Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

ROOM – FİLM İNCELEME – Psikolektif + – Sayı – 8

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

FİLM KÜNYESİ

Vizyon Tarihi: 2015

Tür: Dram/Gerilim

Yapım: Brezilya

Süre: 118 dakika

Imdb Puanı: 8.1

Oyuncular: Brie Larson, Jacob Tremblay, Sean Bridgers

Yönetmen: Lenny Abrahamson

Yazı spoiler içermektedir.

Bir odanın içine sıkıştırılmış dünyaya doğmak, yaratıcılığın dört duvarla sınırlandırılması, yaşamın birçok kritik dönemini içinde barındıran ilk beş yılının bir tepe penceresinin altında geçirilmesi hayatını normal şekilde sürdüren bireylere ters veya imkansızmış gibi gelse de filmimizin küçük kahramanı Jack için normal olan budur. 17 yaşında, annesi tarafından çevresindeki kişilere karşı nazik olması gerekliliği sürekli hatırlatılmış olan Ma’nın yabancı birisinin yardım isteğini kıramaması onun yedi yılını küçük bir odada geçirmesine sebebiyet vermiştir. İsmini bilmediği adama Old Nick adını veren Ma, yıllarca tecavüze maruz kalmış ve bu tecavüzlerin sonunda Jack adını verdiği bir erkek çocuğa sahip olmuştur. Geleceğe karşı umutsuz olan ve odadan asla kurtulamayacağını düşünen Ma, Jack’in daha az etkilenmesi için Jack’e odanın dışında herhangi bir hayat olmadığını ve televizyonda gösterilenlerin sihir olduğunu anlatmıştır. Fakat Old Nick’in elektrikleri kesmesi ve onları soğuğa mecbur bırakması Ma için bardağı taşıran son nokta olmuş ve odadan çıkmak için her türlü çabayı göstermeye karar vermiştir.

Room filmi oda içerisi ve odadan sonra şeklinde iki parça halinde incelenebilir. Oda içerisinde Jack’in beş yaşında olmasına rağmen uyumadan önce annesinin memesiyle sakinleştiğini görmekteyiz. Emzirme, anne ile çocuk arasındaki bağı kurmak için çok önemli bir noktadadır ve bu noktanın ihmal edilmesi çocuğun ilerleyen yıllarda bağlanma problemleri yaşamasına sebep olabilmektedir. Uzmanlar emzirmenin altı ay ile iki yıl arasında olmasının sağlıklı olduğunu ifade etmektedir. Emzirme sürecinin iki yıldan fazla sürmesi çocuğun kaygı oluşturan durumlarla baş etmeyi öğrenmesini güçleştireceği gibi cinsel kimliğin gelişimini de zorlaştıracaktır. Beş yaşında olmasına rağmen emmeye devam eden Jack’e bakıldığında herhangi bir cinsel kimlik geliştiremediğini görmekteyiz. Bununla birlikte Old Nick geldiğinde onları dolabın içerinden dinleyen Jack, erkeklere yönelik büyük bir korku geliştirmiş ve odanın dışına çıktığında bile erkeklere yaklaşamamıştır. Film boyunca saçları uzun olan Jack, kendi cinsiyle iletişime her geçişinde içine kapanıyor. Erkeklerle iletişime geçtiğinde korkmadığı ilk anın ardından Jack saçlarını kesmeyi kabul ediyor. Buradan hareketle Jack’in saçlarının cinsel kimliği için bir metafor olduğunu ve saçlarını kestiğinde cinsiyetini de kabullendiğini ifade edebiliriz.

Bireyin belli davranışları kazanabilmesi için belli dönemlere ihtiyaç vardır. Bu davranışlar belli dönemlerde kazanılmadığı zaman, başka dönemlerde kazanılamaz veya zor kazanılır. Bireyin belli davranışları kazanabildiği bu belli dönemlere kritik dönem denir. Araştırmacılar insanın en yüksek öğrenme potansiyeline sahip oldukları kritik dönemin 0-5/6 yaş arasında olduğunu ifade etmektedirler. Bu kritik dönemi Jack, uyarıcıların çok az olduğu odanın içerisinde geçirmiştir. Odadan kaçmaya çalıştığı sırada kamyondan atlayıp koşmaya çalışan Jack’in bunu başaramaması ve ayaklarının birbirine dolanarak düşmesi kritik dönemde bu davranışı öğrenmediğini göstermektedir. Odadan çıkınca birçok uyarıcıya maruz kalan Jack için bu durum zorlayıcı ve şaşırtıcı olmuştur. Fakat psikologların ve anneannesinin bu süreçteki destekleri Jack için gerçek dünyaya yönelik oryantasyon sürecinin nispeten kolay geçmesini sağlamıştır.

Engelli doğmak mı sonradan bir engele sahip olmak mı daha zordur? Bu sorunun farklı bir türünün film ile gözlemlenmesi mümkündür. Jack tüm uyaranlardan mahrum bir dünyaya doğup o dünyaya normal derken, Ma her şeye sahip olduğu bir dünyadan koparılıp bir odanın içine sıkıştırılmıştır. Jack üzgün olduğunda normali olan odadaki dünyasına dönmek isterken Ma odadan mümkün olduğunca uzağa gitmek istemektedir. Bu noktadan hareketle odada kalmanın Ma için daha zorlu bir süreç olduğunu ifade edebiliriz. Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma denmektedir. Ruhsal travma ne kadar şiddetli yaşanmış ise ruhsal etkiler de o kadar fazla ve uzun süreli olur. Psikologlar ruhsal travmaların ardından en sık görülen hastalıkların depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu olduğunu ifade etmişlerdir. Depresyonun en sık görülen belirtileri ise isteksizlik, halsizlik, moral bozukluğu, uyku ve iştah bozukluğu ile hayattan zevk alamamadır. Ruhsal travmaların ardından bireyi sağlığına döndürmenin etkili yolları ilaç tedavisi ve psikolojik tedavidir. Odadan kurtulduktan sonra Ma, derin bir depresyona girmiş, hayattan zevk almamaya başlamış ve kimi zamanlarda Jack’e gereken ilgiyi bile göstermemiştir. Bu belirtilerin bir sonucu olarak da Ma, intihar teşebbüsünde bulunmuş ve uzun bir rehabilitasyona tabi tutulmuştur. Bu rehabilitasyonun ardından Ma kendini toparlayarak kendine ve Jack’e daha sıkı sarılarak hayatına devam etmiştir.

Kitaptan uyarlanan Room filmi, bir odada sıkışıp yıllarını geçirmeyi etkileyici bir şekilde izleyiciye aktarmaktadır. Film kimi noktalarda çaresiz hissettirse de geleceğe yönelik umudun asla kaybolmaması gerekliliğini sık sık hatırlatmıştır. İyi seyirler dilerim…

Tuğçe ERDEM

Psikolojik Danışman

Tuğçe Uysal

Psikolojik danışman, Psikolektif+ Genel Yayın Yönetmeni. MEB’e bağlı bir okulda görev yapıyor, yüksek lisansını 2021’de tamamladı.