Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

SAKLI BAHÇELER HARİTASI – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 24

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kitap Künyesi

Yazar Adı: Nermin Yıldırım

Yayınevi: Hep Kitap

Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul – 2022 (8. Basım)

Sayfa Sayısı: 344

Bir yayınevi editörü olan Rıdvan’ın gizemli mektuplar ile iki kız kardeşin anılarına yolculuk ettiği, travma ve kimlik arayışını anlatan Saklı Bahçeler Haritası romanı, insan ruhunun suçluluk ve yalnızlıkla mücadelesini akıcı ve etkileyici bir şekilde anlatmaktadır.

‘’ Yazı spoiler içermektedir. ‘’

Çok katmanlı örüntüsü ile dikkat çeken Saklı Bahçeler Haritası, insanı derinden etkileyen travmatik yaşantılar ve kimlik arayışı gibi temaları inceleyen bir romandır.

Bir yayınevinde editör olarak çalışan Rıdvan, iş yerindeki masasında bulduğu gizemli mektuplarla hikâyenin kapılarını okuruna aralamaktadır. 1960’lı yıllarda yazılmış olan bu mektuplar, Behiye ve Suad adında iki kız kardeşin geçmişleri ile hesaplaşmalarını konu almaktadır. Kitap boyunca farklı karakterlerin kendi travmaları ile başa çıkma yöntemlerini, içsel çatışmalarını ve kendileri ile yüzleşmelerini görmekteyiz.

Yazarın ilk kitabı olan Unutma Beni Apartmanı’nda karşımıza çıkan Rıdvan, babası tarafından küçük yaşta terk edilmiş, annesi ve kardeşlerini ise bir depremde kaybetmiştir. Bu elim olayla birlikte yapayalnız kalmış ve tüm ailesini kaybettiği o şehirden taşınarak İstanbul’a yerleşmiştir. Travmatik yaşantılar, fiziksel ve duygusal bütünlük açısından bireyleri tehdit eden, korku, çaresizlik, dehşet gibi yoğun duygular ortaya çıkartan ve genellikle beklenmedik olaylardır. Bu travmatik olaylar karşısında verilen tepkiler ve baş etme yöntemleri, bireysel farklılıklara, olayın niteliğine ve çevresel faktörlere göre değişiklik gösterebilmektedir. Rıdvan’ın depremde ani ve beklenmedik bir şekilde ailesini kaybetmesi travmanın en belirgin özelliklerinden olan kontrol kaybını beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte Rıdvan yaşadığı kayıp sonrasında kendisini yardım faaliyetlerine adamış, nerede bir deprem olsa oraya koşmuştur. Karakterin bu davranışları travmanın psikolojik etkilerini azaltmak için kullandığı bir başa çıkma mekanizması olarak değerlendirilebilir. Rıdvan bu faaliyetlere katılarak hem kendi kayıplarını anlamlandırmaya çalışmakta hem de travmatik yaşantı sonucu oluşan çaresizlik hissiyle mücadele etmektedir. Rıdvan karakterinin bu tepkilerin yanı sıra düzenli bir hayat kurmaya çalışması ve belirli rutinleri sürdürmeye çabalaması da kontrol duygusunu hissetmek adına atılmış adımlar olarak görülebilir. Nitekim masasında bulduğu gizemli mektuplar Rıdvan’ın kurduğu bu düzeni sarsmış ve geçmiş yaşantılarını tetikleyici bir rol oynamıştır.

Mektuplar, Behiye’nin yıllar sonra kardeşi Suad’a kavuşmak istemesi ve aralarındaki sevgi bağının iyileştirici gücüne inanarak ilişkilerini düzeltmek için ilk adımı atması ile başlamaktadır. Behiye, çok sevdiği kardeşi Suad’ı ve ailesini geride bırakarak sevdiği adamın peşinden Almanya’ya gitmiş ve orada kendine bambaşka bir dünya kurmuştur. Kocası Franz’ın takıntılı isteklerinin arkasından koştuğunu, yalnız kalmaktan, sevilmemekten çok korktuğunu ama tüm çabalarına rağmen yine de yalnız başına kaldığını mektuplarında dile getiren Behiye karakteri, kitabın sonlarına doğru Suad’ın zihninin bir yansıması olduğu gerçeği ile karşımıza çıkar. Bu noktada Suad’ın kız kardeşi Behiye olarak okuduğumuz hikaye bambaşka bir anlam kazanmaktadır. Behiye, Suad’ın Suad olarak yapmak isteyip yapamadığı, yaşamak isteyip yaşayamadığı, söylemek isteyip söyleyemediği pek çok şeyi yapan, yaşayan, söyleyen ve hisseden bir ikinci kimlik olmaktadır. Dissosiyasyon olarak da adlandırılan bu durum, normal şartlar altında bütünlük içinde işlev gören hafıza, düşünce, duygu ve kimlik gibi süreçlerde değişim veya ayrılma olmasıdır. Suad’ın bu bölünmeyi yaşamasına sebep olan kritik olay çocukken erkek kardeşini kuyuya iterek ölümüne sebep olduğunu düşünmesidir. Bu olay, Suad’ın dünyasında kalıcı iz bırakmış hissettiği suçluluk duygusu içsel çatışmalarını besleyerek kimlik bölünmesine sebep olmuştur. Travmatik yaşantının üstesinden gelme çabası olarak kullanılan dissosiyasyon zamanla patolojik bir sürece dönüşmektedir. Suad’ın hikayesine baktığımızda kardeşinin ölümü ile birlikte hayali kardeşi Behiye’yi oluşturduğunu, Behiye’nin onu terk ettiğini düşündüğü zamana kadar geçirdikleri süreye dair pek çok anının anlatıldığını görmekteyiz. Behiye-Suad mektuplaşmaları ise Suad’ın içsel çatışmalarının dışa vurumu olarak da değerlendirilebilir. Kardeşinin ölümü konusunda Behiye karakteri Suad’ın hiçbir suçu olmadığını, kardeşinin kuyuya kendiliğinden düştüğünü, kendisini affetmesi gerektiğini söylerken ana kimlik olarak Suad, kardeşini kuyuya ittiğini, bunu Behiyenin de bildiğini ve bunu kabul etmesi gerektiğini söylemektedir. Bu çerçevede bakıldığında Suad bir yandan kendini suçlarken bir yandan da bu konuda hiçbir suçu olmadığına ikna edilmek istemektedir.

Kitapta farklı karakterler üzerinden bağlanma, güven, ilişkiler, aile ve sosyal destek gibi konular ustaca aktarılmış, psikolojik açıdan oldukça zengin bir altyapı oluşturulmuştur.

Kitaba İlişkin İzlenimlerim

Nermin Yıldırım’ın kitapları ne zaman çok fazla kitap okuyamadığını fark etsem benim için tekrar okuma rutinimi oluşturmama yardım eden kitaplar oluyor. Saklı Bahçeler Haritası, oldukça akıcı, temposu yüksek bir kitaptı. Özellikle mektuplarda insanlara, hayata dair kurulan cümlelerden bazıları şöyle bir durup üzerine biraz düşünmeye itecek türden. Karakterlerin dünyasından dönemin sosyal-kültürel-siyasi olaylarını okumak da çok keyifliydi.

Zeynep ÜNAL

Uzman Psikolojik Danışman