
Film Künyesi
Vizyon tarihi: 2017
Tür: Dram, Aile
Yapım: Amerika
Süre: 1 saat 53 dakika
Imdb puanı: 8.0
Oyuncular: Jacob Tremblay, Julia Roberts, Owen Wilson
Yönetmen: Stephen Chbosky
- J. Palacio tarafından kaleme alınan Wonder adlı kitapla aynı adı taşıyan Wonder filminde August Pullman’ın -Auggie’nin- hayatına konuk oluyoruz. Auggie, Treacher Collins Sendromu ile dünyaya gelmiş bir çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Treacher Collins Sendromu’na ebeveynlerden aktarılan genler neden olmaktadır. Gözlerde, kulaklarda, yanaklarda belirgin bir deformasyona neden olan bu sendromun Auggie’nin ve ailesinin hayatına nasıl etki ettiğini izliyor olacağız. Film, sadece Auggie’nin hayatına odaklı bir şekilde ilerlememektedir, yan karakterleri de anlamamız için bize olanak sağlamaktadır.
Yazı spoiler içermektedir.
Auggie, 10 yaşındadır ve şimdiye kadar annesi Auggie’ye evde eğitim vermiştir. Annesi artık Auggie’nin okulda eğitim almasının daha iyi olacağını düşünmektedir. Auggie, okulda dış görünüşünden dolayı dışlanacağını ve arkadaş edinemeyeceğini düşünmektedir. Doğumundan bu yana yirmi yedi ameliyat geçirmiş ve bu sayede duyması daha iyi hale gelmiştir ama yüzünde hala deformasyonlar vardır. Bu da kendini yeterince iyi hissetmemesine neden olmaktadır. Bu yüzden astronot kaskıyla yüzünü gizlemek istemektedir. Auggie’nin okulda sözel ve psikolojik zorbalığa uğradığını görmekteyiz. Dış görünüşü ile alay edilmektedir, çocukların bakışlarına maruz kalmaktadır. Okulda yemeklerini yalnız yemektedir. Okuldaki çocuklar onu hastalıklı olarak nitelendirmektedir. Auggie’ye dokununca ondan salgın kapacaklarını düşünmektedirler. Auggie’nin bu süreçte en yakın arkadaşı Jack Will olur ama Jack Will’in bir arkadaş grubunda yer alabilmek için Auggie hakkında söyledikleri yüzünden araları bozulur.
Jack Will, küs oldukları süreçte anlar ki; arkadaşlık bir kişinin dış görünüşü ile ilgili değildir. Auggie’yi Auggie olduğu için sevmektedir. Babasının ise Auggie’yi her durumda cesaretlendirdiği söylenebilir. Hatta astronot kaskını saklayarak ona ihtiyaç duymadığını da somut bir şekilde anlamasını sağlıyor Auggie’nin.
Olivia-Via-, Auggie’nin ablasıdır. Dördüncü yaş gününde bir erkek kardeşinin olmasını dilemiştir. Kardeşi doğduğunda ise kendi söylemiyle onu sevmesi birkaç saniye sürmüştür. Her zaman Auggie’nin yanında yer almıştır. Auggie’nin kendini kötü hissettiği zamanlarda elinden geleni yapmıştır. Annesi ve babası Via ile yeterince ilgilenememiştir, Auggie’nin doğumuyla tüm dikkatlerini Auggie’nin üzerine vermişler ve Via’yı yalnız bırakmışlardır. Via, evlerini Auggie’nin etrafında dönen bir dünya olarak betimlemektedir. Anneannesi öldüğünden beri kendini daha da yalnız hissetmektedir. En yakın arkadaşı Miranda ile sorunları vardır ve bu durum onu daha da yalnızlaştırmıştır. Justin ile tanışması onun sosyalleşmesinde etkili olmuştur. Ergenlik döneminde önem arz eden bir konu olan karşı cins ile ilişkilerde başarılı bir adım atmıştır Justin ile tanışarak. Tiyatro kulübüne katılmıştır ve şimdiye kadar deneyimlemediği bir aktivite ile kendini keşfetmek ve sosyalleşmek için bir adım atmıştır.
Isabel, Auggie doğduktan sonra hayallerine veda etmiş bir ebeveyn olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocuk kitabı çizeri olmak ve resim dersi vermek gibi hayallerinden vazgeçmiştir. Tezini yazma aşamasındayken Auggie’nin doğumuyla beraber tez yazımını rafa kaldırmıştır. Tüm hayatını Auggie etrafında şekillendirmiştir. Denilebilir ki; Isabel, Auggie doğduktan sonra Isabel kimliğini bir kenara bırakarak sadece anne kimliği ile hayatına devam etmiştir. Hem kendini unutmuştur hem de Via’yı. Eşi Nate ile aşırı korumacı bir ebeveyn tutumu benimseyerek Auggie’yi ortaokula kadar okula göndermemişlerdir. Aslında Nate’in bu konuda daha da korumacı davrandığını görüyoruz. O, okula daha sonra başlaması gerektiğini düşünmektedir. Isabel, Auggie’nin okula başlaması ile tez yazmaya yeniden başlamıştır. Kendini hatırlamak için ilk adımı böylece atar. Yaşanan ebeveyn-çocuk çatışmasına bakacak olursak Isabel ve Via arasında geçmektedir. Via, bir tiyatroda rol alacağını ailesine söylememiştir. Annesi, önemli bir olay olduğunu düşündüğü için Via’yı suçlamıştır. Annesi, Via konusunda ihmalkâr davrandığı için Via ona karşı öfkelidir ve bunu tartışma sırasında dile getirerek kendini ifade etme olanağı bulmuştur.
Via’nın en yakın arkadaşı Miranda’ya bakacak olursak yaz tatilinde gittiği kampta kendi ailesini anlatırsa reddedileceğini düşünerek Via’nın ailesini kendi ailesi gibi tanıtmıştır ve böylece kampta kabul gören biri olmuştur. Çünkü babası annesini terk etmiştir ve annesi de bu durumla baş edememiştir. Miranda, bu evrede annesinin ebeveyni haline dönüşmüştür. Ergenlik döneminde bireylerin bazen bir gruba katılmak için istemedikleri şeyleri yaptıkları ve kendilerini olduğundan farklı tanıttıklarını görebiliyoruz. Miranda da bunu yapmıştır. Suçluluk duyduğu için de Via ile iletişimini koparmıştır.
Via’nın başrolde oynadığı bir tiyatro sayesinde annesi ile arası düzelir, Isabel’in Via’yı hatırlamasını sağlar. Bu tiyatro sayesinde Via ile Miranda da eskisi gibi olmaya karar verir. Ayrıca, Auggie’nin okulda kabul edildiğini ve arkadaşlık ilişkilerini geliştirdiğini görüyoruz.
Filme ilişkin izlenimlerim:
Hem Auggie’nin hem Via’nın arkadaşlık ilişkilerine bakınca arkadaşlıkta dış görünüşün önem arz etmediğini, önemli olanın sevgi ve birine verilen değer olduğunu görüyoruz.
Özlem Tekin
Psikolojik Danışman