Bazen yeterince bilgi sahibi olmadığımız konularda fikir sahibi olabiliriz. Girdiğimiz yeni ortamlardaki tanıştığımız yeni insanlara karşı bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde tutum geliştirebiliriz. İşte bu tutumlar insanlara karşı ön yargılarımızdır. Kişilerin dış görünüşlerinden veya söyledikleri bir cümleden o kişinin sahip olduğu özellikle ilgili çıkarımda bulunmak kişiye karşı ön yargılı olduğumuzun göstergesidir. Bununla birlikte olumsuz bir deneyim yaşadığımız bir insanın dahil olduğu gruptaki diğer bireylere karşı olumsuz tutumumuz gruba yönelik gösterilen ön yargıdır. Ön yargılar kişilere yönelik olumsuz olabileceği gibi olumlu da olabilmektedir. Ancak literatürde daha çok olumsuz ön yargılar üzerinde durulmaktadır.
Ön yargı, çok az kanıta dayanarak veya hiçbir kanıta dayanmadan, bir şeyin ya da bir kişinin iyi ya da kötü olduğuna ilişkin önceden geliştirilmiş bir düşünce; özgür ve mantıklı bir tartışmaya açık olmayan sabit ve değişmeye dirençli bir tutum olarak tanımlanabilir (Atkinson ve diğerleri, 2002; Akt., Toka, 2019). Ön yargı gündelik hayattaki sık ve gelişigüzel kullanımının yanında, tarihsel ve ekonomik alanlardan etkilenen çok boyutlu bir olgudur. Ön yargılar, insanoğlunun sosyal özellikleri nedeniyle, birçok durumda gözlenebilmektedir. İnsan, seçimlerinden verdiği kararlara kadar farkında olmadan ön yargılarının etkisi altında kalabilmektedir (Çevik ve İlhan, 2013; Akt., Çelik, 2017).
Belirli bir grupla ilgili tatsız olaylar yaşayan bir birey o gruba karşı olumsuz ön yargılar geliştirebilir. Ancak ön yargıların bu yolla kazanılması az rastlanan bir olaydır. Ön yargılar genellikle ön yargılı insanlarla ilişkiler yoluyla kazanılmaktadır (Morgan, 1988; Akt., Toka, 2019). Yani ön yargıların oluşmasında deneyimler etkilidir. Ancak kişiler deneyim yaşamadan çevresindeki insanların ön yargıları sonucu da kendi ön yargısını oluşturabilir. Örneğin annesinin erkeklerin güvenilmez olduğuna dair bir tutuma sahip çocuk erkek arkadaşlarıyla iletişim kurmaktan çekinebilir. Veya arkadaşının bir grupla tartışması yüzünden kişinin o grubun kavgacı olduğunu düşünmesi ilişkiler yoluyla kazanılmış bir ön yargıdır.
Ön yargıların ne zamandan itibaren oluştuğuyla ilgili yapılan araştırmalarda okul öncesi dönemdeki çocukların bazı ön yargılara sahip oldukları görülmüştür. Bebeklikten itibaren ön yargılar oluşmaya başlar. Bebeğin ilk çevresi ailesidir ve ilk ailesiyle ilişki kurar. Ön yargıların deneyim yolundan daha çok ön yargılı kişilerle iletişim sonucunda kazanılması çocukların ailesiyle ilişkisinden ön yargılı olmayı öğrenmesine sebep olduğunu gösterir.
Allport (1979), ön yargının nedenleri veya ön yargıyı harekete geçiren psikolojik dinamikler olarak pek çok etken sıralamıştır. Buna göre engellenme, hayal kırıklıkları, saldırganlık hisleri, psikolojik baskı, toplumsal gruplar arasındaki çıkar çatışmaları, psikolojik yetersizlik ve uyumsuzluklar, kişiliğin derinliklerindeki zihinsel çatışmalar, yok sayılma, düşük zeka, sosyal öğrenme ve kültürel etkiler, istismarın gerekçelendirilmesi, ekonomik güvensizlik, yabancılardan korkma, farklılıklardan hoşlanmama gibi nedenler önyargının oluşmasına kaynaklık eden psikolojik etkenler olarak sıralanmaktadır. Bu etkenlerden biri veya birkaçı bir gruba veya o grubun üyelerine yönelik ön yargıların oluşmasına neden olabilmektedir (Allport, 1979; Akt., Toka, 2019).
Ön yargıların oluşması kolay, ortadan kaldırılması zordur. Ancak ön yargıları azaltmak için bazı uygulamalarda bulunabiliriz. İlk olarak bireyler kendilerinde olan ön yargıların farkına vararak objektif bir değerlendirme yapabilirler. Ön yargının temelinde farklılıklar vardır. Bu sebeple bireylerin farklılıkları olağan görme ve farklılıklara saygısı arttıkça ön yargıları azalabilir. Bunun yanında kişiler birbirleriyle ilişki kurmayı çoğaltır ve sosyalleşirse birbirlerini daha yakından tanıyacak ve ön yargıları azalacaktır. “Seni ilk gördüğümde böyle bir insan olduğunu hiç tahmin etmemiştim” cümlesini sık sık duymuşuzdur. Bu cümle ilk gördüğümüz zamandan tanıdıktan sonraki zamana kadar geçen sürede o kişiye karşı fikirlerimizin değiştiğinin bir ifadesidir. Ön yargıların bebeklikten itibaren oluştuğunu göz önüne alırsak aile içinde ön yargılı bireylerin olmaması ve farklılıklara saygının küçük yaştan itibaren vurgulanması ileri yaşlarda bireylerin ön yargılı olmasının önüne geçer. Okul ortamında ise iş birlikli öğrenme yöntemleri kullanılarak öğrencilerin sosyalleşmesine katkı sağlanır ve farlılıklara saygı duymayı öğretmek için etkinlikler sayesinde ön yargılar azaltılabilir.
Kaynakça
Çelik, M. N. (2017). Okul öncesi dönem çocuklarının ön yargılarının incelenmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van.
Toka, R. (2019). Okul ilişkilerinde öğretmenlerin ön yargıları ile örgütsel bağlılıkları arasındaki ilişki (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Fırat Üniversitesi, Elazığ.
Görsel Kaynakça
https://dusunbil.com/onyargi-beynin-yanlis-kaliplari-ii/
https://www.kreatifbiri.com/on-yargi-cehaletin-cocugu/
Beyza Özeskici
Psikolojik Danışman