlak Gelişim Kuram’ına göre “Kanun-Düzen” evresinde yer aldıkları mesajını seyircilere vermişlerdir.

Sonuç olarak Muzaffer İzgü’nün kaleme almış olduğu ‘Sınır’ oyunu vermiş olduğu dostluk, birlik, kardeşlik mesajlarıyla sizlere duygusal anlar yaşatacaktır. Yaşattığı duygusal anlar kadar mizah yoluyla da sizleri güldürdüğü kadar düşündürecektir de… Duygusal bir sonla biten ‘Sınır’ oyununu izlediğinizde varoluşsal bir biçimde yaşamı, hayatı sorgulayacak ve varoluşsal bir biçimde yaşamak için içinizde gizli bir güç duyumsayacaksınız. Bu durum da öznel iyi oluş düzeyinizi olumlu yönde, önemli derecede etkileyecektir. Bulunduğunuz şehirde ‘Sınır’ oyununun sahneleneceğini görürseniz sakın kaçırmayınız…

Ahmet ALAKUŞ

Aday Psikolojik Danışman

Hacettepe Üniversitesi

 Yararlanılan Kaynaklar:

* http://www.devtiyatro.gov.tr/programlar-sehirler-adana-detay-sinir.html

** Frankl, Victor. E.(2003).Duyulmayan Anlam Çığlığı.İstanbul: Öteki Yayınları.