Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Editörden – Psikolektif Dergisi – Sayı – 17

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Güç; günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız bir kavramdır. Hayatımıza etki eden güç ilişkileri, gücün üzerimizdeki kullanımı, güçlü olma ihtiyacı ve diğer pek çok deneyim ve olgu bizi güç üzerinde düşünmeye itmektedir. Güç kavramı; felsefe, psikoloji, sosyal hizmet, yönetim, siyasi bilimler, sosyoloji gibi birçok disiplin tarafından ele alınmakta, geçmişten günümüze güç alanında pek çok araştırma yapılmaktadır. Kişilerin kişilik özelliklerini ve yaşam deneyimlerini açıklamak ve anlamlandırmak üzerine sorulan sorular, ruh sağlığı çalışmalarında da güç kavramı ile ilgili pek çok soru oluşturmuş ve bu soruların cevapları üzerine pek çok araştırma yapılmıştır.

Bu sayıda güç hakkında tüm sorulara cevap verebilmek elbette mümkün değildir. Dergimizin bu sayısında gücün daha çok sosyal anlamı üzerine odaklanılmıştır. Bu sayıda amaçlarımızdan biri ise güce dair çıkarımlarımızın olması ve insani hizmetlerin sunumunda bakış açımızın geliştirilmesidir. Güç üç düzeyde ele alınabilir: Kişisel, Kültürel ve Yapısal. Farklı bir tanımlama ile: Yetkinliğe Dayalı, Söylemsel ve Yapısal. Bu sebeple her insan kolayca güçlü ve güçsüz kategorisine girmemekte ve hatta bazen her iki gruba birden dahil olabilmektedir. Kimi insanların güçlendirici bulduğu bir durum diğerini güçsüzleştirebilir. Çok karmaşık olan güce, siyah ve beyaz gibi basit bir şekilde bakmak indirgemeciliğin bir örneğidir (Thompson, 2016).

Güç gerek insanın kendi ile ilişkisi gerek yakın ilişkileri gerekse gruplarla ve toplumla ilişkileri içerisinde gözle görülmese de etkisinin sıklıkla hissedildiği bir kavramdır. Gücün önemi ve insan hayatındaki vazgeçilemez konumu göz önünde bulundurulduğunda, popüler kültürle birlikte “güçlü insan olma” kavramının da sıklıkla gündeme getirildiği görülmektedir. Cüceloğlu (2014) Savaşçı kitabında insan ilişkilerinde güç ilişkisini şöyle belirtmiştir; “Nerede sen ben bilinci hâkim ise orada insanlar birbirlerinin korkularına konuşurlar… Sen, ben bilinci içinde kurulan ilişkilerin temelinde, “kim daha güçlü?”, “kim kimden korkmalı?” anlayışı yatar”. Güç ya da güçlü hissetme bize hayat deneyimlerimizde birçok avantaj kazandırsa da, gücün ve güç ilişkilerinin deneyimlerimize yansıyabilecek olumsuz etkilerini de göz önünde bulundurmak, bütünsel iyilik halimiz için yarar sağlayacaktır.

Bu sayıda temamız olan güç kavramını farklı güç kaynakları ve farklı güç ilişkileri üzerinden incelemekteyiz. Umuyoruz ki bu sayı, siz değerli okuyucularımızın güce ilişkin yeni sorular sormasına ya da var olan sorularının cevaplarını bulmasına vesile olur.

Bu sayıda röportaj teklifimizi kabul eden Sayın Doç. Dr. Mehmet Kırlıoğlu hocamıza katkılarından ötürü teşekkür ederiz. Bu sayı ile birlikte editörlüğü paylaştığımız Sevgili Psikolojik Danışman Büşra Tunç’a ise üzülerek veda ediyoruz. Psikolektif Dergisi’ne yapmış olduğu tüm katkılardan ve kıymetli emeklerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Yeni editörümüz Psikolojik Danışman Merve Yüksek’e ise hoş geldin diyoruz.

Psikolektif Dergisi’nin 17. Sayısı olan “Güç” sizlerle! Kendi içimizdeki gücü bulup yapıcı şekilde kullanabildiğimiz ve kimsenin birbiri üzerinde yıkıcı güç ilişkileri kurmadığı yarınlar dileğiyle, bir sonraki sayıda görüşmek üzere!

Psikolektif Dergisi Editörleri

Merve Yüksek / Muhammet Kiremitçi