Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

The Judge – Film İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 24

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 2 Dakikadır.

Film Künyesi

Vizyon tarihi: 2014

Tür: Dram, Gerilim

Yapım: Amerika

Süre: 141 dakika

Imdb Puanı: 7.4

Oyuncular: Robert Downey Jr., Robert Duvall, Vera Farmiga, Leighton Meester

Yönetmen: David Dobkin

‘‘Yazı spoiler içermektedir.’’

2014 yılında vizyona giren bu yapımda, babasının arabasını kaçıran Hank abisiyle birlikte trafik kazası geçirmektedir. Bu durum büyük bir potansiyele sahip olan abisinin beyzbol kariyerinin bitmesine neden olmaktadır. Yargıç olan babası tarafından cezalandırılan Hank’in, ailesinden bağlarını koparması ve bunun Palmer ailesi üzerindeki etkilerine tanıklık etmekteyiz.

Hank Palmer, Chicago’da başarılı bir avukattır. Davalarını kazanması ve aldığı müvekkilleri ile ünlü olan Hank, bir duruşma esnasında telefonundan annesinin ölüm haberini almaktadır. Annesinin cenazesine gitmek için doğduğu kasabaya geri dönmesi, geçmişi ile yüzleşmesi için ilk domino taşı olacaktır. Holland tipoloji kuramında “meslek seçimi kişiliğin ifadesidir.” der. Hank’in babası Joseph Palmer (yargıç) için bu görüş tam karşılığını vermektedir. Otoriter, kurallara sıkı sıkıya bağlılık ve yükümlülükleri yerine getirme gibi birçok özellik gözlemlenmektedir. Henry annesinin cenaze töreni için geldiğinde babasıyla selamlaşırken ona “yargıç” demesi bu duruma örnektir. Hank’in meslek seçimi ise Roe’nun ihtiyaçlar kuramına yönlendirmektedir. Roe’ya göre ailenin çocuk yetiştirme biçimleri ve ihtiyaçların karşılaması meslek seçiminde önemli bir yere sahiptir. Hank küçük yaşta abisiyle yaşadığı trafik kazası sonucu babasının yanında olmadığını düşünmekte ve ailesi tarafından ihtiyaçlarının yeterli şekilde karşılanmadığı gözlemlemektedir. Bu durum da ailesinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Hank’in babasıyla tartıştığıı sahnede “Lise veya üniversite mezuniyetime neden gelmedin, hukuk fakültesini bitirmekle kalmadım üstelik birincilikle bitirdim.” dediği sahnede Hank’in babası tarafından onaylanma ihtiyacını karşılamaya yönelik bir yol izlediği kanısı uyandırmaktadır. Hank ve babasının arasındaki durum ise bizleri Gestalt terapiye yönlendirmektedir. Bitirilmemiş işler; bireyin ifade edemediği, tamamlanmamış, çözülmemiş duygulardır. Perls’e göre gestalt tamamlanmamışsa şimdi ve burada olunamaz.  Henry babasının arabasını kaçırıp abisiyle kaza geçirdiğinde abisi profesyonel bir beyzbol oyuncu olma potansiyeline sahipken, kaza sonrası aldığı yaralar sonucu bu potansiyelini gerçekleştiremez. Hank bu durumdan dolayı suçluluk hissetmesine rağmen babasından destek görmemektedir. Ayrıca babası onun yanlış bir yolda olduğunu düşünmektedir. Bundan dolayı kazadan kaynaklı davada Hank’e daha hafif bir ceza vermektense seçtiği yanlış yoldan vazgeçirmek için daha ağır bir ceza vermektedir. Bu durumda Hank babasına olaydan duyduğu üzüntüyü, pişmanlığı ve onun yanında olmasını istediğini ifade edememektedir. Babasının da oğlunun yanlış yolda olduğunu düşünmesi ve bundan vazgeçirmek için bu cezayı verdiğini söylememesi ikisi arasındaki iletişim eksikliklerini göstermekte ve bu durum aralarındaki bağın kopmasına yol açmaktadır.

Babası hastalığını Hank’ten ve diğer çocuklarından gizlemektedir. Hastalığının etkisi arabasıyla kaza yapmasına ve cinayetten yargılanmasına sebep olacaktır. Başlangıçta istememesine rağmen Hank’in onun avukatlığını yapmaya başlaması ikisi için de ifade edemedikleri duygularla yüzleşmelerini sağlayacaktır. Ayrıca Hank’in bitirilmemiş işlerinin aile yaşantısına etkisi de gözlemlenmektedir. Temas, bireyin çevresi ve kendisiyle etkileşim kurmasıdır. Temas engellerinden biri olan saptırma ise çevreyle temasın oluşturacağı güçlü duygulardan kaçınma ve başka bir alana yöneltme şeklinde görülmektedir. Hank’in eşinin onu aldatması ile ilgili konuşmasında espri yapması veya lafı dolandırması buna bir örnektir. Karar için yapılan son duruşma Henry ve babasının geçmişte ifade edemedikleri duyguları dile getirmelerine ve bunlarla yüzleşmelerine olanak sağlayacaktır. Duygularıyla ilgili farkındalığın oluşması bunlarla baş edebilmeleri bitirilmemiş işlerin tamamlanması sağlamaktadır. Böylelikle daha etkili iletişim kurmalarının önü açılmaktadır. Hank ve babasının eskiden gittikleri göle gidip balık tutmaları ise bu duruma örnektir.

“Filme ilişkin izlenimlerim”

The Jugde klasik bir konu olan baba-oğul sorunları kaliteli oyuncu kadrosu eşliğinde bizlere sunulmaktadır. Robert Duvall ve Robert Downey Jr.’ın muazzam oyunculukları ve uyumu filme ayrı bir renk katmaktadır. İfade edilmeyen duygular ve bunların bir aile üzerindeki etkisini bu yapımda derinlemesine hissetmekteyiz. Bu yazımda Hank ve Joseph Palmer’ın arasındakileri Gestalt terapi üzerinden ışık tutmaya çalıştım. İyi seyirler…

Ozan ATAMIŞ

Psikolojik Danışman