
Tüm dünyada yaşanan sağlık krizinin ne şekilde sonuçlanacağını hiç kimse bilmezken, unutmamamız gereken şey dünya üzerinde hiçbir insanın afet ve krizlerden korunaklı olmadığı gerçeğidir. Irvin D. Yalom’un belirttiği gibi “Hepimiz aynı gemideyiz ve varoluşun yapısında bulunan trajedilere karşı bağışıklığı olan tek bir terapist veya kişi yok.” Hepimiz kendi bireysel ve kültürel coğrafyamızın içinde farklı olmaya bu kadar yatırım yaparken, evrenin bize aynı gemide olduğumuzu hatırlatma çabasına kulak vermemiz gerekiyor. Kaybettiklerimizin yasını tutarken, 2020 yılında deneyimlediğimiz acıların nedenini sorgularken ve sitem ederken öğrendiğimiz bir şeyler olmalı. Gözümüzde büyüttüğümüz yapıların çaresizliğine tanık olurken, kendi içimizdeki güç sayesinde mücadele edebildiğimizin farkında olmalı. Viktor E. Frankl’ın da altını çizdiği gibi Nietzsche’nin şu sözleri her türden psikoterapi ve koruyucu ruh sağlığı çabalarının yol gösterici parolası olabilir: “Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl’a katlanabilir.” Aslında, sınırlılıklarımız olsa dahi kendi özgür zihinlerimiz içinde koşullara karşı tavrımızı belirleyebiliriz. Bu noktada sosyal medya araçları ile maruz kaldığımız aşırı uyaranın ve büyük verilerle yönetilen algoritmaların zihnimizin özgürlüğüne müdahale etmesine engel olmalı; yanlış haberlerle yaratılan bilgi karmaşasına teslim olmamalı ve tepkilerimizi daha net ortaya koyarak kendi gerçekliğimizi yaratmalıyız. Psikolektif Dergisi olarak “KRİZ” teması ile karşınızda olduğumuz bu sayıda, amacımızın farkında olan ve bize inanarak yazılarıyla bizimle birlikte olan değerli hocalarımız Dr. Öğr. Üyesi Onur Özmen’e ve Uzm.Psk. Dan. Ramazan Aydın’ a katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz. Bir sonraki sayımıza kadar sağlıkla kalın…
Şafak ATAY
Psikolojik Danışman & Dergi Editörü