Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Yok Olmanın Eşiğinde Olan Gelenek: Bayramların Tatile Dönüşümü – Psikolektif’ten – Sayı – 12

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

İslamiyet’in en temel iki bayramından biri olan Ramazan ve Kurban Bayramı, İslam dinine mensup kişilerce kutlanmaktadır. Ramazan Bayramı, bir ay boyunca geçirilen Ramazan Ayı’nın bitiminde, üç gün sürerken; Kurban Bayramı ise Hicri takvime göre 12. Ayın (Zilhicce) 12. Gününde kutlanmaya başlanan hac ibadetiyle birlikte anlamı daha da derinleşen, dört gün süren bir bayramdır. Ramazan Bayramı’nda oruç ibadetini yerine getiren Müslümanların ödüllendirilmesi, oruç ibadetinin taçlandırılması söz konusu iken; Kurban Bayramı’nda imkânı olan Müslümanların kurban kesmeleri ve kurban etini ihtiyaç sahipleri ile paylaşmaları ibadet olarak ön plana çıkmaktadır. Ramazan Bayramından önce zekât ibadetinin yerine getirilmesi ve ekonomik durumu el veren kişilerin fitre (fıtır) sadakalarını vermeleri, bayram öncesi ihtiyaç sahiplerinin desteklenmesine olanak tanımaktadır (Gönel-Sönmez, 2016). Bayramların ortak teması, büyüklerin ziyaret edilmesi, hatırlanması, bayramlardan önce mezarlık ziyaretlerinin yapılmasıyla birlikte ölen yakınların hatırlanmasıdır. Bayramlarda küskünlerin barışması, dargınların bir araya getirilmesi, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi söz konusudur. Aile ziyaretleri, akraba ziyaretleri ile kişilerin hoşça vakit geçirmelerinin sağlanması bayramların ruhunu yansıtmaktadır.

Bayram öncesinde yemeklerin hazırlanması, temizliklerin yapılması, bayram alışverişine çıkılması bayram geleneğinin göstergeleri arasında yer alırken; çocukların el öpüp bayramlaştıkları büyüklerinden harçlık almaları, şeker toplamak için komşularının kapılarını çalmaları bayram geleneğinin diğer temel göstergeleri arasında yer almaktadır (Çalışır, vd., 2018). Genel hatlarıyla bayramların, küskünlüklerin bitirilmesi, aile bağlarını güçlendirmesi, fitre, zekât ve kurban ibadetleri ile ihtiyaç sahibi kişilere yardım edilmesi açısından güçlü kişiler arası ilişkilere ve sosyal desteğe katkı sağlayan yönlere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Bununla birlikte son yıllarda bayramların bir tatil imkânı olarak görülmeye başlandığını, hafta sonu ile birleştirilen bayram tatilleri ile adeta vatandaşların tatil yapmaya sevk edildiği görülmektedir. Ramazan ve Kurban Bayramı’na yakın tarihlerde tur şirketlerinin doğudakiler için batı şehirlerine, batıdakiler için ise doğu şehirlerine gezi programları düzenlemesi, otellerde tatile özel kampanyaların yapılması, uçak biletlerinin çok önceden tükenmeye başlaması ve bayramın başlangıç ve bitiş günlerinde ulaşım araçlarına ait biletlerin kara borsaya düşmesi bayram geleneğinin tatil fırsatına dönüşmeye başlamasının somut kanıtı olarak görülebilir.


Ramazan Bayramı turizm sektörüne ilaç oldu başlıklı haberde (Ensonhaber, 2024), Antalya ve Ege’de açık olan otellerde, 9 gün boyunca doluluğun yüzde 100 olarak gerçekleştiği ve turizm sektörünün bu bayram 150 milyon ₺ ciro topladığı aktarılırken; bir başka haberde Güneydoğu’nun incisi Diyarbakır’da üç günlük Ramazan Bayramı süresince 24 ton ciğer tüketildiği ifade edilmiştir (Milliyet, 2024). Otellerin doluluğu ile ilgili bir başka haberde Ramazan Bayramı tatili (9 günlük resmî tatil) süresince Diyarbakır’daki otellerin doluluk oranının yüzde 100’e ulaştığı belirtilmiştir (haber7).

Yazının giriş kısmında Ramazan ve Kurban Bayramlarının dinde ve gelenekteki yerinden, öneminden bahsedilirken, gelişme kısmında Ramazan ve Kurban Bayramının tatil fırsatına dönüşmesinden bahsedilmiştir. Çalışır ve diğerleri (2018) tarafından yapılan araştırmada, nerede eski bayramlar serzenişi, bayramların kişiler arası ilişkilere yansıması bağlamında konu edinmiş, farklı yaş gruplarından 7 erkek 7 kadın katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışma kapsamında katılımcılara dini bayramların ne anlama geldiği, bayram öncesinde yapılan hazırlıklar, bayramlarda yerine getirilen gelenekler, geçmiş ve günümüz bayramları arasındaki farklar, bayram günlerinde telefonla aranıp, sohbet etmenin ne anlama geldiği, bayramlarda ziyaretler ve sohbetler, bayram geleneklerinin kişiler arası iletişimle ilişkisi temalarında sorular yöneltilmiştir. Araştırma bulgularına bakıldığında ise tüm yaş kategorisindeki katılımcıların eski bayramları özlemle andığı, kutlanan bayram geleneklerinin zamanın koşullarına yenik düşerek değiştiği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte bayramların tatille eş görülmeye başlandığı, eski bayramların en çok da kişiler arası ilişkileri güçlü tutan yönüyle özlendiği ve günün değişen koşullarına rağmen geleneği sürdürmeye özen gösteren kişilerin varlığının devam ettiği belirtilmiştir.

Özetlemek gerekirse, Ramazan ve Kurban Bayramının, bayram alışverişi, bayram öncesi yemekleri, büyüklerin ziyaret edilip, küçüklerin bayram harçlıkları ile sevindirilmesi, fitre, zekat ve kurban ibadetleri aracılığıyla yardımlaşma ve dayanışma geleneğinin, sosyal desteğin giderek azaldığı; bayram günlerinin hafta sonu tatilleri ile birleştirilerek 9 günlük tatiller aracılığıyla turizm sektörünün canlandığı, kişilerin yeni yerler görmeye başlama fırsatına ulaştığı bir kültürel etkileşim, dinlenme, işten uzaklaşma formuna döndüğü söylenebilir.

Mücahit AKKAYA

Psikolojik Danışman / Doktorant

Dr. Psikolojik Danışman Mücahit Akkaya

Psikolojik Danışman ve bilim doktoru. Psikolektif’in kurucusu, PDR alanında lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. MEB’de okul psikolojik danışmanı olarak çalışıyor. Kabul ve Kararlılık Terapisi, BDT ve Motivasyonel Görüşme, Sporda Psikolojik Performans Danışmanlığı eğitimlerini aldı. 2025’ten itibaren Diyarbakır’daki Aris Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde danışan görmekte.