
Karar verme süreci, hayatımızın birçok alanında karşılaştığımız, bazen basit bir tişört seçiminden kariyerimizi şekillendiren önemli adımlara kadar uzanan bir durumdur. Bu süreç, bilinmezlikle iç içe olduğu için sıklıkla kaygıya yol açabilir. İki farklı şehirde iki iş teklifi örneğinde olduğu gibi, her iki seçeneğin de cazip yönleri olduğunda, hangisinin daha iyi olacağına karar vermek zorlaşır. Bu belirsizlik, yaşanabilecek ve yaşanamayacak tüm ihtimalleri ve sonuçları tam olarak öngöremememizden kaynaklanır.
Karar Vermede Kaygı ve Başa Çıkma Yolları
Karar verme sürecindeki belirsizlik, ruminasyon olarak adlandırılan tekrarlayıcı düşüncelere yol açabilir. Bu durum, duygusal rahatsızlık yaratıp bizi eylemsizliğe itebilir, karar vermeyi ertelememize veya sürekli başkalarının fikirlerini sormamıza neden olabilir. Aşırı bilgi arayışı ve kontrol edemediğimiz şeyler üzerine yoğunlaşmak, süreci daha da zorlaştırır ve kaygıyı artırır.
Seçimin İki Yönü: Başlangıç ve Kayıp
Her seçim, bir başlangıç olduğu kadar aynı zamanda bir kayıptır. Seçilen yolda yeni deneyimler başlarken, seçilmeyen yolda yaşanabilecek ihtimaller geride kalır. Eğer tercihimiz sonucunda kaybettiğimiz olasılıklara odaklanırsak, seçtiğimiz yoldaki olumlu deneyimleri kaçırabilir ve anda kalamayabiliriz. Bu durum, yas sürecine benzer etkiler yaratabilir; örneğin yeni şehrin güzelliklerini keşfetmek yerine, seçmediğimiz şehrin kaybına odaklanarak motivasyonumuzu kaybedebiliriz.
Akılcı Yaklaşımlar ve Odağı Belirlemek
Paralel evrenler teorisi ne kadar cazip gelse de, her iki seçeneği de aynı anda deneyimlemek mümkün değildir. Bu noktada, kararlarımıza daha akılcı yaklaşabiliriz. Avantajlar ve dezavantajlar tablosu oluşturmak, hedeflerimize ve hayallerimize giden yolda hangi seçimin daha anlamlı olacağını belirlemek ve önceliklerimize odaklanmak süreci kolaylaştırabilir. Örneğin, bir kalem seçerken görünüşü, rengi ve yazma tarzımıza uygunluğu gibi işlevsel özelliklere odaklanmak, kararımızı netleştirebilir. Kaygıya yol açabilecek eylemsizlik, erteleme veya aşırı düşünme yerine, sağlıklı bakış açıları geliştirmek, duygu ve düşüncelerimizi olumlu etkileyebilir.
Seçime Odaklanmak ve Yeni Yollara Açık Olmak
Bir seçim yaptığımızda, seçtiğimiz şeye odaklanmak, bizi anda tutar ve yeni deneyimlere açılmamızı sağlar. Ancak hayat her zaman beklentilerimiz doğrultusunda ilerlemeyebilir. Mezun olduğumuz bölümümüzde ilerlerken, bir süre sonra bu seçimin bize uygun olmadığını fark edebiliriz. Böyle durumlarda, seçmediğimizin kaybına odaklanmak veya kendimizi yanlış bir seçim yaptığımız için suçlamak yerine, yeni yollara ve adımlara odaklanmak önemlidir. Bu yaklaşım, hayal kırıklığına kapılmaktansa, hayatın getirdiği farklılıklar karşısında kendimiz için en iyisini bulma yolunda ilerlediğimizi hissettirir.
Siz de önemli kararlar alırken kaygıyla başa çıkmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Şükrü Can ÖZÜAK
Uzman Psikolojik Danışman