
Başarıyı hedef alın, mükemmel olmayı değil, yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin; vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme olanağınızı kaybedersiniz. Unutmayın; mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar, insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğüsleyin, daha mutlu ve daha etkili bir insan olursunuz.
-David Burns
Sportif aktivitelerde, rekabet ve kazanma isteği her zaman üst düzeyde bulunmaktadır. Bireylerdeki bu üst düzey rekabet ve kazanma beraberinde mükemmeliyetçilik olgusunu getirmektedir.
Peki öncelikle bu mükemmeliyetçilik nedir?
Sözlük anlamı “mükemmelin altında seyreden her şeyi kabul edilmez olarak görmek” olan mükemmeliyetçilik, genel olarak “mantıklı olmayan yüksek hedefler ve standartlar koyma ve belirlenen bu yüksek standartlara ulaşmak için yoğun biçimde çabalama” şeklinde tanımlanmıştır (Demirci, 2018). Bu noktada mükemmeliyetçiliğin temelinde yüksek performans hedeflerinin, yüksek standartların ve düzen arayışının olduğu görülmektedir.
Bu doğrultuda, kişi sportif faaliyeti gerçekleştirdiği çevredeki insanların düşünceleri ve kendi içsel süreçlerinin etkisiyle, belirlemiş olduğu bu yüksek performans hedeflerine fizyolojik ve psikolojik olarak ulaşamayabilmektedir.
Spor psikolojisi alanında sporcuların kazanma odaklı performanslarına etken olabilecek bir yapı olarak karşımıza çıkan, özellikle spor ortamında mücadele etme, başarma, en iyi olma ve kazanma faktörlerinin temel oluşturduğu durumlarda bu müsabakalar içerisinde yer alan sporcuların yetenek üstü hedefler ortaya koymaları olağan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürekli olarak değerlendirilen ve bulunduğu kitle tarafından -olumlu veya olumsuz- eleştirilere maruz kalan bireyler daha yüksek oranda hedefe ulaşma arzusu güdebilmektedirler. Ancak bu durum olumlu sonuçlanıp başarıyı getirebileceği gibi başarısızlıkla da sonuçlanabilmektedir.
Antrenör, ebeveyn, taraftar, rakip ve otoritenin önemli bir unsur olarak görüldüğü spor ortamında sporcunun üzerindeki baskı artmakta ve sporcu mükemmeliyetçi yönelimlerle kendini ispat etmeye çalışmaktadır (Açıkgöz, 2000). Bu durum bireyde ‘‘benim hata yapma lüksüm yok’’ şeklinde düşünceler oluşturabilmektedir. Katıldığı yarışmalar ise bu doğrultuda hayati önem taşımakta ve kişi yarışmalara daha mükemmeliyetçi anlamlar yükleyebilmektedir. Örneğin katıldığı müsabakada bu yarışmada birinci olmaktan başka çarem yok gibi düşüncelere girilebilmektedir.
Kazandığı yarışmadan haz duymayan, başarısızlık korkusu yüksek olan, ortaya çıkan her hatada kendini suçlayan, stres ve kaygı düzeyi yüksek olan sporcular için mükemmeliyetçilik sağlıksız haliyle seyretmekte ve sportif yarışmalar başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir (Demirci, 2018). Bireyin zihninde oluşturduğu bu yüksek kaygı hali ve beklentisinin üstünde gerçekleştirmeye çalıştığı bu hedefleri, var olan performansında ciddi düşüşlere sebep olmaktadır. Bu durum süreç içerisinde ilerledikçe kişiyi daha büyük bir çıkmaza sürüklemektedir. Bir noktada adını medyada duyduğumuz geçmiş performanslarına kıyasla kendinden beklenmeyecek derecede kötü performanslar ortaya koyan, yeni transfer edilmiş birçok sporcuda görülebilmektedir.
Peki bu noktada neler yapılabilir?
Sporcuların mükemmeliyetçiliğe yönelik oluşturmuş oldukları mantıkdışı inançlar ele alınarak farkındalıklarını arttırmaya ve geliştirmeye yönelik çalışılabilir. Potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olunabilinir. Göstermiş oldukları sağlıklı olmayan mükemmeliyetçilik, düşüncelerini daha sağlıklı bir şekilde yönetme becerilerini kazanabilmeleri noktasında olumluya çevrilebilir.
Hangi durum olursa olsun mükemmeliyetçiliğin altında bir miktar korku bulunabilir. Bu durumlarınızı sorgulayabilmeniz dileğiyle …
Ferhat Yıldız
Psikolojik Danışman