
Film Künyesi
Vizyon Tarihi: 14 Ocak 2011
Tür: Dram
Yapım: Türkiye
Süre: 105 dakika
Imdb puanı: 6,1
Oyuncular: Öner Erkan, Asuman Dabak, Ayşen Gruda
Yönetmen: Sinan Çetin
Kağıt filmi, yönetmen olma hayali ile 1977 yılında bir işçi filmi çekmeye çalışan Emrah’ın ailesinin kendisinden beklentileri ve filmi çekme yolunda önüne çıkan engellerin hayatının akışına yansımalarını konu almaktadır.
‘‘Yazı spoiler içermektedir.’’
Emrah, gümrük memuru emeklisi Mehdi Bey ve Şahane’nin altı çocuklarından en küçüğüdür ve tek erkek çocuktur. Mehdi Bey, Emrah’ın son çocuk ve tek erkek olmasından kaynaklı ona, okul hayatında daima başarılı bir öğrenci ve eczacı olması yönünde bir rol yüklemiştir. Ancak bu yüklenen rol Emrah’a çok uymamaktadır. Meslek seçiminde yetenek, ilgi, kişilik, aile, çevre ve kültürün etkileri bulunmaktadır. Bütün bunlar doğrultusunda kişinin kendine yönelik farkındalığı önemlidir. Emrah da kişiliğinin, yeteneklerinin ve ilgisinin farkındadır ve bu doğrultuda istediği mesleğe yönelmiştir. Meslek seçimini etkileyen kişilik özelliklerine bakıldığında Holland’ın mesleki kişilik kuramı üzerinde durulabilir. Kuramda bahsedilen kişilik tipleri; gerçekçi tip, artistik tip, sosyal tip, girişimci tip, geleneksel tip ve araştırmacı tip şeklindedir. Emrah’ın yöneldiği meslek bu doğrultuda bakıldığında artistik tip olarak düşünülebilir. Artistik tip özellikleri içerisinde bulunan idealist, özgür, esnek, hayal dünyası gelişmiş ve kendini sanatsal yollarla ifade etme gibi özellikler film boyunca Emrah’ta gözlenmektedir. Önüne çıkan engellere karşı esneklik gösterip yönetmenlik ideali için her imkanını kullanan ve yaşadığı olumsuzlukları da yine hayal gücünü kullanarak aşmaya çalışan bir karakter sergilemektedir.
Emrah, 1Mayıs’a yönelik bir işçi filmi çekmeye çalışmaktadır. Bir yapımcı maddi destek vereceğini söylemiştir ancak her seferinde parayı vermek için farklı bir şart koymuştur. Bütün şartları bir şekilde sağlayan Emrah parayı tam alacağı sırada filmi ile ilgili devletten onay alması gerektiğini öğrenir. Filmi için onay alması gereken ve hayatını etkileyecek kişi olan Müzeyyen ile burada tanışır. Müzeyyen, kurallara sıkı sıkıya bağlı bir devlet memurudur. Filmin senaryosunu öncelikle çekilmeye başlamış olması sonrasında ise devrim içerikli olması nedeni ile Müzeyyen filmi onaylamaz. Emrah filmin senaryosu ile ilgili birkaç kez Müzeyyen’e gitmesine rağmen her seferinde ret almıştır. Durumlarını açıklamak için de birçok kez annesi ve arkadaşı da dahil Müzeyyen’in yanına gitmelerinin sonucu hep olumsuz olmuştur. Müzeyyen’in benimsediği bu tutum Kohlberg’in ahlaki gelişim evrelerine göre değerlendirildiğinde geleneksel düzeyde kanun ve düzen eğiliminde olduğu gözlenmektedir. Geleneksel düzeyde toplumsal düzeni oluşturan beklentiler önemli ve önceliklidir. Bu doğrultuda geleneksel düzeyin kanun ve düzen eğilimi evresinde ahlak, kanunları sorgulamaz, onlara uymak zorunlu ve doğrudur. Emrah, Müzeyyen’e kendini anlatmaya çalıştığı bir sahnede “Yasalar her zaman masum değildir Müzeyyen Hanım. Bir sabah uyandınız ve birileri diyor ki size, “Sabah kahvaltısında zeytin yemek yasak.” Ne olurdu?” dediğinde Müzeyyen’in cevabının “Sabah kahvaltısında zeytin yemeyiz.” olması kanunlara koşulsuz kabulünün göstergesidir.
Emrah eczacı değil de yönetmen olmak isteğini annesine anlatabilmiş ama bu durumu hastalığı nedeniyle Mehdi Bey’den gizlemişlerdir. Ancak Mehdi Bey, Emrah’ın eczane açması için evi ipotek ettirir ve parayı Emrah’a verir. Emrah, bu para ile filmini bitirir ama devletten izin alamadığı için parayı yerine koyamaz ve evleri haczedilir. Mehdi bey bunu öğrenince büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Ev boşaltılırken Mehdi Bey’in bulunduğu odadaki Emrah’ın çerçeveli takdirnamesi yere düşer, cam kırılır, Mehdi Bey intihar eder. Kırılan cam hayal kırıklığını, cama sıçrayan kan ise hayal kırıklığının sonu olduğunun bir metaforu olarak yorumlanabilir.
Emrah’ın filmi yayınlanmaz ama “Tek Yol Devrim” ismi Müzeyyen için tehlikeli bir isim olduğundan onu şikâyet eder ve Emrah hapse atılır. Zorlu geçen dört yıl boyunca Müzeyyen’e yönelik ruminasyon içindedir. Ruminasyon, sorunu çözmek yerine soruna odaklanan ve sürekli kendini tekrar eden olumsuz düşünceler olarak adlandırılabilir. Soruna odaklanan Emrah, intikamını planlamıştır ve hazırladığı kurgu ile hapisten çıktıktan bir süre sonra Müzeyyen’i evine çekmeyi başarır. Emrah bu günü kurtuluş günü olarak yorumlamaktadır. Yarım bırakılan işler, hayatlar, ilişkiler bizimle birlikte yaşamaya devam etmektedir. Emrah, yarım kalan her şey ile bugün yüzleşeceği için kurtuluş günü ifadesini kullanmıştır. Emrah ile Müzeyyen, devletin sistemi üzerinden görülen zararın veya faydanın, doğrunun veya yanlışın muhakemesini yaptıklarında Emrah, bir kâğıdın gücünün iki farklı kutbunda olduklarını ve Müzeyyen’in o kağıt olmaktan asla vazgeçmeyeceğini idrak eder. Bundan dolayı onu serbest bırakır ve intihar eder. Aslında Müzeyyen, Emrah’ın sisteme yönelik eleştirisinin muhatabıdır. Emrah burada bir umut ile yaşadıklarını anlatmaya çalışmış ancak bunun boşa kürek çekmek olduğunu fark edince geleceğe yönelik olumsuzlukların yüklendiği umutsuzluk ile varoluşunu sonlandırmıştır.
Filme İlişkin İzlenimlerim
Film, sisteme yönelik göndermeler barındırsa da içerikte insanın değerli ve biricik oluşunu düşündürmektedir. Etkileyici bir finale sahip. İyi seyirler…
Fatma BATIK ŞİMŞEK
Psikolojik Danışman