
Film Künyesi
Yönetmen: Grate Gerwig
Oyuncular: Saoirse Ronan, Laurie Metcalf, Tracy Letts, Lucas Hedges, Timothee Chalamet, Beanie Feldstein
Türü: Komedi, dram
Yapım yılı: 2017
Süre: 104 dk
Imdb: 7.4
Grate Gerwig’in tek başına yönetmenlik koltuğuna oturduğu Lady Bird, 2018 Altın Küre Ödülleri’nde komedi veya müzikal dalında en iyi film ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini alarak adından söz ettirmeyi başaran bir film. 2000’li yılların başında Kaliforniya’nın başkenti Sacramento’da geçen filmde kendine Lady Bird demeyi tercih eden Christine’nin hayatına misafir oluyoruz. Onun yaşadığı fiziksel, zihinsel, sosyo-duygusal gelişimi, geleceği hakkındaki kararlarını, toplumdaki yerini belirleyişini gözlemleme şansı buluyoruz.
-Yazının devamı spoiler içermektedir-
Christine, Sacramento’da orta sınıfa mensup ailelerin bulunduğu bir bölgede yaşamaktadır. Katolik lisesine devam etmektedir ve son sınıf öğrencisidir. Ne Sacramentolu olmaktan ne Katolik lisesine gitmekten memnundur. Annesi hemşiredir, babası ise işsizdir. Christine, Kaliforniya’da bir üniversitede eğitim almak istememektedir, Sacramento’dan uzaklaşmak ve New York’taki üniversitelerden birinde eğitim almak istemektedir. İlk ebeveyn-çocuk çatışmamız bundan kaynaklanmaktadır. Annesi o okulların ücretini karşılayabileceklerini düşünmemektedir, asıl önemli olan Christine’nin o okullara kabul edilemeyeceğini düşünmesidir. Christine, bir tartışmanın ortasındayken kendini arabadan atar. Arabada Gazap Üzümleri’ni dinleyip duygusal bir an yaşandıktan sonra Christine’nin annesine tepkisini güçlü bir şekilde ortaya koyuşu ergenlikte duyguların kontrolünün daha zor olduğunu ortaya koymaktadır. Annesiyle ilişkilerinde daha kırılgandır ve duygusal düzensizlik daha fazladır. Anne-kızın ilişkisi film boyunca inişli-çıkışlı ve çatışmalı bir şekilde seyretmektedir. Bu ilişkinin tam tersine babası ile ilişkisi gayet ılımlı. Babası, Christine’nin istediği üniversitede eğitim alması için onu desteklemektedir. İşsiz olduğu halde eğitimi için gerekli olan parayı bulmaya çabalamıştır. Annesi ve babasının tutumlarına bakacak olduğumuzda babası Christine’nin özerk olmasını ve sorumluluk alarak kendi kararlarını vermesini desteklemektedir. Babasının demokratik bir tutum içerisinde olması Christine’nin kendine daha çok güvenmesini sağlamaktadır. Biliyoruz ki demokratik ebeveyn tutumu, daha sağlıklı bir kişilik gelişimine ortam hazırlamaktadır.
Ergenlik döneminde bir diğer önemli konu olan arkadaşlıklara bakacak olursak Lady Bird, Julie ile yakın arkadaştır. Arkadaşlıkları bir ara sekteye uğrasa da onunla bir şeyler paylaşmayı sevmektedir. Ergenlikte bir arkadaş grubunda yer almak için bazen o grubun benimsediği şeyleri kabul etme görülür. Christine, okulun popüler kızıyla arkadaşlık kurabilmek için bunu denemiştir. Tüm bunlar, onun kendini keşfetmesi için birer adımdır. Karşı cinsle kurduğu ilişkilerde ne kadar başarısız olsa da ilişkiler hakkında daha fazla bilgi sahibidir artık. Okul hayatında ise matematik dersi ile başının dertte olduğunu görüyoruz. Tiyatro kulübüne katılarak kendini keşfetmeye çalışmaktadır.
Christine’nin film sonunda istediği üniversiteye başlamak için New York’a taşındığını görüyoruz. Marcia’nın kimlik statülerini düşünecek olursak Christine’nin başarılı kimlik statüsüne sahip olduğunu söyleyebiliriz. Geleceği hakkında bir sorgulama dönemi geçirmiştir. Hangi üniversiteye gitmek istediğini bilen bir birey olarak karşımıza çıkmıştı filmde. Bunun için çaba göstermiş ve başarılı olmuştur. Annesinin onu bölge üniversitesine gitmesi için ikna etme çabalarına karşın Christine’nin kararı hep aynı olmuştur. Özerk ve ailesinden bağımsız bir hayat kurmak istediği de aşikardır. Hayatını kendi seçimleriyle şekillendirmiştir. Erikson’un kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası evresi düşünüldüğünde Christine, bu dönemi başarıyla atlatmıştır. Yaşadığı kimlik krizlerini çözümleyebilen ve “Ben kimim?” sorusuna cevap verebilen bir birey olarak karşımızda durmaktadır.
Film boyunca Christine, kendine Lady Bird demeyi tercih etmiş ve çevresindeki kişilerin de ona böyle seslenmesini istemiştir. Neden bu ismi tercih ettiği sorulduğunda bu ismi kendisinin seçtiğini ve kendisi tarafından ona verildiğini söylemiştir. Ergenlik döneminde bu durum gayet doğal karşılanabilir. Annesine bir tepki olarak da bu ismi kullanmak istediğini söyleyebiliriz. Filmin sonuna geldiğimizde ise, Sacramento’ya -eve- telefon açar, sesli bir mesaj bırakır. Bu konuşmada fark ederiz ki; Christine, ilk defa kendine Christine demeyi tercih etmiştir. Annesiyle arasındaki buzları eritecek bir sesli mesaj bıraktıktan sonra telefonu kapatır ve Christine’nin yüz ifadesinden mutlu olduğu anlaşılmaktadır.
Özlem Tekin
Psikolojik Danışman