
Çalışma saatlerinin azaltılması, günümüzde birçok ülkede hararetli bir şekilde tartışılan bir konu. Son zamanlarda ülkemizde de gündeme gelen bu mesele, özellikle fazla çalışmanın insan psikolojisi ve davranışları üzerindeki etkileri konusunda kapsamlı araştırmalara konu olmuştur. Günümüzün hızlı ve rekabetçi dünyasında, birçok kişi başarıya ulaşmak için kendini sürekli zorluyor. Hırs ve çalışma verimliliğini artırma çabası takdire şayan olsa da aşırı çalışma ve başarı baskısı, derin psikolojik etkilere yol açabilir. Bu yazıda, fazla çalışmanın veya başarılı olma zorunluluğunun insan psikolojisi üzerindeki etkilerine değinecek ve Çinli genç yetişkinler arasında rekabetçi sisteme karşı yükselen bir hareket olan Tang Ping (Düz Yatış) hareketi örneğini inceleyeceğiz.
Fazla Çalışmanın Tehlikeleri
Fazla çalışmanın vücudumuza birçok zararı vardır. Yakın zamanda Environment International’da yayımlanan Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün son tahminlerine göre, uzun çalışma saatleri 2016’da inme ve iskemik kalp hastalığından 745.000 ölüme yol açtı; bu, 2000’den bu yana %29’luk bir artış anlamına geliyor. Bunun yanı sıra, fazla çalışmanın psikolojik olarak da olumsuz etkilediği biliniyor. En çok bilinen etkiler arasında şunlar yer alıyor:
- Tükenmişlik: Meslekten kişilerin mesleğin özgün anlamı ve amacından kopması ve hizmet götürdüğü insanlarla artık gerçekten ilgilenemiyor oluşu ya da aşırı stres ve doyumsuzluğa tepki olarak kişinin kendini psikolojik olarak işinden geri çekmesi olarak tanımlanan tükenmişlik, daha çok doğrudan insana hizmet eden, hizmetin kalitesinde insan faktörünün çok önemli bir yere sahip olduğu alanlarda görülmektedir. Bu durum sunulan hizmeti ve hizmetin kalitesini doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir. Yeterli dinlenme ve iyileşme olmaksızın amansız hedeflerin peşinde koşmak, bireyleri tüketebilir ve onları tükenmişliğe karşı savunmasız bırakabilir (Kaçmaz, 2005).
- Stres ve Anksiyete: Fazla çalışma genellikle stres ve kaygı düzeylerinin artmasına neden olur. Son teslim tarihlerini karşılamak, beklentilerin üstüne çıkmak ve yüksek düzeyde performans sürdürmek için sürekli baskı, kişinin zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Kalıcı stres, kaygı bozuklukları ve azalan öz-değer duygusu dahil olmak üzere bir dizi psikolojik soruna yol açabilir. Elbette tamamen stresten izole bir çalışma ortamı mümkün değildir ve verimlilik açısından da sağlıklı durum değildir. Ancak stres yoğunluğu ve düzeyi aşırı ölçüde yükseldikçe, bireyde tükenme meydana geleceğinden verimlilikte de hızlı bir düşüş yaşanabilir. Bu nedenle stresin yoğunluğunu hiçbir zaman orta ya da optimum düzeyin altına düşürmemek gerekecektir (Eren, 1998). Çünkü yönetici ve çalışanların yoğun ve sürekli strese maruz kalmaları, örgütte kalite, üretim ve verimlilik sorunlarına; çalışanlarda tatminsizliğe ve moral kaybına, yöneticiler ve çalışanlar arasında ise uyumsuzluğa neden olmaktadır (Aydemir, 2005).
Tang Ping Hareketi: Tembellik mi, Başkaldırı mı?
Tang Ping, Çin kültüründe var olan rekabetçi yaşam tarzına ve çok çalışmaya dayalı sisteme, bireylerin kasıtlı olarak düşük profilli ve rahat bir yaşam tarzını seçtikleri, aşırı rekabetten ve fazla çalışma ve aşırı başarı baskılarından kaçındıkları bir olguyu ifade eden bir terimdir. Tang Ping (düz yatma) hareketi, Çin’deki çoğu protestoda olduğu gibi sosyal medyada başladı. Luo Huazhong’un (Çin’de geçici iş gücü almak ve gezici bir yaşam tarzında tatmin bulmak için işinden ayrılan eski bir fabrika işçisi) yaptığı bir gönderide, “fare yarışından” çekilmesinden keyif aldığını söyledi. Orijinal manifestosu şöyle başladı: “Uzanmak benim için en akıllıca harekettir. İnsan ancak uzanarak her şeyin ölçüsü olabilir” (Williams, 2022).
Tang Ping hareketi, 2021 civarında, minimum çaba ve toplumsal beklentilerden uzaklaşma felsefesini savunan bir çevrimiçi gönderi viral hale geldiğinde Çin’de önemli ölçüde ilgi gördü ve tartışıldı. Aslında, bu kavram, akademik ve profesyonel başarının baskısından bunalan ve kişisel mutluluğa ve rahat bir yaşam tarzına odaklanmanın başka bir yolunu arayan birçok gençte yankı buldu. Tang Ping, genellikle akademik olarak başarılı olmak, iyi maaşlı bir iş bulmak ve sosyal normlara uymak için muazzam bir baskının olduğu Çin toplumunun son derece rekabetçi doğasına bir yanıt olarak görülüyor. Hareket, maddi varlık ve profesyonel başarı arayışıyla artan hayal kırıklığını ve geleneksel başarı kriterlerinin dışında kişisel tatmin ve mutluluk bulma arzusunu yansıtıyor. Bazı insanlar bunu tembellik olarak nitelese de bazı insanlar bunun rekabetçi sistemdeki insanın duruşu olarak adlandırdı. Tang Ping hareketinin getirdiği yankıdan, sosyal baskılar ile başarılı ve üretken olma zorunda bırakılan birçok gencin yalnız olmadığını hissettiği bir hareket olduğunu anlayabiliriz.
Sonuç olarak, hırs ve sıkı çalışma önemli olsa da fazla çalışmanın ve hep başarılı olma isteğinin psikolojik etkisini kabul etmek çok önemlidir. İş ve özel yaşam arasında bir denge bularak, başarıyı yeniden tanımlayarak ve kişisel bakıma öncelik vererek, bireyler daha sağlıklı bir zihniyet haliyle daha konforlu bir hayat tarzı geliştirebilir ve daha tatmin edici ve dengeli bir hayatın tadını çıkarabilir. Unutmamak gerekir ki, gerçek başarı hem profesyonel başarıları hem de kişisel mutluluğu ve huzuru kapsar.
Zeynep GÜRSES
Psikolog