Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

The Florida Project Film İncelemesi – Psikolektif + – Sayı -1

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

THE FLORIDA PROJECT

Film Künyesi

Yönetmen: Sean Baker

Oyuncular: Brooklynn Price, Willem Dafoe, Bria Vinaite, Mela Murder,

Türü: Dram

Yapım yılı: 2017/ABD

Süre: 115 dk

Imdb: 7.6

Sean Baker, 2015 yılında çektiği Tangerine filmi ile büyük ses getirmiş ve ABD yapımlı filmlerde egemen olan konulardan uzak bir konu seçmiştir. Amerikan toplumunda görmezden gelinen iki trans bireyin bir gününü kameraya alan Sean Baker, The Florida Project’te de alt sınıfa ait insanların yaşamını seyircilerle buluşturmuştur. Florida Project’in ne demek olduğu filmde geçmiyor ama araştırınca şu bilgiyle karşılaştım: Florida Project evsiz insanların barınması için inşa edilen konutlar topluluğu. Disneyland’ın hemen yanında yer alan konutlar Disneyland’ın eğlenceli dünyasından uzak maalesef.

Filmin ana karakterleri olan Moonee ile annesi Halley bir motelin odasında yaşamaktadır. Bir odaya sıkışıp kalmış iki hayat. Motelin rengine bakınca eflatun renginin hâkim olduğunu görüyoruz. Bu renk ile masalsı ve büyülü bir hava yaratılmış, lakin yaşayanlara bakınca trajik bir hava göze çarpıyor. Oluşturulmaya çalışılan bu tezatlık bir şekilde kendini eritiyor filmde. Motelin bir odasında alkolik biri, bir odasında işlediği suçlar yüzünden tutuklanan birinin yaşadığını öğreniyoruz. Bir çocuğun yaşaması için hiç de uygun bir ortam değil ama Moonee’ye bakınca bu duruma pek aldırış etmiyor gibi görünüyor. Aynı motelde yaşayan Scotty ile yakın arkadaş. Yan motele taşınan Jancey ile de kaynaşınca muhteşem bir üçlü oluyorlar. Moonee ve arkadaşları günlerini uzağa tükürme yarışması yaparak, başkalarına dondurma ısmarlatarak, turistlere su balonu atarak, terk edilmiş evlere girerek geçiriyor. Çocukların günlerine bakınca günlerinin eğlenceli, neşeli geçtiğini görüyoruz ama olayın bir de görünmeyen yüzü var. Hepsinin ailesinde sorunlar mevcut ve ideal ebeveynlere sahip olamadıklarını görüyoruz. Her şeye rağmen çocuk olmanın masumiyeti ve samimiliği göze çarpmakta. Yetişkinlerin dertleriyle örülmüş bu motelin karamsar havasında onlar sayesinde uzaklaşıyoruz.

Moonee’nin Jancey ile yıkılmış bir ağacın üstünde oturup konuşurken aralarında geçen şu diyalog Moonee’nin ne kadar hayat dolu olduğunu gözler önüne seriyor:

-En sevdiğim ağaç neden bu biliyor musun?

-Neden?

-Çünkü yıkılmış ve hala büyümeye devam ediyor.

Moonee’nin annesi Halley’e bir bakalım: İşsiz ve işsizlik yardımıyla geçinmeye çalışan bir anne. Umursamaz tavrı filmin ilk dakikalarında göze çarpıyor. Davranışlarına bakınca anne rolüne uzak kaldığını söyleyebilirim. İhmal eden anne-baba tutumuna sahip olduğunu söylemek mümkün. Moonee, sorunlu davranışlarda bulunduğunda önemsemiyor, çözmek için çaba sarf etmiyor. Yaşadıkları yere bakılırsa uygun bir ev ortamı sağlayamadığını görmekteyiz. Tüm bunlara rağmen Moonee ile birlikte gönüllerince eğleniyorlar, kızını elinden geldiğince mutlu etmeye çalışıyor.

Halley, parfüm satarak geçimini sağlamaya çalışıyor ve odanın kirasını geciktirse bile motelin yöneticisi Bobby sayesinde motelde kalabiliyor. İş başvurularına geri dönülmediği için sisteme de kafa tutan biri olup çıkıyor. Bobby, karşımıza Halley’i koruyup kollayan bir baba figürü olarak çıkıyor ama bu durum Halley’in pek hoşuna gitmiyor. Ashley, Halley’i yaptıklarından dolayı Sosyal Hizmetlere bildiriyor ve görüşme yapmak için motele gelen görevlileri gören Halley, bu durum karşısında çıldırıyor. Hep mutlu görmeye alışık olduğumuz Moonee, onu götürmek isteyen görevlilerin elinden kaçıyor ve bu sahne sonrasında onu ağlarken görüyoruz. Annesi ile yaşarken hiç ağlamadığını ve daima şen şakrak olduğunu düşünürsek Halley, Moonee için iyi bir anne midir sorusu akıllara ister istemez düşüyor? Filmi izleyip bu kararı vermek size kalıyor.

Son sahnede Moonee ile Jancey’in el ele o masalsı diyara -Disneyland’a- geçiş yaptıklarını görüyoruz. İyi seyirler diliyorum.

Özlem Tekin

Psikolojik Danışman