
FİLM KÜNYESİ
Vizyon Tarihi: 2014
Tür: Dram/Müzikal
Yapım: Türkiye
Süre: 1 saat 58 dakika
Imdb Puanı: 7.5
Oyuncular: Farah Zeynep Abdullah, Hümeyra, Mehmet Günsür, Işıl Yücesoy
Yönetmen: Çağan Irmak
Yazı spoiler içermektedir.
Ayperi ve Hatice… İki farklı isim ve iki farklı yaşam arasında gidip gelen bir kadının hikayesini anlatmakta Unutursam Fısılda. Filmin hikayesi Hatice’nin Ayperi olma serüvenini anlatsa da Hatice ve ablası Hanife arasındaki ilişkiye odaklanmakta.
Hatice lise üçüncü sınıfta, kırsal bir kesimde ailesiyle yaşayan, şarkı söyleme tutkusuyla dolu bir karakter olarak izleyicinin karşısına çıkmakta. Çevresi tarafından ‘Erkek Fatma’ olarak anılan Hatice, kız çocuklarının aksine erkeklerle futbol oynamakta ve gerektiğinde etrafındakilerle kavga etmekten çekinmemektedir. Ataerkil toplumlarda erkeklerin doğuştan gelen bir üstünlüğe sahip olduğunu düşünen çevre kız çocuğunun aşağılık duyguları hissetmesine ve toplumun yeğlediği erkeksi davranışları benimsemesine neden olabilmektedir. Psikolojide erkeksi protesto olarak anılan bu kavram Hatice’nin erkeksi davranışlarını açıklamakta yardımcı olabilir.
Baskıcı bir baba ile büyüyen iki kız kardeş birbirinden farklı kişiliklere sahiptir, iki farklı ucu yansıtmaktadır. Aile içerisinde Hanife yargılayıcı, toplumsal kurallar ve mükemmellik odaklı konumda yer alarak süperegoyu, Hatice ise içgüdüsel, tepkisel ve talep edici konumda yer alarak idi yansıtmaktadır. Süperegosu gelişmiş bireyler toplumsal kurallara aykırı bir şey yaptıklarında suçluluk duyma eğilimindedir. Bu durum ahlaki-törel kaygı olarak karşımıza çıkar. Büyük kardeş Hanife, Hatice’nin ahlaki kurallara karşı olan her davranışının ardından ahlaki kaygı ile baş etmeye çalışmaktadır. Adler’e göre bireyin aile içerisindeki yeri hakkındaki kişisel algısı yani psikolojik doğum sırası farklı yaşam stilleri oluşturmada etkili olmaktadır. İlk çocuk olan kişilerin erken olgunlaştığı, ebeveyn yeteneklerinin gelişmiş olduğu ve sorumluluk sahibi bireyler olduğu söylenebilir. Hanife’nin erken yaşta hemşire olması, kardeşinin aşırı davranışlarını kamufle etmeye çalışması ilk çocuk olmasıyla açıklanabilir. Ailenin en küçük çocuğu olan kişilerin ise daha az sorumluluk sahibi, daha talepkar, benmerkezci ve girişken özelliklere sahip olduğu söylenebilir. Hatice’nin arzuları peşinden koşması ve davranışlarının sonuçlarını fazla düşünmeden hareket etmesi en küçük çocuk olmasıyla açıklanabilir.
Kaymakamın oğlunun yaşadıkları yere gelmesiyle olaylar iki kardeş için de karmaşıklaşır. Hanife içten içe Tarık’a aşıktır. Hatice ise şarkı söyleme tutkusunu yalnızca Tarık ile paylaşabildiği için ona karşı yakınlık hissetmektedir. Liseler arası müzik yarışmasına katılması için Tarık tarafından teşvik edilen Hatice hazırlıklara başlar. Kimlik geliştirme döneminde olan Hatice, kendi ilgi ve yetenekleriyle uyumlu bir kimlik oluşturmaya çalışsa da bu isteği toplumca kabul görmüş değerlere uygun olmadığı için ailesi tarafından tepkiyle karşılanmış ve müzik yarışmasına gitmesi engellenmiştir. Hatice’yi bir karar beklemektedir. Ya ailesinin istediği rolleri kabul ederek gölgelenmiş kimliğe sahip olacak ya da kendi değer sistemini geliştirerek başarılı kimlik geliştirecektir. Hatice ikincisini seçerek hayalleri uğruna ailesini terk etmeye karar verir.
Tarık ve arkadaşı ile birlikte yeni bir hayata yelken açan Hatice tutkularının peşinden koşarak şarkı söylemeye başlamıştır. Şarkılarının piyasada tutması için türlü zorlukları aşan üçlü sonunda isteklerine ulaşmıştır. Hatice isminin sahneye uymayacağı düşünüldüğü için Tarık Hatice’ye Ayperi ismini vermiştir. Bu noktadan sonra Hatice’yi geçmişinde bırakan Ayperi şöhret basamaklarını birer birer tırmanmıştır. Popüler oldukça Ayperi öne çıkarken Tarık ve arkadaşı geride kalarak silikleşmeye başlamıştır. Bunun üzerine Tarık kıskançlık duygusuyla baş etmek için alkole başlamış ve gittikçe Ayperi’den uzaklaşmıştır. Ayperi ile yaşadıkları bir tartışmanın ardından evden arabayla çıkmış ve kaza geçirerek hayatını kaybetmiştir. Tarık’ın ölümünün ardından Ayperi yas sürecine girmiştir. Hissizliğin oluştuğu şok aşaması, kaybedilen kişinin geri dönmesinin beklendiği arzu etme aşaması, kaybın geri gelmeyeceğinin anlaşıldığı çaresizlik aşaması ve kaybın kabullenildiği hayatı yeniden düzenleme aşaması Ayperi ile birlikte sergilenmektedir. Tarık’ın ölümünün ardından mesleki anlamda dibe vuran Ayperi’nin ‘Sevdim’ şarkısıyla yeniden ayağa kalkmaya ve hayatını düzenlemeye çalıştığı görülmektedir.
Aradan yıllar geçtikten sonra Ayperi Alzheimer teşhisiyle çocukluğunun olduğu topraklara, ablasının yanına dönmüştür. Bu sefer geçmişte bıraktığı Hatice’yi yanına alarak… Hanife’nin aksi, insanlarla iletişimi kopuk ve mutsuz olduğu görülmektedir. Kardeşinin gelişini kabullenememektedir. Yaşadığı tüm acılardan, sıkıntılardan Hatice’yi sorumlu tutmaktadır. Son yıllarda daha çok ön plana çıkmaya başlayan affetme kavramı kişinin kendisini inciten bireye karşı olumsuz duygularını olumlu ya da nötr hale getirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Hanife, Hatice’yi hayatından çıkardığını söylese de Hatice’yi affedememiş ve onun oluşturduğu olumsuz duyguları kırk yıl boyunca kendisiyle beraber yaşatmıştır. Ancak Hatice’nin de bu süreçte yıprandığını görmek ve hastalığının ilerlemesi Hanife’yi yumuşatmış, film biterken iki kardeş tekrar el ele tutuşmuştur.
Filme Yönelik İzlenimlerim
Klasik bir Çağan Irmak filmi diyebileceğimiz Unutursam Fısılda senaryosu, oyuncuların kalitesi ve içerisinde yer alan şarkılarla nostaljik içerikli bir doyum sağlıyor. İyi seyirler dilerim…
Tuğçe ERDEM
Uzman Psikolojik Danışman