Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

BENLİĞİNİ ARAYAN ÇOCUK – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 11

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Kitap Künyesi

Yazarın Adı: Virginia M. AXLINE

Yayınevi: Panama Yayıncılık

Yayınlanma Tarihi: 1964

Basım Yeri ve Tarihi: Ankara, Mart 2020

Sayfa Sayısı: 268

Bu inceleme yazısı; zekâ geriliği olduğu düşünülen, iletişim kuramayan ve oyun terapisi sayesinde benliğini keşfedip onu büyüten bir çocuğun hikâyesini konu alan “Benliğini Arayan Çocuk” kitabı hakkında olacaktır.

Kitabın yazarı Virginia M. Axline, 30 Mart 1911 yılında dünyaya gelmiştir. 1940’lı yıllarda Yönlendirici Olmayan Oyun Terapisi’ni geliştirmeye başlamıştır ve Oyun Terapisi’nin öncülerinden biridir. Yayınlanan ilk çalışmasında Yönlendirici Olmayan Oyun Terapisi’nin sekiz temel ilkesini açıklamıştır.  Virginia M. Axline Newyork Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Eğitim Fakültesi’nde ders vermiştir. Yedi yıl boyunca Columbia Üniversitesi Öğretmen Okulu’nda öğretmenlik yapmış 1988 yılında Columbia, Ohio, ABD’de hayatını kaybetmiştir.

Kitap Dibs adındaki bir erkek çocuğunun gerçek yaşam hikayesinden yola çıkılarak yazılmıştır. Dibs iki yıldır okula gitmemekte ve konuşamamaktadır. Çoğu zaman sınıf içerisinde dikkat çekmeyecek şekilde sessizce durmakta ya da rastgele emeklemektedir. Kimi zamansa saldırganca öfke nöbetlerine tutulur. Öğretmenlerinin ise Dibs’te var olan probleme dair birden fazla varsayımı bulunmaktadır: Zekâ geriliği, psikolojik bir bozukluk ya da doğum esnasında oluşmuş bir beyin hasarı. Bunlardan herhangi birini açıkça ayırt edemedikleri için Dibs’i iyileştirecek dokunuşu da yapamamaktadırlar.

Terapist öncelikle Dibs’i sınıf ortamında gözlemlemiştir. Onun diğer çocuklardan uzakta bir masanın altına sığındığını, emekleyerek hareket ettiğini, göz teması kurmadığını ve tek başına paltosunu çıkarıp asamadığını fark etmiştir. Dibs’i oyun odasına davet etmesiyle birlikte süreç başlamıştır.

Sürecin başında terapist, Dibs’e onun alışkın olduğunun aksine ilişki kurması için girişimde bulunmasına izin vermiştir. Oyun odasını güvenli bulabilmek için nesnelerin ismini saymasına basit yansıtıcı sözlerle destek olmuştur. Bunları yaparken Dibs’e duygusal bağımsızlık kazandırmayı amaçladığını, bunu yapmaya çalışırken nelerden uzak durması gerektiğini de satır aralarında belirtmiştir.

Terapist, Dibs ile sürece devam ederken anne Jane ile de görüşmeye başlamış, kimi zaman da Dibs’in yaşadığı ortamı görebilmek için ev ziyaretleri yapmıştır. Dibs’in evde oyuncaklarla dolu bir odası olmasına rağmen oyun odasında sık sık çitlerle engelleri aşmaya çalıştığı oyunlar oynadığına, babası olarak gördüğü oyuncağını kuma gömdüğüne değinilmiştir. Bütün bunlar evde bazı şeylerin yolunda gitmediğini işaret etmektedir. Anne ile yapılan sonraki görüşmelerde Dibs’in istenmeyen ve zor bir gebelikle dünyaya geldiği öğrenilmiştir. Dibs’teki farklılığı anne ve baba kendi sosyal ve duygusal yetersizliğinin bir sonucu olarak kabul etmeyip, bunun yerine onun zihinsel geriliği olan bir çocuk olduğunu tercih etmiş olabilecekleri terapist tarafından yorumlanmıştır.

Terapist Dibs’in bağımsızlığını destekleyebilmek için onun oyunlarına sadece Dibs istediğinde dahil olmuştur. Onun kendiliğinden bir oyun kurmasına ve bu oyunu geliştirmesine hiçbir şekilde müdahale etmemiştir. Zamanla Dibs, bağımsızlığının desteklendiği ve benliğini keşfetme fırsatını bulduğu bu oyun odasına daha istekli gelmeye başlamıştır. Oyun odasında kimi zaman bir bebek gibi biberonuna doldurduğu suyu içerken kimi zaman da okuma ve yazmaya dair yeteneklerini açığa çıkarmıştır.

Sürecin sonunda Dibs’in sanılanın aksine zekâ geriliğine değil üstün bir zekâya sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Dibs’in normal karşılanmayan bütün davranışlarının aslında ailesinin sevgi, kabul ve anlayış göstermek yerine ne kadar yeterli olduğunu sınamasına gösterdiği bir tepki olduğu görülmüştür. Dibs, oyun odasında oluşturmuş olduğu sembolik oyununda yaralanmış duygularını ortaya dökmüş, güçlülük ve güvenlik duygularıyla oradan ayrılmıştır. Sahip olduğu yetenekleriyle uyumlu bir benlik inşa etmeye başlamıştır.

Yazarın Kişisel İzlenimleri

“Benliğini Arayan Çocuk” bir çocuğun sadece benliğini keşfedip onu geliştirmesine izin vermenin gelişimde bir bütün olarak ne denli etkili olduğunu somut olarak sunan bir eserdir. Bu eser; ruh sağlığı, eğitim ve çocuk gelişimi gibi birçok uzmanlık alanına rehberlik edebileceği gibi aynı zamanda bir ebeveyn kaynak kitabı olarak da görülebilir. Her ne kadar benliğini fark edip onu geliştiren bir çocuğun hikâyesine tanıklık edilse de satır aralarında yazarın Oyun Terapisi üzerine oldukça kıymetli bilgi ve becerilerden bahsettiği de görülmektedir.

Seren Tuğçe AY

Psikolojik Danışman