
Film Künyesi
Vizyon Tarihi: 30 Aralık 2022
Tür: Dram, Komedi
Yapım: ABD
Süre: 126 dakika
Imdb Puanı: 7,5
Oyuncular: Tom Hanks, Mariana Treviño, Rachel Keller
Yönetmen: Marc Forster
A Man Called Otto, yaşlılık döneminde olan bir adamın hayatına son verme çabalarına karşı yeni komşuları ile adım adım hayata geri dönüşünün ve dönüşümünün yansımalarını ele alan bir filmdir.
Yazı spoiler içermektedir.
Film, Otto’nun bir marketten yarım metre halat alması ile başlar. Halat işini hallettikten sonra iş yerine gider ve onu emekliliğini kutlayan çalışma arkadaşları karşılar. Bu Otto’nun güzel hissetmesini sağlamamış aksine onu kızdırmıştır. Otto, kimse ile vedalaşmadan işinden ayrılır. Emeklilik kutlamasının iş arkadaşları için mutlu oldukları bir veda kutlamasına dönüştüğü görülmektedir. Hızla akan bu başlangıç ile Otto’nun kendi işini kendi halleden, katı sınırları olan, iletişimde sert ve eleştirel bir tutuma sahip kızgın bir adam olduğu gözlemlenmektedir.
Otto, yaşam döngüsünde emeklilik ve yaşlılık evresindedir. Yaklaşık altı ay önce eşini kaybetmesi ve ardından gelen emeklilik, hayatının anlamını da kaybetmesine neden olmaktadır. Bu nedenle emeklilik günü için aldığı halat ile planlanmış bir intihar girişiminde bulunmaktadır. İntihar düşüncesine rağmen Otto sorumluluklarına, günlük rutinlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu rutinler ona, kontrolün elinde olduğunu hissettirir. Bir şeylerin yolunda gitmesi için bu kontrol ona göre çok önemlidir. Öyle ki Otto, yaşadığı sitenin her türlü düzeninden sorumludur. Komşuları için de sürekli o düzeni kontrol eden bir otorite figürü konumundadır.
Otto ilk intihar girişiminde, ev ile ilgili bütün resmi işlerini halleder ve halatı hazırlar. Tam halata yönelirken yeni komşularını taşınırken görür ve sahip olduğu düzende çıkan kargaşaya müdahale etmek için yanlarına gider. Kontrolü tekrar sağlayan Otto eve döndüğünde komşuları ona bir yemek ile teşekküre gelir. Otto yemeği kabul eder, yemeği yer ve tekrar halatın başına geçer. Otto’nun girişimi, ölüm ve emeklilik gibi birçok yas süreci ile aynı anda baş etme durumundan kaçışın ve varoluşuna yönelik yaşadığı sorgulamanın bir sonucudur. Ancak girişimine ara verişi ise hala temasa açık olduğunun ve işlevsel olmaya dair ihtiyacının göstergesidir.
Yeni komşuları, biri doğmak üzere olan üç çocuğa sahip sıcakkanlı bir çifttir. Eşlerden kadın olan Marisol, iletişime açık ve sıcak, çevresine duyarlı ve yemek yapmayı seven bir yapıya sahiptir. Marisol, Otto’nun katı sınırlarını esnetmeyi sağlayacak olumlu bir temas kurmayı başarır. İlerleyen zamanlarda Otto için Marisol’un birçok açıdan eşi Sonya’ya benzediği ve Marisol aracılığı ile özlem duyduğu eşini anmasını sağlayacak bir alan elde ettiği görülecektir.
Otto’nun her intihar girişiminde bir şekilde kendini Marisol veya diğerlerine yardım ederken bulması, onun iletişim içerisinde olduğu insanların bir şeylerin üstesinden gelebilme gücünü azımsadığını ve kendisini her seferinde kurtarıcı pozisyonunda bulduğunu göstermektedir. Bunlara karşı yas sürecine yardımcı olmak isteyen Marisol’un kendisinden uzaklaşan Otto’ya yönelik “Herkesin aptal olduğunu, her şeyi kendin yapman gerektiğini o yüzden de hayatının çok zor olduğunu düşünüyorsun. Değil mi? Ama biliyor musun? Yapamazsın. Kimse yapamaz. Biri sana kötü bir gününde yardım etmek istediği için sevinmelisin..” sözleri Otto’nun hikayesi ile ilgili açılmasını sağlamıştır. Marisol’un bu sözleri temas kurmanın, destek kabul etmenin, ilişkisel olarak görülür olmanın ve bir ilişki içinde güvende olmanın psikolojik iyi oluşa büyük bir katkı sağladığına vurgu yapmaktadır.
Otto’nun hikayesinde eşi Sonya’nın hamileliğinin son zamanlarında katıldıkları bir gezi dönüşü otobüs firmasının hatasından kaynaklı geçirdikleri kazada bebeklerini kaybetmeleri, Sonya’nın felç olması ve şu an bulunduğu sitenin çevresinin yeni yapılanırken engelli bireyleri düzenlemede göz ardı edilmesi, mükemmeliyetçi yapısını, düzene yönelik öfkesini ve kontrolü elinde tutma çabasını açıklamaktadır. Kendi içindeki kaosu, tutunduğu bu öfke ve kontrol ile tutmaya çalışmaktadır.
Sonya ile güvenli bir bağ kuran Otto, onu kaybettiğinde her türlü bağ kurmayı reddeder. Ancak varoluşsal olarak çevresine yönelik sorumluluk alması, yeni bağlar kurarak tekrar anlam kazanması onu bu öfkeden özgür kılmaya başlamıştır. Desteğine ihtiyaç duyan komşuları, evine ihtiyaç duyan yavru kedi, eşinin eski bir öğrencisi ile tanışması, çevresinde kendini açabildiği Marisol’un ve aidiyet hissettiği Marisol’un ailesinin olması gibi kurduğu her temasın iyileşmesine yardım ettiği gözlenmektedir. Pozitif sosyal desteğin yaşlılık sürecindeki önemi, Otto’nun intihar düşüncesinden vazgeçmesi ile kendini göstermektedir. Bağ kurdukça yas sürecini sağlıklı atlatan Otto, uzun bir süre sosyal çevresi ile birlikte geçirilen güzel anılarından sonra doğal bir şekilde gözlerini bu dünyaya kapatmaktadır.
Filme İlişkin İzlenimlerim
Bebeklikten yaşlılığa, olumlu temasın varlığının güçlü bağlarla bizi hayatta tutan en önemli desteklerden biri olduğunu vurgulayan bir film. Keyifli seyirler..
Fatma BATIK ŞİMŞEK
Psikolojik Danışman