Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Spinoza Problemi – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 15

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kitap Künyesi

Yazar Adı: Irvin D. Yalom

Yayınevi: Pegasus Yayınları

Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, 2019

Sayfa Sayısı: 434

Irvin Yalom, varoluşçu psikoloji alanında çağımızın önemli isimlerdendir. Yazar, kitaplarında psikanalitik birikimiyle hikâye anlatma yeteneğini ustaca bir araya getirmektedir. Spinoza Problemi, edebi yönüyle de takdir toplamış psikolojik bir romandır. Romanın önsözüne göre Spinoza’nın yirmi üç yaşında Yahudiler tarafından aforoz edilmiş ve hayatının geri kalanında da Hristiyanlar tarafından sansür edilmiş olması gerçeği Yalom’u uzun zamandır büyülemektedir. Spinoza Müzesi’ne yaptığı gezide karşısına çıkan gizemler bu kitabı yazmasında ona cesaret vermiştir. Romanı takdir edenlerin arasında pozitif psikolojiyi destekleyen Martin E. P. Seligman da bulunmaktadır. Serüven, lise öğretmenlerinin Rosenberg isimli bir gence zorunlu bir mezuniyet tasarlamalarıyla başlamaktadır. Rosenberg, bitirme tezi olarak Goethe’nin kitaplarından iki bölüm okuyacak ve bu bölümlerde Spinoza’yla ilgili olan kısımları kopya edecek, yirmili yaşlarına gelmeden de Spinoza’nın Ethica kitabını okumaya söz verecektir. Rosenberg’in başına gelenlerin ardında Chamberlain adında radikal bir Alman yatmaktadır. Mezuniyetinin ardından hayran olduğu Chamberlain’in etkisiyle askere yazılmak istediğinde saf kan Alman olmaması nedeniyle kabul edilmeyecektir. Aile dostu Friederich Pfister’le görüşmeleri kimliğini inşa etmeye çalıştığı gençlik yıllarından itibaren devam etmektedir. Pfister, Rosenberg’in dikkatini Johari penceresine, diğerlerinin farkında olduğu ama kendisinin farkında olmadığı yönlerine çekerek işe başlar. Çünkü Rosenberg, radikalliğinden ve bu yönünü besleyen süreçlerden habersiz görünmektedir. Daha sonraki yıllarda bu ikilinin görüşmeleri terapötik ağırlıklı devam eder. Görüşmeler; psikanalitik aile terapileri, benliğin ebeveynlerden farklılaşması, bir gücün altına sığınma ve onay alma ihtiyacı gibi terapötik kavramlardan yoğun izler taşımaktadır. Rosenberg, süreç içerisinde Spinoza’nın kitaplarını okuyarak giderek onun mantığına daha fazla hayran kalmaktadır. Öte yandan Spinoza’nın Yahudi kanından gelmesi kafa karıştırıcıdır. Gazetecilik kariyerine başladıktan sonra Adolf Hitler’le tanışması bu adamın hayatında bir dönüm noktası oluşturmaktadır. Hitler’de kendi ideallerini görmektedir. Sonuç olarak Pfister; Rosenberg ile kurduğu terapötik ilişkide başarılı olamayacaktır. Rosenberg’in kendilik değeri, Hitler’in yakınlığına bağlı olarak yalpalanıp duracaktır. Bu ilişki, narsisistik kişilik bozukluğu olan iki adamın savaşmasını andırmaktadır. Yazar, eş zamanlı olarak filozof Bento Spinoza’nın hayatına; iş, aile ve arkadaş ortamına, ışık tutmayı denemektedir. Felsefe, insanın özü hakkında düşünen bir bilim dalıdır. Platon, erdemler üzerinden; Epikür ise adalet sorunu üzerinden bu öz hakkında düşünmektedir. Spinoza’nın etkilendiği filozof, Epikür; acıyı en aza indirerek yaşamdan alınan hazzı en yukarıya çıkarabileceğimize inanmaktadır. Ayrıca bu filozof insanın özünün iyi olduğuna inanmaktadır. Spinoza’ya göre ise insanlar ne iyi ne de kötüdürler. Spinoza, bir olayı meydana gelen unsurların mantık yoluyla bilinebileceğini ve dolayısıyla batıl inançlara ve safsatalara inanılmaması gerektiğini düşünmektedir. Bu düşüncelerinden dolayı Spinoza, Jacob ve Franco adında iki genç tarafından tuzağa düşürülerek aforoz edilmiştir. İnsanlar kime ne kadar güveneceklerini sezgisel olarak belirlemektedirler. Sezgilerle duygular çok kolay karıştırılmaktadır. Oysa duygulara bir isim verilebilir; bir sezgiyi tanımak, parçalarına ayırmak ise mümkün değildir. O kendine özgü dinamiğiyle hareket etmektedir. Bu bağlamda sezgileri, bilinç dışıyla ilişkilendirmek mümkündür. Pozitif psikoloji kavramlarıyla; geçmişi anlamlandırmak, geleceğe umutla bakmayı sağlamaktadır. Umut, güvende hissetmektir ve eyleme geçtiğin bir plan olduğunu gösterir. Belirsizlik insanı, engellenmelere açık hissettiği zamanlarda yorar. Sezgiler tüm bu süreci yönetmektedir. Spinoza’nın aforoz edildikten sonraki yılları bu kavramlar üzerinden ilerlemektedir. Hayat akışımızda beklediğimiz karşılaşmaları engelleyen unsurları içimizde aramak, kendimize atfetmek gerekir. Spinoza, Franco ile yakın arkadaş olacak ve aforoz edilmeden önce affı için hahamın ona teklif ettiği konuma getirilen Franco’nun bu seçimini anlamakta zorlanacaktır. Franco’ya göre ise Talmud’da sadece batıl inanç hikayeleri yoktur, aynı zamanda ahlaki hikayeler de bulunmaktadır. Şöyle bir düşünüldüğünde eş zamanlanma iki ayrı düzeyde benzer anlamların karşılaşmasıdır. Romanın yazılışındaki eş zamanlanmada da Rosenberg ile Pfister ve Franco ile Spinoza ikilileri arasında bir paralellik görülmektedir. Yazar, iki ayrı yüzyıldan insanların yaşamlarını dine veya ırka dayalı ötekileştirme ve hoşgörüsüzlük üzerinden birleştirmiştir. Romanın sonunda Rosenberg, Spinoza’nın kitaplarını Hitler’in onayıyla kurduğu kütüphaneye dahil ederek aforoz edilmiş bir Yahudi olan Spinoza’nın adını yaşatmaktadır. Bu kitaplar, Yalom’un romanı yazmada ilham aldığı Spinoza Müzesi’nde bulunmaktadır.

‘‘Kitaba İlişkin İzlenimlerim’’

Bir olayın gerçekleşmesinde etkili olan faktörlerin tam teşekküllü bir listesini veremiyorsak determinizmden bahsedilebilir mi? O nedenle her zaman sezgilerin gücüne inanan biri olmuşumdur. Yunancada, Oxys zeki; moros aptal anlamına gelir. İnsanların büyük kısmı oxysimoron’dur. Zeki olduklarını bilmezler, çünkü sosyal beğenirlik hatasına kapılırlar. Ya da şöhret, hırs ve para tuzaklarına. Bu tuzaklar kimin gözünü döndürmez ki?

                                                                                              Elif GÖK

Psikolojik Danışman