Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Kan-İğne-Yaralanma Fobisi – Psikolektif Dergisi – Sayı – 14

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kan-iğne-yaralanma fobisi bazı kaynaklarda kan-yaralanma, bazı kaynaklarda kan-enjeksiyon-yaralanma fobisi olarak adlandırılmaktadır. Bu yazıda bütünlük sağlanması amacıyla kan-iğne-yaralanma fobisi olarak kullanılması tercih edilmiştir. Kan-iğne-yaralanma fobisi, DSM-5’e göre kaygı bozukluklarının altında yer alan özgül fobiler arasındadır. Bu nedenle öncelikle özgül fobinin açıklanması gerekli görülmüştür. Özgül fobi, bir nesne ya da durumla ilgili olarak belirgin bir korku ya da kaygı duyma olarak tanımlanmaktadır. Fobi kaynağı hemen her zaman korku ya da kaygıya neden olmaktadır. Fobi kaynağından kaçınılmaktayız ya da yoğun korku veya kaygıyla buna katlanılmaktadır. Durumun gerçek tehlikesiyle ve kültürel olarak orantısız korku veya kaygı yaşanmaktadır. Yaşanan kaygı, korku ya da kaçınma hali süreklidir. Bu durum altı ay ya da daha uzun süre devam etmektedir. Korku, kaygı ve kaçınma klinik olarak zorluğa ya da işlevsellikte aksamaya neden olmakta ve bu durum başka bir psikolojik rahatsızlıkla daha iyi açıklanamamaktadır. Özgül fobilerden olan kan-iğne-yaralanma fobisi kendi içinde; kan korkusu, iğne olma ya da kan verme korkusu, sağlıkla ilgili bir işlem korkusu, yaralanma korkusu şeklinde sınıflanmaktadır (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2013).


Page’e (1994) göre kan-iğne-yaralanma fobisi atipik özgül bir fobidir. Bu fobiyi yaşayanlar; işlevsel olmayan ve orantısız kaygı yaşamakta, korkulan nesne veya durumlardan kaçınmaktadırlar. Bunlara ek olarak kan, iğne ve yaralanma söz konusu olduğunda bayılma eğiliminde olabilmektedirler. Bu fobinin etiyolojisi, birbiriyle bağlantılı olan korkulu kaçınma ve bayılma olmak üzere iki şekilde açıklanmaktadır ve bu fobinin üç farklı şekilde ortaya çıkabileceği belirtilmektedir. Bunlardan ilki korkulu tiptir. Burada kişi kan-iğne-yaralanmayla ilgili bir duruma maruz kalacağı için yüksek düzeyde kaygı yaşamaktadır. İkinci türde; kişinin iğrenme duyarlılığı yüksektir ve bundan dolayı kan, iğne ya da yaralanma durumu mevcut olduğunda bayılma söz konusu olmaktadır. Bu kişiler bayılma beklentisinde olduklarından bu durumlardan kaçınmaktadırlar. Son tip korkulu bayılmayı içeren türdür. Buradaki kaçınma yukarıda bahsedilen iki türün birleşiminden etkilenmektedir. Burada kişinin yüksek iğrenmeyle yaşadığı erken bayılma deneyimi korkulu bir beklenti içinde olmasına zemin hazırlayabilmektedir. Marks (1988) kan-iğne-yaralanma durumlarında bazı kişilerin korkudan ziyade midelerinde bulantı hissi yaşadığını ve bayıldığını, bu durumda uyaranlardan kaçınmanın korkudan değil bayılmaktan kaçınmak şeklinde olduğunu ve bayılma beklentisinin kaygıya neden olduğunu belirtmiştir. Kan-iğne-yaralanma fobisi yaşayanlar; hastalıklarıyla ilgili iğne olmaktan, ameliyattan, tıbbi içerikli bir programı izlemekten, hasta insanlardan, hastanelerden veya benzer durumlardan farklı şekillerde kaçınabilmektedir (Marks, 1988). Kaçınma davranışları arasında baş dönmesi, bayılma, iğrenmeye dair yüz ifadeleri sayılabilmektedir (Çavuşoğlu ve Dirik, 2011).


Kan-iğne-yaralanma fobisi diğer fobilerden biraz farklıdır (Marks, 1988). Bu fobiyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik verilen fizyolojik tepkilerle ilgilidir. Burada diğer fobilere benzer şekilde öncelikle kan basıncında hızlı bir artış görüldükten sonra bunun aniden düşüşü gözlemlenmektedir (Çavuşoğlu ve Dirik, 2011). Kalp hızındaki artıştan sonra sıklıkla bayılma görülmektedir (Marks, 1988). Bir diğer farklılık bu fobinin genellikle çocuklukta başlaması ve genelde kalıtsal olmasıdır (Marks, 1988). Önemli noktalardan birisi de kaygı bozukluklarında (özgül fobiler de kaygı bozuklukları altında sınıflanmaktadır) genelde sadece korku ve kaygının yaşandığı sanılırken yapılan çalışmaların iğrenme duygusunun da buna eşlik edebileceğini ortaya çıkarmasıdır. Çalışmalara göre kan-iğne-yaralanma fobisinde de uyaranlar karşısında yaşanan duygu korku ile sınırlı değildir. Fizyolojik ve bilişsel süreçlerde korkunun yanı sıra iğrenme duygusunun da varlığı ortaya konmuştur. Bu fobide yaşanan ana duygunun iğrenme olduğu görülmüş yine de yaşanan temel duygunun bireylere göre değiştiği belirtilmiştir. Yapılan çalışmalarda kan-iğne-yaralanma fobisi olanların bir fobisi olmayanlara kıyasla daha yüksek düzeyde iğrenme duyarlılığına sahip olduklarını ve bunun da fobinin etiyolojisinde ve devam etmesinde önemli olduğu aktarılmıştır (Çavuşoğlu ve Dirik, 2011).


Son olarak kan-iğne-yaralanma fobisinin yaygınlığının yurt dışında yapılan bir çalışmada %3 olduğu görülmüştür (Fredrikson ve diğerleri, 1995). Ülkemizdeki bir çalışmanın ise ülke genelinde yapılmadığı ve bir hastanede gerçekleştirildiği görülmektedir. Kronik hastalığa sahip olanlar ve sağlıklı kişilerle gerçekleştirilen çalışmada kronik hastaların %30.1’inin sağlıklı kişilerin ise %19.5’inin kan-iğne-yaralanma fobisine sahip olduğu görülmüştür (Köse ve Mandıracıoğlu, 2007). Siz de kan-iğne-yaralanma fobisini deneyimliyor ya da bu durumu yaşayan birini tanıyor olabilir, bu durumda ne yapabileceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Bu noktada maruz bırakma gibi tekniklerin diğer fobilerde olduğu gibi kan-iğne-yaralanma fobisinin iyileştirilmesinde de yardımcı olabileceğini hatırlatmak yararlı olabilir. Eğer bu konuda desteğe ihtiyaç duyuyorsanız ruh sağlığı alanında uzman kişilerden psikolojik yardım alabilir ya da çevrenizdekileri yardım almaları için destekleyebilirsiniz.

Büşra TUNÇ

Psikolojik Danışman