
Şiddet denilince ilk olarak akla fiziksel şiddet gelse de ancak şiddet tek boyutlu bir kavram değildir. Şiddetin pek çok sınıflaması yapılmıştır. Şiddet; fiziksel, duygusal, ekonomik, cinsel ve psikolojik olarak sınıflandırılabilir. Şiddet; her ne kadar vurmak, kırmak ve fiziksel zarar vermek olarak görülse de şiddetin öyle bir boyutu vardır ki insana doğrudan bir temas olmadığı halde fiziksel şiddete maruz kalmış bir insan kadar acı yaşatabilir. Bahsedilen bu şiddet türü psikolojik şiddetten başkası değildir. Literatürde psikolojik şiddet; dolaylı yollarla bireye psikolojik baskı uygulamak, aşağılamak, duygusal olarak sömürmek ve toplumsal ortamdan soyutlamak şeklinde ifade edilmektedir.
Psikolojik şiddetin iş yerlerindeki boyutu ise “mobbing” olarak ifade edilmektedir. Leymann, 1984 yılında İsveç’teki iş yerlerinde yapmış olduğu çalışmasında mobbingin bir tür iş yeri terörü olduğunu ifade etmiştir (Çobanoğlu, 2005: 26-28). Kelimenin Türkçe karşılığı Türk Dil Kurumu tarafından “Bezdiri” olarak tanımlanmıştır. Bezdiri kavramı; işçilere üstleri, astları veya eşit düzeydeki çalışanlar tarafından organize biçimde uygulanan her tür kötü davranış, tehdit, şiddet, aşağılama vb. davranışları içermektedir. Bu tip davranışlarda temel amaç mağdurun kendini savunmasız hissetmesi, umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürülmesidir. Amaç, kurban olarak belirlenen kişiyi işyerinden kovmak ya da istifaya zorlamak, dışlamak, cezalandırmak, küçük düşürmek veya kontrol etmek olabilir (Polat ve Pakiş, 2012).
Polat (2012), psikolojik şiddet fâillerinin kurbanı işten kovdurmak, dışlamak küçük düşürmek vb. amaçlarla bezdiriye başvurduklarından bahsetmiştir. Ancak bezdirinin nedenleri konusunda ayrıntılı bir inceleme yapılması gerekmektedir. Bezdirinin nedenleri konusunda çeşitli fikir ayrılıkları bulunmakla birlikte, bezdiri davranışına neden olabilecek durumları üç başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; kişisel, kurumsal ve sosyal nedenlerdir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki mağdurun ve saldırganın sahip olduğu bazı kişisel özellikler, iş çevresinde bezdiri davranışına uygun bir ortam hazırlamaktadır.
Öyle gözüküyor ki insanın sahip olduğu kişisel özellikler, onu çaresiz bir mağdur veya azılı bir saldırgan yapabilmektedir. Araştırmalar saldırganların kendi eksikliklerini gidermek amacıyla bezdiri davranışına başvurduklarını göstermektedir. Başka bir ifade ile psikolojik şiddet failleri, genellikle ilgiye susayan, övgüye aşırı ihtiyaç duyan, kendi konumlarını destekleyenlere karşı övücü davranan ve yapıcı eleştirilerine asla tahammül edemeyendir (KEFE, 2011).
Saldırganlarda durum böyleyken bir de olayın mağdurlarına bakılması gerekir. Mağdurların, psikolojik şiddete maruz kalmasında; fiziksel özellikleri, aksanları, cinsiyetleri, iş performansının ortalamadan yüksek veya düşük olması, özel hayatının diğerlerinden farklı olması, mağdurun fiziksel engeli, örgüt içinde imtiyaz sahibi olması, milliyeti, kariyer veya mevkisi, üstün bir duygusal zekâya sahip olması, diğerlerine göre daha genç veya yaşlı olması gibi kişisel özellikleri neden olarak sıralanmaktadır (Çobanoğlu, 2005). İnsanın sahip olduğu kişisel özellikler bezdiri davranışına yol açabilmektedir elbette fakat bezdiri davranışı yalnızca kişisel nedenlerle açıklanabilecek kadar basit bir davranış değildir.
Nitekim bireyin çalıştığı kurum veya içerisinde bulunduğu sosyal çevre de bezdiriye neden olabilmektedir. Örneğin bireyin çalıştığı kurumda var olan iyi yönetim eksikliği, iletişim bozuklukları, etkisiz liderlik yapısı, stresli çalışma ortamın varlığı, çalışanların beklentiyi karşılayamamaları, iş yerinde değişim, rekabetçi ortamlarda işini kaybetmekten korkma, kendi konumunu koruma durumu, yeni fikirlerin oluşturulamaması, durağan bir yapı gibi durumlar psikolojik şiddete neden olabilmektedir. Ayrıca toplumda bireyselliğin baskın olması, şiddet ve baskıya önem verilmesi, aşırı özgürlük gibi nedenler psikolojik şiddetin sosyal nedenlerine örnek gösterilebilir (Güngör, 2008).
Bezdirinin nedenlerini derinlemesine inceledikten sonra bu davranışın insan üzerindeki sonuçlarını incelemek gerekmektedir. İnsan yaşamını çekilmez hale getiren bezdiri davranışı, kişi üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Bu yıkıcı sonuçlar hem psikolojik hem de fiziksel anlam ifade etmektedir. Bezdiri süreci, bireyin sağlığının ve bağışıklık sisteminin kolayca zayıflamasına neden olur. Bu durum mağdurun işini değiştirmesine ve özel hayatında sayısız sorun yaşamasına neden olabilir. Böylelikle kişinin meslek veya kazanç kaybına neden olur. Uzun süreli devam eden bezdiri davranışı bireyi intihara dâhi sürükleyebilir (Gökçe, 2008: 59-64). Bezdiri davranışının sonuçları çok ağır olabilmektedir fakat insan, çeşitli yöntemlerle kendisine yöneltilen saldırıları bertaraf edebilecek akıllı bir varlıktır. Psikolojik şiddet(bezdiri) davranışına maruz kaldığında ise sadece durup kendisine haksızlık yapılmasına seyirci kalmayacak ve bu durumdan kurtulmak için çaba sarf edecektir. Mağdur, kendisini savunmaya geçmeden önce çalıştığı kurumun bazı önlemleri alması gerekmektedir. Örneğin; işveren personellerini bu konu hakkında bilgilendirebilir veya kurum içerisinde etik kurallar belirlenebilir. Ayrıca işbirliğini reddedenlerin ve uygunsuz davranışları sürdürenlerin cesaretini kırmak da psikolojik şiddeti önlemede etkili olabilmektedir. Bu tehlikeli durum ile baş etmek için birey kararlı olmalı, gerektiği noktada psikolojik yardım alabilmeli ve yapabiliyorsa eğer çalışma ortamını değiştirmelidir (Gökçe, 2008: 71-74).
Mağdurlar, maruz kaldığı bu haksız fiilden kurtulmanın çaresini ararken, her geçen gün aralarına yeni mağdurlar eklenmektedir. İnsankaynaklari.com ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin birlikte yaptığı anket, Türkiye’de %42 oranında bezdiri mağduru olduğunu göstermiştir. 2252 katılımcının cevapladığı ankete göre, bugün Türkiye’de çalışanların yarısı genellikle veya sürekli olarak işten çıkarılma endişesi taşımaktadır. Türkiye için daha da önemli olan veri, mağdurların yaklaşık %70’inin bundan kimseye bahsetmemiş olmasıdır (Polat ve Pakiş, 2012: 214). Bu durum bireylerin başvuracağı hukuksal bir düzenlemenin var olmadığını düşündürmektedir. Nitekim Türkiye’de hukuksal olarak psikolojik şiddet uygulayanlara yönelik direkt bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5’inci maddesinde, işverenin işçilere karşı eşit davranma yükümlülüğü oldukça geniş bir biçimde düzenlenmiştir. Aynı zamanda 818 sayılı Borçlar Kanununun 332’nci maddesinin birinci fıkrasında, işverenin işçinin kişiliğini koruması, kişiliğine saygı göstermesi, sağlığını gözetmesi, işyerinde ahlâka uygun bir düzenin gerçekleşmesini sağlama yükümlülüğü öngörülmektedir (KEFE, 2011).
Bezdiri davranışının hukuksal boyutu bu şekildeyken, hakkını savunmak isteyen mağdurların doğru yollardan savunmalarını gerçekleştirmeleri gerekmektedir, aksi halde haklı iken haksız durumuna düşme ihtimali söz konusudur. İlk adım bu olayın olduğunu ispatlayan bir görüşü içeren adli raporun alınmasıdır. Bu amaçla bir adli tıp öğretim üyesinin, psikiyatrist ya da psikologla birlikte durum gösteren bir rapor hazırlanması gerekir.
Hazırlanan bu rapor, sonraki aşamalarda mağdurun mahkemede durumunu ispatlaması için önem arz etmektedir. Kişinin bu rapora sahip olması mahkemede durumunu rahat bir şekilde ifade etmesine yardımcı olacaktır. Çalışanların adeta korkulu rüyası haline gelmiş olan bezdiri davranışının önlenmesinde; üniversiteler veya ilgili kuruluşlar çalışmalar yapmalı, iş yerlerinde ve diğer kurumlarda uygulan bu şiddet hakkında araştırmalar yapılmalı ve bireyler bu konu hakkında bilgilendirilmelidir. Yapılacak çalışmalara örnek verilmesi gerekirse
Japonya’da olduğu gibi bir ALO MOBBİNG hattı oluşturulabilir. Böylelikle bu numarayı arayanlar acil olarak yardım alabilirler. Her geçen gün artan bezdiri olguları durumun ciddiyetini ortaya koymakta ve yetkililerin bu konuda ivedilikle çalışmalar yapmasını zorunlu kılmaktadır (Polat ve Pakiş, 2012: 216).
Furkan ÖNDER
Psikolojik Danışman