
Uyum, organizmanın çevresiyle etkileşimini betimleyen bir kavramdır. Yaşamda meydana gelen değişiklikler bir uyum süreci gerektirmekte ve uyumla birlikte belirli kavramlardan bahsetmek de gerekli olmaktadır (Özkan ve Yılmaz, 2010). Uyum denildiğinde akla gelmesi gereken bir kavram olarak bilişsel esneklik, bilişsel anlamda yönetici işlevler denilen bir kategorinin dikkat, algı, bellek, planlama ve geri bildirim gibi alt kategorilerinden biridir (Gündüz, 2013). Bilişsel esneklik kişinin bir durum ya da olay karşısında alternatif yolları düşünebilme, yeni duruma uyum sağlama, en az zarar göreceği kararı verme ve verdiği kararın sorumluluğunu alabilmesi yeteneğidir. Kelime anlamından gidilirse “bilişsel” bilişle ilgili olanı, “esneklik” ise esneyebilmeyi, şekil değiştirebilmeyi ve uyum sağlayabilmeyi ifade eder (Karadeniz, 2008). Yani bilişin esnek olması, değişen durumlara uyum sağlayabilmesi anlamına gelir. Yüksek bilişsel esnekliğe sahip kişiler, değişiklik yapma konusunda daha başarılıdırlar. Yeni kararlar alma, gelişen ve değişen durumlara uyum sağlama becerisi ve bir probleme çok yönlü yaklaşma yeteneği bu kişilerde gelişmiştir. Ayrıca bu kişilerin baş etme becerileri de gelişmiştir. Kişilerarası ilişkilerde ve günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlarla etkin yollarla baş etmenin bir yolunu bularak kaygıdan, stresten ve belirsizlikten diğerleri kadar etkilenmezler.
Bilişsel esnekliği etkileyen etkenler üzerine yapılmış birçok çalışma vardır. Stres, sosyal destek, bağlanma şekilleri, yaşamdan alınan haz, benlik saygısı, mutluluk seviyesi, kaygı ve bireysel özellikler gibi kavramların bilişsel esnekliği etkilediği yapılan çalışmalarca ortaya konmuştur (Asıcı ve İkiz, 2015, s. 194). Bilişsel olarak esnek olmayan bireyler ise yeni kararlar almada güçlük çekerler. Karşılarına çıkan sorunları geçmiş zamanda kullandıkları çözümlerle sonuca ulaştırmaya çalışırlar. Karar almada katıdırlar ve yineleyen hatalar yaparlar (Gündüz, 2013).
Bilişsel esneklik aynı zamanda öğrenmeyle de ilgili bir kavramdır. Yeni kararlar alabilme sorunu çözebilmek için yeni çözüm yollarını öğrenmeyi içerir. Dolayısıyla zaman içinde bilişsel esneklik karar alma yoluyla kazanılabilir, öğrenilebilir (Zahal, 2014). Bir diğer kavram ise uzmanlaşmanın beraberinde getirdiği hızlı karar verme gerekliliğidir. Hızlı karar vermenin getirdiği durum ise otomatikleşen davranışlardır. Uzmanlaşma arttıkça davranışlar ve kararlar otomatikleşir. Alternatif yolları düşünmek yerine belirli, öncekilere benzer kararlar alınır. Buna bağlı olarak da bilişsel esneklik azalır. Uzman kişi için yeni kararlar daha fazla risk içerir, performansın istikrarlı devamı için risk almak yerine hızlı ve sonucunu bilebileceği kararlar alma eğilimindedir (Çuhadaroğlu, 2013). Uzmanlık arttıkça verilen karar sayısı artmakta buna bağlı olarak risk algısı da artmaktadır. Risk algısının stres ve kaygı tepkisine neden olduğu düşünülürse bilişsel esnekliğin stres ve kaygıyla olumsuz ilişkisinden bahsedilebilir.
Son yıllarda oldukça sık çalışılan bilişsel esneklik konusunda yapılmış literatür çalışmalarına bakıldığında bilişsel esnekliğin cinsiyete ve yaşa göre farklılık gösterdiği ve çeşitli yollarla geliştirilebildiği söylenebilir. Ergenlerle yapılan bir çalışmada; cinsiyet ve bilişsel esneklik arasındaki ilişkiye bakıldığında, ergen kadınların erkeklere göre daha düşük bilişsel esneklik puanına sahip olduğu görülmüştür (Bilgin, 2017). Altunkol (2011)’un araştırmasında da kadınların bilişsel esneklik düzeyinin erkeklere göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Bu bulgu, erkeklerin yeni durumlara kadınlardan daha iyi uyum sağladığını ortaya koymaktadır (Asıcı ve İkiz, 2015, s. 195). Bazı çalışmalar ise cinsiyet ve bilişsel esneklik arasında belirgin bir fark olmadığını savunur (Diril, 2011). Ergenlerle yapılan karar verme ve bilişsel esneklik seviyeleri arasındaki ilişkinin ele alındığı bir çalışmada ise, tutarlı karar verme puanları arttıkça bilişsel esnekliğin de arttığı görülmüştür. Bilişsel esneklik azaldığında ise bağımlı karar verme düzeyinin arttığı görülmüştür (Bilgin ve Bilgiç, 2016, s. 45). Aynı çalışma, yüksek bilişsel esneklik puanlarının yaşamdan alınan doyumla pozitif ilişkisini göstermiştir. Mutluluk düzeyi ve bilişsel esneklik arasındaki ilişkinin incelendiği bir başka çalışma bilişsel esneklik arttıkça kişinin mutluluğunun da arttığını ortaya koymuştur (Asıcı ve İkiz, 2015). Çalışmalardan anlaşıldığı üzere; kişi ne kadar mutlu ve yaşam doyumu ne kadar yüksekse o kadar sağlıklı kararlar alabilir, bilişsel esnekliği de aynı ya da benzer oranlarda etkilenir.
Sağlıklı kararlar alabilme ve yaşam memnuniyeti kişinin öznel iyi oluşuyla yakından ilgilidir. Uyumla ilişkili olan bilişsel esneklik kavramına bakıldığında görülen o ki, bilişsel esneklik ve uyum birbirini etkileyen unsurlardır. Değişen durumlara karşı zihinsel düzeyde esnek olmak, değişen duruma uyum sağlamayı da beraberinde getirir. Bu da doğru kararlar alabilme oranını arttırabilir. Doğru kararlar alabilme ise yaşam doyumuyla ilgilidir. Aslında liste böyle uzayıp gidebilir ve görülür ki öznel iyi oluşa giden birçok kavram aynı zincirin halkalarını oluşturmaktadır.
ASLI EYİ
Psikolog