Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Evlilik Çatışması ve Çocuğun Uyumu – Psikolektif Dergisi – Sayı – 15

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Evlilik çatışmalarıyla çocukların uyumu arasındaki ilişkiyi inceleyen ya da evlilikteki çatışmaların çocukların uyumunda yordayıcı olduğu sonucuna ulaşan pek çok çalışma mevcuttur. Bu yazıda evlilik çatışmasının çocuk uyumuyla ilişkisi, Davies ve Cummings (1994) tarafından oluşturulan duygusal güvenlik kuramı bağlamında ele alınmıştır. Duygusal güvenlik kuramının geliştirilmesindeki amaç çocukların evlilik çatışmasına uyumlarının ve baş etme özelliklerinin gelişimsel farkını açıklamaktır. Duygusal güvenlik kuramı başlangıçta yüksek düzeyde evlilik çatışmasına maruz kalan çocukların uyumsuz sonuçlar gösterme nedenini açıklamak için geliştirilmiştir (Davies ve Cummings, 1994). Yapılan çalışmalar ile ebeveynler arası çatışmanın yarattığı riski açıklamada iki nedene ulaşılmıştır. Bunlardan ilki ebeveyn çatışmasının çocukların stres düzeyini artırdığı ve bu yolla da uyum problemlerine yönelik hassasiyetlerini artırdığıdır. İkinci neden ise ebeveynlik uygulamalarındaki ve ebeveyn çocuk ilişkilerindeki sorunların ebeveynler arası çatışma ile çocuğun psikolojik uyumsuzluğu arasındaki ilişkiye aracılık etmesi olarak görülmektedir (Davies, Winter ve Cicchetti, 2006).

Duygusal güvenlik kuramına göre çocukların ebeveyn çatışmasına karşı tepkileri duygusal güvenliklerinden etkilenmektedir (Davies ve Cummings, 1994). Uyum, çocuğun günlük sorunlarla etkili bir şekilde baş etmesini destekleyen duygusal güvenlikten kaynaklanmaktadır. Duygusal güvenlik hissinin yokluğu günlük yaşamdaki zorluklarla ve streslerle etkili şekilde baş etmede azalmaya, duyguyu ve davranışı düzenlemede zorluğa neden olmaktadır (Davies ve Cummings, 1994). Çocukların duygusal güvenliği ebeveynle çocuk arasındaki ilişkiden ve ebeveynle çocuğun bağlanmasından etkilenmektedir. Ebeveynle çocuk ilişkisindeki duygusal yakınlık, duyarlılık ve tutarlılık (stability) ise güvenli bağlanmayı güçlendirmektedir (Davies ve Cummings, 1994). Evlilik ilişkisinin niteliği de çocukların duygusal güvenliğini etkilemektedir. Evlilikteki çatışmalar çocukta olumsuz duyguların açığa çıkmasına, çocuğun duygusal ve fiziksel iyi oluşunun olumsuz etkilenmesine, bazı disiplin kurallarının değişmesine ya da ebeveynlerin duygusal olarak ulaşılabilirliğinin ya da hassasiyetlerinin azalmasına neden olabilmektedir (Davies ve Cummings, 1994).

Duygusal iyi oluş ve zorluklar karşısında duygu düzenleme yeteneği duygusal güvenliğin odak noktasıdır. Çocuk ebeveynleri arasındaki ilişki konusunda kendisini güvende hissettiğinde evlilik etkileşimlerinin istikrarı ve ön görülebilirliği konusunda da kendisini güvende hissetmektedir. Bu durumda çocuk çatışmanın düzeleceğine ve ebeveynlerinin duygusal ve fiziksel olarak ulaşılabilirliğine dair bir güven duygusu yaşamaktadır. Çocukların maruz kaldıkları evlilikteki etkileşimler, ebeveynlik uygulamaları ve ailedeki diğer yaşantılar onların duygusal güvenliğini etkilemektedir. Duygusal güvenlik çocuğun kendi duygusunu düzenlemesini sağlamaktadır. Bunun yanında ebeveynlerinin davranışlarını düzenlemelerini kolaylaştırarak önemli aile olaylarıyla baş etmelerini sağlamakta ve çocukların aile ilişkilerine dair bilişsel değerlendirmelerini ve içsel temsillerini de etkilemektedir (Davies ve Cummings, 1994).

Evlilik çatışmaları çocuğun duygu ve davranışlarını düzenlemesi üzerinde etkilidir. Bu etkiler çatışmanın nasıl yönetildiği ya da bağlamı gibi etkenlere göre değişmektedir. Çatışmalar etkili şekilde çözüldüğünde çocuklar bu durumdan yararlanabilmekte ve duygusal güvenlik hisleri güçlenebilmektedir. Bunun yanında çatışmanın daha sık yaşanması çocukların duygusal olarak daha güvensiz hissetmesine neden olabilmektedir. Bir diğer önemli konu çatışmanın biçimidir. Çocuklar için çatışmanın şiddet içermesi özellikle olumsuz etkiler barındırmaktadır. Yapılan çalışmalarda özellikle fiziksel saldırının çocukların olumsuz tepkileri ve uyum problemleri bakımından daha büyük risk barındırdığı görülmektedir. Diğer konu çatışmanın içeriğidir. Özellikle çocuklarla ilgili konularda yaşanan çatışmalar çocuk için daha stresli ve duygusal güvenliği tehdit edici olabilmektedir. Diğer önemli nokta ise çatışmanın çözümüdür. Çatışmanın nasıl yönetildiği çocuğun tepkilerini etkilemektedir. Çatışmanın etkili şekilde çözümünün çocuğun duygusal güvenlik hissini güçlendirmesi beklenmektedir ve bu çözüm çocuk için bazı olumlu göstergelere sahiptir. Bunlara olumsuz duyguların azalması, ebeveynlerin duygusal olarak daha ulaşılabilir olması örnek verilebilmektedir (Davies ve Cummings, 1994).

Günümüze bakıldığında yapılan çalışmaların, çocukların uyumunun ebeveynler arasındaki çatışmanın nasıl çözüldüğüne bağlı olarak değişebileceği üzerinde durmaya başladığı anlaşılmaktadır. Evlilik çatışmaları yapıcı ve yıkıcı olarak sınıflandırılabilir ve çocukların her iki durumda verdiği tepkiler farklılaşabilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta çatışma yaşayıp yaşamamak değil çatışmanın yönetilme şeklidir (Cummings ve Davies, 2002).

Cummings ve Davies’e göre (2002) çatışmanın yapıcı ya da yıkıcılığını çatışmanın yaşanma sıklığına göre ya da fiziksel özelliklerine göre belirlemektense çocukların çatışmaya ilişkin algılarına göre tanımlamak daha uygundur. Duygusal güvenlik kuramına göre çocuklar için evlilik çatışmalarının anlamı çatışmanın duygusal güvenlik hislerine dair sonuçlara ilişkin yaptıkları değerlendirmelere göre belirlenmektedir. Bu değerlendirmeler çocukların çatışmaya verdikleri özellikle de duygusal tepkilerden, müdahale davranışlarından ve bilişsel temsillerden etkilenmektedir (Cummings ve Davies, 2002). Evlilik ilişkisindeki yıkıcı etkileşimler çocuğun duygusal güvenlik duygusunu tehdit ederek uyumunu etkilemektedir (Davies ve Cummings, 1998). Ebeveynler arasındaki çatışma yıkıcı şekilde yönetildiğinde, çatışma ebeveynler arasındaki saldırı ve şiddet, sözel olmayan çatışma, sözlü saldırı ya da düşmanlık, çocukla ilgili konulara dair anlaşmazlıklar, ayrılmaya dair tehditler gibi davranışları içermektedir (Cummings ve Davies, 2002). Bu durum çocukların duygusal olarak güvensiz hissetmesine yol açmaktadır (Davies ve Cummings, 1998). Yapıcı çatışma çözme yöntemlerinde ise çatışmanın başarılı şekilde çözümü, ebeveynlerin çatışmanın nasıl çözüldüğüne ya da çatışmanın bir tehdit unsuru olmadığına dair açıklamaları yer almaktadır (Cummings ve Davies, 2002). Bir diğer önemli nokta, çatışma ile çocuğun uyumu arasındaki ilişkiye süreç yönelimli yaklaşarak çocukla ilgili sonuçların zaman içerisinde nasıl meydana geldiğidir. Süreç yönelimli yaklaşımla, çatışmanın çocuk uyumu üzerindeki etkilerini incelerken çocuğun özellikleri, bağlamsal faktörler, çocuğun çatışmaya nasıl tepki verdiği, çatışmanın uzun ya da kısa dönemli etkilerinin neler olduğu gibi konuların önemli olduğuna vurgu yapılmaktadır (Cummings ve Cummings, 1988).

Büşra TUNÇ

Psikolojik Danışman