Güzel kadınlar ve yakışıklı erkeklerden oluşan büyülü masal dünyası, olay örgüsü olarak çoğunlukla genel bir çerçeveye sahiptir. Prenses bazı sebeplerden dolayı zor duruma düşer örneğin zindana kapatılır, cadı tarafından zehirlenir, sonsuza dek uyutulur yani sebebi her ne olursa olsun prenses buna kendi başına çare bulamayacak durumda bırakılır. Derken mucizevi bir şekilde oldukça yakışıklı, güçlü ve bir o kadar da nezaket sahibi bir prens ortaya çıkar. Şöyle ki prensesi o derin uykusundan bir tek o uyandırabilir. Hem de tek bir öpücükle. Masalın sonunu ise hepimiz biliyoruz zaten: SONSUZA DEK MUTLU YAŞADILAR!
Her şey gayet normalmiş gibi gözüküyor fakat Japon bir profesörün masallarla ilgili ortaya attığı savın üstünde düşünürseniz eğer eminim artık siz de o büyülü dünyayı sorgulamaya başlayacaksınız.
Japonya’nın Osaka Üniversitesi profesörlerinden Kazue Muta, Disney’in çizgi filmleriyle yeni boyutlar kazanan Pamuk Prenses, Uyuyan Güzel gibi masallardaki beyaz atlı prenslerin aslında bilinçleri kapalı partnerleriyle hemen hemen zorla cinsel ilişki kurdukları savını tartışmaya açtı (”Bir de buradan bakın”, 2018).
Açıkçası yüzeysel bakıldığında alt tarafı bir masal diyerek saçma bulunabilecek ama daha derin düşünüldüğünde ise aslında haklı taraflarının olduğunu görebileceğimiz bir sav. Daha derinlemesine incelemek için tekrar Kazue Muta’nın düşüncelerine dönecek olursak;
‘Patron, o, aşk değil, aslında cinsel taciz’ isimli kitabıyla da tanınan feminist akademisyen, beyaz atlı prensler nezdinde güç sahibi erkeklerin cinsel saldırılarının meşrulaştırıldığını savundu. Bu masalların cinsel saldırılar için paravan niteliğine dikkat çeken Kazue Muta, aralık ayında trende uyuyan bir kadını öpen erkeğin tutuklanmasıyla ilgili gerçek bir haberi paylaştı. Haberin altına da şu yorumu koydu:
Pamuk Prenses, Uyuyan Güzel hakkında, prensesin prensin öpücüğüyle uyanması hikayesi üzerinde rasyonel şekilde düşünürseniz, aslında bilinci kapalı bir kişiye cinsel saldırı düzenlendiğini görürsünüz. Her şeyin fantezisini mahvettiğimi düşünebilirsiniz, ama bu masallar cinsel şiddeti teşvik ediyor ve ben de herkesin bunun farkında olmasını istiyorum (”Bir de buradan bakın”, 2018).
Özellikle Hollywood’daki cinsel taciz skandallarının gün yüzüne çıktığı ve olaylara yönelik evrensel diyebileceğimiz bir hareketin ( #MeToo ve devamı niteliğinde Time’s Up ) devam ettiği şu sıralar, Japon profesör düşüncelerini bu hareketle de bağdaştırıyor.
Bu skandallar açısından bakıldığında Kazue Muta’nın belirttiği ”güç sahibi erkeklerin” cinsel saldırılarının meşrulaştırıldığı yönündeki görüşü gayet mantıklı görünüyor. Neredeyse birçok ünlü ismin cinsel saldırıya uğradığını ve bu yaşadıklarını o zamanlar anlatamamış olduklarını öğrendik. Bize maddi ve manevi yönden oldukça güçlü gözüken, birçoğumuzun gözdesi Hollywood’un kadın yıldızları… Kazue Muta’nın düşüncesiyle bu durumun olaylar yaşandığında paylaşılamamış olması, karşılarındakinin güç sahibi bir erkek olmasına bağlanabiliyor. (”Bir de buradan bakın”, 2018).
Japon profesör bu savını paylaştığında olası tartışmaların da fitilini ateşlemiş ve destek mesajları aldığı gibi kınama mesajlarıyla da karşılaşmış. Bunun üzerine de bir makale ele alan profesör masallara eleştirel bakıldığında cinsel saldırının göz yumulabilir olduğu mesajının fark edilebileceğini belirtiyor (”Bir de buradan bakın”, 2018). Ve şu sözleriyle de ekleme yapıyor:
Bana prensle prenses ölünceye dek mutlu yaşadı, demek ki öpücük için bir ön rıza vardı, o zaman sorun da olmamalı diyen geri dönüşler oldu. Olayı böyle anlamak tehlikelidir. ‘Sonuç, bu amaca ulaşmak için kullanılan araçları haklı çıkarır’ gibi bir zihniyet oluşturur. Bu da cinsel şiddete izin verir (”Bir de buradan bakın”, 2018).
Bu zamana kadar basitçe dinleyip veya okuyup geçtiğimiz masalları Kazue Muta’dan yola çıkarak irdelemeye kalktığımızda, masallardaki mantık hatalarını görebiliyoruz. Adı üstünde masal tabi ki mantık hataları barındıracak diyebilirsiniz ancak yapılan bazı hataların cinsel tacizi özendirebileceği, kadınların ve erkeklerin davranışlarını yönlendirici bir rol model olabileceği düşünüldüğünde bu durumu hafife almamak gerekiyor. Masalların özellikle çocuklara hitap ettiği ve çocukluk döneminde taklit yoluyla öğrenmenin davranışlarımıza önemli düzeyde etkisi de hesaba katıldığında basit gözüken bu durumdan trajik sonuçlar çıkarılabileceğini görebiliyoruz.
Cinsel taciz oldukça hassas bir konudur. Tam da bu sebepten konuşulmasından, araştırılmasından çekinilmemeli, böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında veya şahit olunduğunda ses çıkartmaktan korkulmamalı, tam tersi en yüksek perdeden ve en güçlüsünde bir tepkide bulunulmalıdır.
Genel itibariyle baktığımızda aslında çocukları olabildiğince uzak tutmaya çalıştığımız tehlikeler, onların çok yakınında hatta masumane diye nitelendirebileceğimiz unsurlara gizlenmiş gibi gözüküyor. Peki bu konuda ne gibi önlemler alınabilir diye düşündüyseniz birkaç öneride bulunulabilir. En basitinden çocuklar için alınan masal veya hikaye kitaplarını öncelikle kendimiz inceleyebiliriz. Çocuklar, okudukları kitaplardaki ya da izledikleri animasyonlardaki karakterlerle özdeşim kurarlar. Bu açıdan da kitap veya animasyonları şiddet, argo kelimeler gibi unsurları içermiyor olması dikkate alınabilir. Ayrıca Amerikan Psikoloji Derneği’nin onayladığı veya yine bu derneğin çıkardığı çocuk kitaplarını tercih edebiliriz. Özellikle APA’nın yakın zamanda Türkçeye de çevrilen bu kitapları çocukların gelişimi açısından da önemsenmesi oldukça faydalı olacaktır.
Betül BOSTANCI
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Kaynakça
- Bir de buradan bakın: beyaz atlı prens değil tacizci (2018, 3 Ocak ). Erişim adresi: https://tr.sputniknews.com/yasam/201801031031667541-bir-de-buradan-bakin-beyaz-atli-prens-degil-cinsel-tacizci/
Görsel Kaynakça
- https://www.gundemkibris.com/dunya/bir-de-buradan-bakin-beyaz-atli-prens-degil-tacizci-h235752.html
- https://storia.me/tr/@Nactrem/cizgi-filmlerdeki-prensler-kahraman-1kiime