
Yazar: Jay HALEY
Yayınevi: Çark Kitabevi Yayınları
Basım Yeri ve Tarihi: Ankara, Ekim-1998
Sayfa Sayısı: 288
Jay Haley, 19 Temmuz 1923’de doğmuş ve 13 Şubat 2007’de vefat etmiş Amerikalı bir iletişim analistidir. Stanford Üniversitesi Antropoloji bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır. Şizofreni ve aile tedavisi konusunda uzun yıllar çalışmış ve çeşitli merkezlerde aile terapistliği yapmıştır. Yazar bazı araştırmalarda edindiği bilgileri ve dergilerde yayınladığı yazıların bir kısmını da barındıran bu kitapta tek bir kişiye odaklanmak yerine kişiler arası ilişkilere mercek tutmaya çalıştığını ifade etmiştir.
Kitap sekiz bölümden oluşmaktadır. Genel olarak değinilen başlıklar; şizofrenik birey ve tedavisi, evlilik tedavisi, aile çatışması ve çözümleri, hipnoz ve psikanaliz sanatıdır. Yazar bu konuların yanı sıra uzun süre ilgilendiğini ifade ettiği paradokslar üzerinde de durmuştur. Özellikle paradoksların ilginç bir özelliği olan ‘‘çifte bağlayıcılık’’ konusundan bahsetmiş ve terapide kullanılan teknikleri paradokslar açısından incelemiştir.
İki kişi herhangi bir şekilde denk geldiklerinde ilk olarak yaptıkları şey aralarındaki ilişkiyi tanımlamaktır diyor Jay Haley. İlişkiyi tanımlamak kavramını ilişkide neyin yer alıp neyin yer almayacağına karar vermek olarak ifade ediyor. Örneğin ilişkide kimin sözünün dinleneceği, kimin öğüt vereceği ya da kimin eleştiri yapabileceği gibi çizgiler belirlenir ve zamanla netleştirilir. İlişkileri belirleyen insan iletileri tek bir açıdan yorumlanamaz. Birçok farklı yönü vardır. Bunlar (a) sözel iletiler (b) dil örüntüleri (c) vücut hareketleri (d) yer aldıkları bağlamdır. Bu yüzden bütüncül olarak incelenmesi gerekir. İşte tüm bu bilgiler ışığında ilişkileri de 3 grupta incelemeliyiz diyor:
-Bakışık (symmetrical) ilişki
-Tümleyici (complementary) ilişki
-Tümleme-ötesi (metacomplamentary) ilişki
Bakışık ilişkilerde davranışlar birbirini takip eder. Örneğin biri diğerini eleştirirse diğer tarafta hemen eleştiride bulunur. Tümleyici ilişkide farklı tür iletiler vardır birisi devamlı alırken diğeri devamlı verir. Tümleme-ötesi ilişkilerde ise biri diğerinin çalımlarını kontrol ederek ilişkiyi yönetir. Çalım ilişkiyi tanımlamak için atılan adımlardır. Bunların sürekli sürdürülmediği ve ilişki içinde dönüşümlü olarak yer aldığı belirtilmektedir. İlişkilerin genelinde bulunabilen bir iletişim olan paradoksal iletişimi ise bir kişinin başkasına verdiği yönergeye uymaması için yönerge vermesi şeklinde tanımlamaktadır. İşte tüm bu tanımlar kapsamında hayatımızın her anını kaplayan iletişimi, en sağlıklı ve en doğru şekilde nasıl kurabiliriz, bir terapistin terapide kurması gereken ilişki ve yönlendirmesi gereken doğru ilişki nasıl olmalıdır, yazar bize bunu anlatıyor.
İnsanlar arası iletişim türlerinden biri de hipnotik iletişim olarak veriliyor kitapta. Hipnoz karşıdaki kişiyi etki altına almak olarak kısaca tanımlanabilir. Hipnotize etmek ustalık ve tecrübe gerektiren bir iştir. Bir kişinin gerçekten hipnotize edilip edilmediğini anlamak da tıpkı hipnotize etmek gibi ustalık gerektirir. Hipnotize olan kişinin başlıca özellikleri; (a) kişi bir cümle söyler, (b) bu cümle başka bir cümleye tutarsızlık gösterir ve yadsınır, (c) söz konusu yadsınan cümle diğer iletilerle tutarlı bir şekilde nitelenir. Yazar bölümün sonunda diyor ki: ‘’Hipnotize etmenin karşımıza çıkardığı önemli sorulardan biri nasıl olur da bir kişiyi bu kadar etkimiz altına alırız ama bunun farkında bile olmaz?’’ Hipnoz gibi bir durumun iletişime kattığı bilimsel faydalar ve terapide hipnozun faydalarını psikanalistler nasıl yorumlamış ve kullanmıştır, bu bölümde bunu görüyoruz.
Bahsettiğimiz her türlü iletişim için bir başlangıç noktası olması gerekmektedir. Ve bu ilk an çok önemlidir. Kitapta ilk anın önemi ve etkileri üzerinde de durulmuştur. ‘‘Gündelik yaşamda kişilerle iletişim kurduğumuz ilk an çok önemlidir. Bunun gibi terapide de iletişim kurulan ilk an çok önemlidir. Çünkü ilk andan itibaren terapist ona gelen kişiyi değiştirmeye çalışır’’ diyor Jay Haley. Ve ilk iletişim anından başlayarak kurulan birçok iletişim türüne değiniyor. Evlilik süreci, evlilikte eşler arası çatışmalar, değişmeye karşı direnç, sorunların tedavisi, evlilikte üçüncü kişilerin etkileri, koyulan kurallar ve kuralların nasıl konulması gerektiği gibi durumları ele alıyor ve bir aile yapısının nasıl değiştirileceği başlığı altında hepsini özetliyor. Çatışmanın yoğun olduğu eşler arasında sorunu çözmek yeterli olmayacak ve tekrar çatışma olmaması için dengenin değişmesi gerekecektir. İşte bu yüzden sistemin temel çarklarına çomak sokmak gerekir ve sistem yeniden oturana kadar çıkacak olan yeni çatışmalara hazırlanılır.
Bir aile sistemini diğer iletişim sistemlerinden ayıran farklı özellikler vardır. Örneğin bir aileyi yöneten alt tabakalar vardır. Ana-baba-çocuklar arasında herhangi birinde oluşan değişimde diğer taraflar karşıdakinin bireysel alanını gözetmeksizin müdahale eder. Bu sebeple aile sistemleri çalışması en zor sistemlerdendir. Fakat her ilişki türünde olduğu gibi evlilik ilişkilerinde de bir kişi değişime karşı daha dirençlidir.
İlişkilerin değişmesi gerektiği noktada bir taraf buna daha çok direnç gösterecektir çünkü bir ilişki kurulurken bir tarafın bundan daha çok çıkarı vardır. Ve daha çok çıkarı olan taraf kendini besleyen bu ilişki biçiminin değişmesinden hoşlanmayacaktır. Bu yüzden sistemi değiştirmek için bu dirençle de başa çıkmak gerekecektir. Çift terapilerinde iki kişi ile de çalışılmalı ve iki kişi için de içgörü (farkındalık) düzeyi yükseltilmelidir.
Kitaba ilişkin kişisel izlenimim:
Jay Haley hayatımızın her anını kaplayan iletişim ve türlerini birçok açıdan özetlemiş kitabında. Ve bize hem ilişkileri anlama hem de değiştirmek için adım atabilme yöntemlerini sunmuş. Bunu yaparken bolca sınıflamalar kullanmış ve birçok noktada örnek ilişkilere, kişiler arası diyaloglara yer vermiş. Örnekleri sıkça kullanması kitabın anlaşılır olması açısından olumlu bir etkide bulunmuş. Kitap aynı zamanda anlaşılır bir dille ele alınmış. Birçok psikanalistin görüşlerine yer veren kitap farklı yöntemleri görmek ve karşılaştırmak için de bizlere fırsat sunuyor.
Yazıma Jay Haley’in sözleri ile son veriyorum:
‘‘Bir sistemde yönetici konumunda olan kişilerin görevi, kurdukları sistemin değişmesini önlemektir. Bu yüzden değişimler her zaman beraberinde direnç getirir’’
İrem AYDIN
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / Aday Psikolojik Danışman