
Kitap Künyesi
Yazar Adı: Timothy A. Pychyl
Yayınevi: Metropolis Kitap
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul – 2016
Sayfa Sayısı: 120
‘’ Yazı spoiler içermektedir. ‘’
20 yıldan fazladır savsaklama davranışı üzerine araştırmalar yapan ve yayınları bulunan Tımothy Pychly, Carleton Üniversitesi psikoloji bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yazar bu kitapta uzun yıllar içerisinde yaptığı çalışmaların kısa ve etkili bir özetine yer vermiş ve savsaklama davranışının mümkün olduğunca azaltılmasına yardımcı olacak kilit stratejileri okurları ile paylaşmıştır.
Zaman hepimiz için çok kıymetli bir kaynak olmakla birlikte kısıtlı da bir kaynak. Zamana atadığımız bu değerli ve kısıtlı sıfatları onu yönetebilmek adına beraberinde önemli bir terimi de gündemimize getiriyor: Verimlilik. Bugün ‘lifestyle’ adı altında çeşitli sosyal platformlar “Zamanını Yönet”, “1 Günümü Nasıl Geçiyorum?”, “Çalışmalarımı Nasıl Planlıyorum?”, “Hedefime Nasıl Ulaştım?” gibi zamanı verimli şekilde kullanmaya ve belirlenen bir hedefe ulaşmaya yönelik çeşitli önerilerin yer aldığı içerikler ile dolup taşıyor. Bütün bunları göz önüne aldığımızda çoğumuzun hedefe ulaşmak ve zamanı verimli kullanmak için bazı yardımcılara ihtiyaç duyduğunu söyleyebiliriz.
Prokrastineyşın, bahsedilen bu yardımcılardan biri olmaya aday bir kitap. Bir yol gösterici. Kitap zamanı kullanmak, bir hedefe ulaşmak gibi konulara önemli derecede etki edecek iki kavramı konu ediniyor: Erteleme ve Savsaklama. Kitabının girişinde şöyle söylüyor yazar; “Her savsaklama bir ertelemedir ama her erteleme bir savsaklama değildir.” Biraz kafa karıştırıcı sanki değil mi? Pychyl erteleme davranışını, bireyin önceliklerini belirleme sürecinin önemli bir parçası olarak tanımlarken, savsaklama davranışını, harekete geçmenin tamamen kişinin tercihine bağlı olduğu, ertelemenin bireyde ve ertelenen olay/durumda istenmedik sonuçlar ortaya çıkardığı durumlar olarak tanımlamakta. Bu bilgi ile yaşamımızdaki erteleme davranışlarına baktığımızda hangilerinin savsaklama hangilerinin gerekli bir erteleme olduğunu fark etmek biraz daha kolaylaşıyor gibi görünüyor. Savsaklama ve erteleme davranışı arasındaki farklardan bir diğeri “suçluluk” duygusu. Savsaklama davranışı gerçekleştiğinde bireyler önce haz veya rahatlama duygusunu hissedebilir fakat bu duygu kısa bir süre içerisinde yerini suçluluk duygusuna bırakacaktır çünkü savsakladığımız her neyse halen bizim sorumluluğumuzdadır. Bilişsel çelişki kuramına göre inanç ve eylem arasındaki tutarsızlık uyumsuzluğu ortaya çıkarır. O halde savsaklama eylemi, işin kendi sorumluluğumuzda olduğu ve tarafımızca yapılması gerektiği inancı ile tutarsızlık içindedir. Bu tutarsızlık sonucunda bilişsel bir uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır. Bu bilişsel uyumsuzluk çözülmedikçe bireyin stres seviyesi artar ve duygu düzenlemede güçlükler görülebilir ki bu duygulardan biri de yukarıda bahsedilen suçluluk duygusudur. Bu konuda kitap, savsaklama örüntümüzü fark edip gereksiz yere erteleme davranışını sergilemediğimizde, savsaklamaya ilişkin olumsuz duygulanımların ortaya çıkmayacağını böylece hayatı daha dolu yaşamanın mümkün olacağı savını ortaya koyuyor.
Bilişsel davranışçı yaklaşım savsaklama davranışını anlamak ve ele almak için kullanılabilecek etkili bir çerçeve sunmaktadır. Bilişsel davranışçı terapiye göre, duygusal durumlar düşünce ve davranışları etkiler. Savsaklama genellikle duygusal durumlarla yakından ilişkilidir. Örneğin, bir kişi bir görevi yapmaktan kaçınıyorsa, bu görevle ilgili duyduğu kaygı veya korku gibi duygusal tepkilerle bağlantılı olabilir. Bireyler bir görevin veya sorumluluğun önemini gerçekçi bir şekilde tamamlanabilir olduğunu kavrayamadığında ortaya savsaklama davranışı çıkabilir. “Bu işi hiçbir zaman bitiremem/tamamlayamam” gibi bir düşünce biçimi savsaklama davranışı arttırabilir. BDT’ye göre savsaklama davranışının bir diğer nedeni olumsuz öğrenmelerdir. Birey bir görevi yapmamayı seçtiğinde kısa vadede rahatlama ve stresin azalması gibi olumsuz bir ödül elde edebilir, bu da savsaklama davranışının devam etmesine sebep olabilir.
Kişi, olumsuz düşünce kalıplarını tanımlayarak, daha iyi öz denetim becerileri geliştirerek, olumlu alışkanlıklar oluşturarak ve görevleri daha iyi planlayarak savsaklama davranışı azaltabilir veya önleyebilir. Kitap, bu çerçevede hazırlanmış duygu-düşünce-olay çizelgeleri ile savsaklamanın ne zaman, hangi duygu ve düşünce ile ortaya çıktığını belirlemeye yönelik oluşturulmuş çalışma kağıtları ile değişimin sağlanması için değerli kaynaklar ortaya koymakta. Bu kaynaklar aracılığı ile bir şeyleri savsaklama davranışımızı değiştirdiğimizde, savsaklamaya yönelik tutumuzun değişeceği böylece kalıcı ve sürekli bir değişimin gerçekleşeceği vaat ediliyor.
Elbette davranış değişikliğinin teoride daha kolay ama pratikte oldukça zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat yazarın da söylediği gibi “Özdeğişim hiç bitmeyen bir yolculuktur, sabır ve azim ister.”
Kitaba İlişkin İzlenimlerim
Zamanı kullanmak ve zamanı harcamak. Kitabı bitirdiğimde bu iki kavram bir süre zihnimin içinde döndü. İnsanlık tarafından tanımlanmış, geri döndürülemez ve paha biçilemez değeri olan zamanı kullanıyor muyum yoksa harcıyor muyum? Kitapta yer alan bilgiler ve çalışmalar yukarıdaki soruya cevap vermemi oldukça kolaylaştırdı. Savsaklama davranışının örüntüsünü çıkarmak adına ise harika bir rehber oldu. Kitap 115 sayfadan oluşan ince bir kitap fakat gerçekten hakkını vererek, kendinizi, davranış biçimleriniz gözlemleyip içerisinde yer alan uygulamaları yaparak ilerlediğinizde fiziksel hacminden daha dolu olduğunu görebilirsiniz. Bazen hedeflediğimiz şeyi gerçekleştirmek zaman alabilir, bize zor gelebilir, zaman zaman bırakmak, vazgeçmek de isteyebiliriz. Bunların hepsi çok insanca. Kitapta altını çizdiğim pek çok yer oldu fakat özellikle bir tanesi bu insanca hisler içerisindeyken ben çok motive eden bir cümle.
‘Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar’
Bir adım atmaya ne dersiniz?
Zeynep ÜNAL
Uzman Psikolojik Danışman