Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

HAYAT VAR – Film İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 8

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon tarihi: 2008

Tür: Dram

Yapım: Türkiye

Süre: 121 dk

Imdb Puanı: 7.4

Oyuncular: Elit İşcan, Erdal Beşikçioğlu, Levent Yılmaz

Yönetmen: Reha Erdem

Hayat Var, Reha Erdem’in altıncı filmidir. Film, Hayat’ın okul çıkışında tek başına oturmuş bir şekilde babasının onu tekneyle eve götürmesini beklemesiyle başlamaktadır. Hayat’ın bu tek başınalığı, yaşadığı sorunlarla baş ederken ve ergenlik döneminde kendini tanımaya çalışırken de devam edecektir. 

-Yazının devamı spoiler içermektedir-

14 yaşındaki Hayat İstanbul’da Boğaz’a dökülen bir dere kıyısında derme çatma bir evde babası ve dedesi ile yaşamaktadır. Hayat’ın babası tekne ile balıkçılık yapmaktadır ve yasadışı bazı işlere bulaşmıştır. Hayat’ı tekne ile her gün okula götürmekte ve getirmektedir. Dedesi ise yatağa bağlıdır ve yaşadığı nefes darlığı nedeniyle oksijen tüpü kullanmaktadır. Buna karşın hala sigara içmeye devam etmektedir. Hayat’ın annesi, Hayat’ı ve babasını terk etmiş ve bir polisle evlenmiştir. Bu evliliğinden bir oğlan çocuğu vardır.

Hayat, evde olduğu zamanlarda ekrana kilitlenmiş bir şekilde televizyon izler. Ona okuldan geldiği andan itibaren televizyon izlemenin doğru olmadığını söyleyecek ve davranışlarını düzenleyebilmesi için yardımcı olacak biri yanında yoktur. Hayat’ın babasıyla olan ilişkisi babasının onu okula getirip götürmesinden, birkaç cümlelik sohbetlerden ibarettir. Hayat’ın bazen akşam yemeklerini yapması, dedesinin bakımını üstlenmesi bakım alan konumunda olması gerekirken bakım veren konumunda olduğunu göstermektedir.

Hayat, annesi ve babasının sevgisinden mahrum büyümektedir, ona gereken özen ve şefkat gösterilmemektedir. Mahalle bakkalı tarafından cinsel istismara uğradığında bu durumu anne ve babasıyla paylaşamaz. Ebeveynleri bu durumu fark etmeyecek kadar Hayat’a uzaktır. Duygusal olarak ihmal edilen Hayat, annesi tarafından fiziksel istismara da uğramaktadır. Hayat, istenmeyen davranışlarda bulunduğunda annesi Hayat’ı sarsmakta, iteklemekte ve tokat atmaktadır. Hayat’ın saçlarını zorla kesmek ister ve Hayat izin vermediği için yüzünü tırmalamıştır. Şiddete maruz kalan Hayat daha çok içine kapanır, kendini ifade etmekten kaçınır ve sürekli mırıldanma hali içindedir. Yaşadığı tüm sorunlar, onun bu sorunları bedenselleştirmesiyle nefes alıp vermede güçlük yaşaması olarak karşımıza çıkmaktadır.  Ergenlik döneminde ergenler hızlı fiziksel gelişime uyum sağlama ve bunlarla baş etmeye çabalamaktadır. Hayat ilk kez adet gördüğünde annesinin tokatıyla karşılaşır. Ergenlik döneminde olan Hayat’ın kimliğini oluşturma ve bedenine uyum sağlamaya çalışma sürecinde bu şiddet davranışlarının onun benlik imajına zarar vermesi olasıdır.

Hayat’ın kardeşiyle arasındaki yaş farkı çok olmasına karşın kardeşini kıskanmaktadır. Kardeşinin emziğini emmesi ve kardeşinin salıncağına oturması bu durumun göstergeleridir. Annesinin Hayat’a gösterdiği ilgi, şefkat ve sevgi azken, bu az olan ilgiyi de kardeşiyle paylaşmak zorunda olması, annesinin kardeşiyle Hayat ile ilgilenmediği gibi ilgilenmesi ve kardeşine gereken bakımı sunması bu kıskançlığın nedenidir. Ayrıca Hayat’ın annesinin sevgisine karşı duyduğu güvensizlik de bu kıskançlığın nedeni olarak kabul edilebilir. Kardeş kıskançlığı sonucunda çocuklar yaşadıkları düşmanlık duygusunu kendilerine yöneltebilmektedir. Hayat’ın içe kapanık olmasının ve parmak emme davranışının bir nedeni de kardeş kıskançlığı olarak açıklanabilir.

Hayat’ın annesinin evli olduğu kişi, toplumsal cinsiyet rollerine göre oğlunu yetiştirmektedir. Oğluna hitap ederken aslan oğlum der ve oğluna büyüyeceksin de kızlarla mı gezeceksin, karı kız peşinde mi koşacaksın tarzında cümleler kurar.  Erkeklerin bu davranışlarını olağan bir durummuş gibi kabul etmektedir ancak Hayat’ın oturuş tarzını eleştirir ve oturuşunu düzeltmesini ister. Kadınların erkeklere göre daha ahlaklı bir şekilde davranması gerektiği kanısındadır.

Psikanalize göre; kişinin nevrotik kaygıyla başa çıkabilmesi için ego, bazı savunma mekanizmaları geliştirmektedir. Gerileme savunma mekanizması, tehdit ve kaygı durumlarında önceki gelişim dönemlerine ait davranışlara dönmektir. Hayat, bazen yatar pozisyondayken parmağını emer. Günlük hayatında kaygı durumunu hafifletebilmek için bu savunma mekanizmasını kullanmaktadır. Hayat’ın kullandığı bir diğer savunma mekanizması ise yer-yön değiştirmedir. Bu savunma mekanizması, düzenlenmesi ve yönetilmesi zor olan bir duygunun ve tepkinin, o durumla ilgili olmayan başka bir nesneye ya da duruma yönlendirilmesidir. Hayat annesinin, okuldaki arkadaşlarının ona yönelttiği öfkeyi bahçelerindeki hindiye yönelterek, hindiyi tekmeleyerek öfkesini hindiden çıkartmaktadır.

Hayat, okulda arkadaşları tarafından zorbalığa uğramaktadır. Duygusal zorbalık, başkasının kendilik değerine zarar vermek olarak ifade edilir. Arkadaşları Hayat’ın pis koktuğunu söylemekte ve onu incitmektedirler. Okulda herhangi bir arkadaş grubuna dahil değildir, okul korosuna katılarak kendini keşfetme yolunda adım atmaktadır.  Arkadaşlarının kendisiyle iletişime geçmeleri ve onu kabul etmeleri için arkadaşlarına çikolata dağıtır. Hayat’ın kendi yaşlarında iletişim kurduğu tek kişi ara sıra karşısına çıkan Fenerbahçeli bir çocuktur.

Filme ilişkin izlenimlerim:

Kaygılı, yaşadığı stres durumuyla sessiz sakin baş etmeye çalışan ve tüm bunların yanında kendini keşfetmek için uğraşan bir çocuk olarak karşımıza çıkan Hayat, son sahnede bize gülümseyerek veda etmiştir. Hayat var mıdır Hayat’ın bu gülümsemesinde?

Özlem Tekin

Psikolojik Danışman