Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Cinsel Sağlık Eğitimi Verelim Ama Nasıl? – Psikolektif Dergisi – Sayı – 13

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 5 Dakikadır.

Cinsel sağlık eğitimi konusu özellikle ülkemizde yeterince ele alınmamış ve aydınlığa kavuşmamış konuların başında gelmektedir. Bu konuya günümüze değin adeta tabu gözüyle bakılmış ve gerek eğitimciler gerekse anne ve babalar cinselliği nasıl değerlendirecekleri konusunda fikir ayrılığına düşmüşlerdir. Önemli olduğu kadar böylesine yabancı olunan bu alanda, öncelikle ana-baba ve öğretmenlere, cinsel gelişim ve eğitim hakkında bilgi verilmesi gerekmektedir. Cinsel sağlık eğitiminin içeriği ve kapsamı hakkında bilgi sahibi olmadan çocuk ve gençlere bu konuda destek olmaya çalışmak eksik ve yanlış öğrenmelere sebebiyet verebilecektir. Çalışmamda cinsel sağlık eğitiminin tanımını, içeriğini, önemini ve kapsamını ele alarak konu hakkında farkındalık oluşturmayı amaçlamaktayım.

Cinsel eğitim veya cinsel sağlık eğitimi; bilgilendirme, tutum geliştirme, inançlar, değerler, ilişkiler ve mahremiyet konularını ele alan ve yaşam boyu devam eden bir süreci ifade etmektedir. Cinsel eğitim; cinsel roller, kişiler arası ilişkiler, sevgi, mahremiyet, vücut algısı ve üreme sağlığı konularının hepsini birden kapsayan bir eğitimdir. Cinsel sağlık eğitimi en genel haliyle; bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik kavramı geliştirmesi, insan cinselliğine, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimi, değer yargıları geliştirmesi eğitimidir. Ayrıca bu eğitim, cinselliğin kişiler arasındaki öneminin algılanmasına, cinselliğe ilişkin toplumsal norm ve değerler hakkında bilgi edinilmesine yardımcı olur (Artan, Bencik ve Çalışandemir, 2008; Bayhan ve Artan, 2005; Gölbaşı, 2003; Üstündağ, 2017). Cinsel sağlık eğitimi bireyin, özel yaşantısında olduğu kadar aile ve toplum yaşantısında da mutlu olmasına yönelik; erken yaşlardaki gebelikler, flört şiddeti ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar için önleyici bir müdahale yöntemidir (Akyol ve Kutlu, 2019).

Yapılan tanımların ortak noktası olarak göze çarpan iki husus bulunmaktadır. İlki cinsel eğitimin veya cinsel sağlık eğitiminin yaşam boyu devam eden bir süreç olması, ikincisi ise bu eğitimin sorunların oluşmasını önleyici ve kapsayıcı bir yanının olmasıdır. Dolayısıyla cinsel sağlık eğitimi; sağlıklı ve bilimsel kaynaklardan verilmediği takdirde özellikle bilgiye ulaşmanın bu derece kolay olduğu günümüzde bireylerin çok da gerçek ve doğru olmayan bilgilere ulaşma ihtimali bulunmaktadır.

Birçok insan, gençlere verilecek cinsel eğitimin tahrik unsuru ve uygunsuz davranışlara neden olacağını, cinsel eğitimin toplumun değer yargılarına zarar vereceğini, gençlere doğum kontrol yöntemlerini anlatmanın evlilik öncesi cinsel ilişkilere izin vermek anlamına geldiğini, cinselliğin ne kadar çok konuşulursa o kadar çok sorun çıkacağını düşünmektedir. Oysa bu bakış açısındaki insanların cinsel eğitimden anladığı cinsel ilişkidir (Artan, Bencik ve Çalışandemir, 2008). Cinsel eğitimden kastedilenin ne olduğu, gerekli olup olmadığı, metodu, faydası, zararı, eğitimin ne zaman kimin tarafından verilmesi gerektiği gibi birçok konu tartışılmış ve halen tartışılmaktadır.

Genellikle cinsel sağlık eğitimiyle seks eğitiminin karıştırılması, cinsellik kavramının yok sayılmasına sebep olmaktadır. Geçmişten günümüze, cinselliği konuşmak hiçbir zaman kolay olmamıştır. Geçmişle bugün arasındaki tek fark, çok fazla uyaranın olduğu hızla gelişen dünyada, cinsel sağlık eğitimine artık daha fazla gereksinim olduğudur (Tuzcuoğlu ve Tuzcuoğlu, 2004). Cinselliğin bir tabu olması, konuşulmaması, ailelerin bu konuda bilgi sahibi olmamaları, ebeveynlerin çocuklarını cinsel bir varlık olarak görmemeleri gibi nedenlerden dolayı, ailelerin çocuk cinsel gelişimi ve eğitimi konusunda bilgi alma gereği duymadıklarını gösteren araştırma sonuçları mevcuttur (Gölbaşı, 2003).

Yeterli ve sağlam içeriğe sahip bir cinsel sağlık eğitiminin birey ve toplum bazında pek çok faydası bulunmaktadır. Bunlardan biri; bireyin kendi cinsel kimliğine, kendiyle aynı cinsiyeti paylaşan diğer bireylere ve karşı cinsel kimliğe sahip kişilere saygı göstermeyi öğrenmesidir. Böylece bireyler hayatlarında insanlarla cinsel yönden sağlıklı ve düzeyli ilişkiler kurabilirler. Gelişim düzeyine uygun bir cinsel eğitim alan çocuk, bedenini tanır ve bu sayede kendine güven duygusu artar. Cinsel sağlık eğitimine erken başlanan çocuk, bedenine karşı sorumluluklarını bilir ve karşı cinsle olan ilişkilerinde dengeyi korumayı da öğrenir (Tuzcuoğlu ve Tuzcuoğlu, 2004). Çocuklara açık ve dürüst bir yaklaşımla yaklaşmak ve doğru bilgiler vermek, onların hayata ve diğer bireylere karşı güven duymasını sağlar, girişkenliklerini arttırarak ilişki kurmalarını kolaylaştırır. Okul öncesi dönemde cinsel eğitim alan çocuklar ergenlik dönemine ulaştıklarında bedensel değişiklikleri daha çabuk kabullenirler. Aynı zamanda bu çocukların anormallik endişeleri ve yetersizlik korkuları azalır. Cinsellik hakkında doğru bilgilerle eğitim alan bireyler, hayatı boyunca yanlış bilgileri kolayca reddedebilir. Karşı cinsin uygunsuz tekliflerine karşı direnebilir ve cinsel istismara karşı kendilerini koruyabilir ki bu da birçok istismarın önlenmesine yardımcı olacak bir durumdur (Artan, Bencik ve Çalışandemir, 2008; Çankırı, 2018; Çokar ve Ortaylı, 2003; Gölbaşı, 2003).

Cinsel eğitim ailede başlar, öğretmen, akran grupları, sağlık profesyonelleri, danışmanlar ve medya aracılığıyla devam eder. İnsanlar doğdukları andan itibaren, başta ebeveynlerinden olmak üzere yakın çevrelerinden cinsellikle ilgili mesajlar almaya başlarlar. Ebeveynler çocuklarıyla konuşma, çocuklarının duygularını paylaşma, çocuklarına sevgi gösterme, onları giydirme ve onlara vücut bölümlerinin isimlerini öğretme gibi davranışlarla çocuklarına cinsellikle ilgili ilk bilgileri ve değer yargılarını aktarırlar. Çocuklar büyüdükçe sosyal çevre içindeki ilişkileri de giderek gelişmektedir. Böylece ailesinin dışında öğretmen, arkadaşlar, televizyon, müzik, kitaplar, reklamlar ve oyuncaklar gibi birçok kaynaktan cinsellikle ilgili davranış ve değerler hakkında mesajlar almaya ve bilgiler öğrenmeye devam ederler. Ancak bu tür kaynaklardan alınan mesajlar, cinsellikle ilgili tam ve doğru bilgileri içermeyebilir. Aynı zamanda, bu tür kaynaklarda cinsellik küçümsenen, kötü ve pis olarak nitelendirilebilir. Sağlıklı bir cinsel gelişim bireylerin yaşamlarındaki bütün alanlarına da etki etmesi sebebiyle önem taşımaktadır. Bu nedenle toplumun her kesimine bu süreçte rol ve sorumluluk düşmektedir. Bunun için öncelikle bilgi alınacak güvenilir kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. Doğru ve sağlıklı bilgilerden oluşmuş bir cinsel sağlık eğitiminin taşıması gereken bazı nitelikler mevcuttur (Artan, Bencik ve Çalışandemir, 2008; Çankırı, 2018; Yılmaz, 2011).

Belirsiz kaynaklardan elde edilen yanlış ve eksik bilgiler yerine kaynağı belirli, yaş gruplarına göre uyarlanmış, iyi planlanmış, basit ve anlaşılır eğitim programlarına ihtiyaç vardır. Kapsamlı cinsel eğitim programlarının dört temel amacı olduğunu vurgulayan çalışmalar bulunmaktadır (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği, 2006). Bu eğitimlerin ilk olarak bireylere; insan üremesi, büyüme, gelişme, anatomi, fizyoloji, mastürbasyon, aile yaşamı, gebelik, doğum, ebeveynlik, aile planlaması, cinsel tepki, cinsel eğilim, cinsel suistimal, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve AİDS dahil insan cinselliği hakkında doğru bilgiyi sağlaması gerekmektedir. İkinci amaç olarak bireylerin; ailelerinin cinselliğe ilişkin değerlerini anlamaları, kendi değerlerini geliştirmeleri, aileleri ve toplumla olan ilişkileriyle ilgili bir anlayış geliştirmeleri, aileleri ve başkalarına karşı olan sorumluluklarını anlamaları noktasında tutum, değer ve anlayış geliştirmelerine olanak sağlamaktır. Bireylerin; iletişim, karar verme, atılganlık, baskılara karşı koyma, olumlu ilişkiler oluşturma gibi kişiler arası beceriler geliştirmesine yardım etmek kapsamlı cinsel eğitimin üçüncü amacı sayılmaktadır. Kapsamlı ve doğru bilgilerle oluşturulmuş bir cinsel sağlık eğitimi, bireylerin; cinsel davranışlarıyla ilgili sorumluluklarını kabul etme ve bunları yerine getirmelerine yardım etmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla zannedilenin aksine sağlam bir eğitim programı her toplumun kendi kültürel ve sosyal yapısına, bireylerin yaş ve gelişimsel seviyelerine, ihtiyaçlarına uygun bir şekilde düzenlenmekte ve zararların önlenmesi esasına dayanmaktadır (Artan, Bencik ve Çalışandemir, 2008; Üstündağ, 2017).

Bireylerin büyüme ve gelişme süreçleri boyunca cinsellikle ilgili pozitif bilgi almaları ve cinselliğe yönelik olumlu bakış açısı oluşturmaları için, aile içinde başlayan cinsel eğitimin, çocukların ve gençlerin büyük bir çoğunluğuna toplu ulaşma fırsatı sağlayan okullarda da verilmesi ve cinsel eğitimin kurumsallaştırılması önem taşımaktadır. Aksi takdirde cinsel eğitimin önemli bir kısmı informal biçimde bir başka deyişle “sokakta” gerçekleşecek ve istenmedik sorunlarının ortaya çıkması da kaçınılmaz olacaktır. Topyekûn bir iş birliği gerektiren bu eğitimlerde bütün paydaşların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ve verilen bilgilerin ne derece sağlıklı olup olmadığının eğitimler yoluyla incelenmesi oldukça önem taşımaktadır. Özellikle sağlıklı bilgiye erişim noktasında Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı ile Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’nin çalışmalarının oldukça önemli bir boşluğu doldurduğunu söylemek mümkündür. Her iki kaynak da yaptıkları çalışmalarla çocukların yaş ve gelişim dönemlerine göre cinsel sağlık eğitiminin ne düzeyde verilmesi gerektiği konusunda desteğe ihtiyaç duyan ebeveyn ve eğitimciler için oldukça faydalı içeriklere ulaşmaya olanak sağlamaktadır. Gerek birey gerek toplum için oldukça kilit bir noktada bulunan bu eğitimin rastgele ve kulaktan duyma bilgilerle nasılsa öğrenilir denilerek görmezden gelinmesi ülke geleceği adına büyük bir problem olma potansiyeline sahiptir. Bilgiye erişimin bu denli kolaylaştığı günümüzde doğru bilgileri kullanmak ve yaymak birey olarak hepimizin sorumluluğudur.

Ayşe DOĞAN

Psikolojik Danışman