Kapatmak için ESC'ye basın

PsikolektifPsikolektif Ortak Noktamız: Ruh Sağlığı

Leyla’nın Evi – Kitap İnceleme – Psikolektif + – Sayı – 27

Bu Yazıyı Tahmini Okuma Süresi: 3 Dakikadır.

Kitap Künyesi

Yazar Adı: Zülfü LİVANELİ

Yayınevi: Doğan Kitap

Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, Mart 2021

Sayfa Sayısı: 271

‘’Yazı spoiler içermektedir.’’

Boğazın pırıltılı sularını bir baştan öbür başa, yıldırım gibi geçen kuşları ne kadar özlemiş olduğunu fark etti. Anneannesi çocukluğunda ona bu kuşların, Boğaz’da yaşayıp ölmüş kişilerin ruhları olduğunu anlatmıştı. Buradan ayrılmak istemedikleri için uçup duruyorlardı. Leyla da ömrü boyunca bu kuşları seyretmiş ve her birini ailesinin ölmüş mensuplarından biri olarak düşünmüştü.’’

Leyla İstanbul’un dönüşen sınıfsal ve kültürel dokusundan uzak kendi dünyasında yol alan ve sosyal ilişkilerden kopuk küçük evinde yaşamını sürdürmektedir. Olaylar Leyla’nın evinin bulunduğu yerdeki yalının el değiştirmesiyle başlamaktadır. Yalının yeni sahipleri Leyla’yı kendi yaşam alanlarında istememektedirler. Sonuç olarak Leyla evinden uzaklaştırılmaktadır. Leyla’nın hikâyesi benlik, aidiyet, travma, sosyal kimlik, yeniden yapılanma ve direnç kavramları esas alınarak ele alınacaktır. Leyla’nın evini yitirmesi yalnızca mülkiyetin el değiştirmesi değil Leyla’nın benliğini oluşturan aidiyet, süreklilik ve güven duygusunun sarsılmasıdır. Ev Leyla’nın güvenli alanıdır. Çevresel psikoloji alanında çalışan Harold Proshansky yer kimliği (place identity) ve yer bağı (place attachment) kavramlarını geliştirmiştir. Yer kimliği kavramına göre bireyler yaşadıkları çevrelerle özdeşlik kurmaktadırlar. Leyla da yaşadığı evle bu özdeşliği kurmakta ve kayıp yaşadığı anda inkâr mekanizması devreye girmektedir. Yer bağı kavramı açısından ele alındığında Leyla evin tüm ayrıntılarına bir anlam yüklemekte ve içsel dünyasında bunları anlamlandırmaktadır (Bahçede yer alan ağaç, evin içerisinde yer alan nesneler ve kişisel kullanımında olan tüm eşyalar bu çerçeveden ele alınabilmektedir). John Bowly’in Bağlanma Kuramı açısından ele alındığında ev Leyla için güvenli üs (secure base) işlevini yerine getirmektedir. Leyla güvenli üssünü kaybettiğinde içsel güvenlik ağında da zedelenmeler oluşmaktadır. Yalının bahçesinde devinimsiz bir şekilde saatlerce bekleyen Leyla’nın bu davranışı güvenli üssünü kaybedişinden sonra içsel güvenlik ağındaki sarsılmaya örnek olmaktadır.

Leyla’nın evini kaybedişinden sonra sahneye gazeteci Yusuf ve eşi Roxy (Rukiye) çıkmaktadır. Leyla yaşamına yeni karşılaştığı bu kişilerle devam etmektedir. Yusuf orta düzeyli bir gazetede çalışan sosyal ilişkileri iyi, uyumlu bir bireydir. Roxy kendi ailesinin değerlerini elinin tersiyle iten ve ters kimlik geliştiren bir bireydir. Roxy müzikle uğraşmakta ve sürekli bir isyan halindedir. Leyla kendi yaşam alanından uzak bu yeni yaşam alanında statüsünden edilmenin yarattığı kırılmayı yaşamaktadır. O, herkesten uzak ve izole bir şekilde yaşamını sürmekteyken kabul görmediği ve benimsemediği bir yerde yaşama alışmak zorunda kalmaktadır. Erving Goffman’nın damgalanma (stigma) kavramı bir kişinin toplumda dışlanması ya da değer kaybetmesi durumunu açıklamaktadır. Roxy Leyla’yı evinde istememekte, bu yaşlı kadının yerinden edilişine ses etmemekte ve ona değer vermemektedir. Leyla evinden edilerek toplumsal olarak dışlanmakta ve yeni geldiği evde de değer görmemektedir. Günler geçtikçe bu inkâr yerini uyuma ve yeni bir yaşama bırakmaktadır.

Leyla yeni yaşam alanında yavaş yavaş kabul görmeye başlamaktadır. Crystal Park ve Susan Folkman tarafından geliştirilen anlam kurma modeli açısından bakıldığında Leyla’nın küresel anlam (global meaning) dünyası hayatın adil olmadığı düşüncesini pekiştirmektedir. Çünkü Leyla yerinden edilmekte ve yeni yaşam alanında kabul görmemektedir. Durumsal anlam (situational meaning) kavramı açısından bakıldığında Leyla bu kaybı hayatın değerini yeniden öğrenmekle geçirmektedir. Richard Lazarus ve Susan Folkman’ın başa çıkma tipolojisi stresle başa çıkmada en temel çerçevelerden biri olarak kabul görmektedir. Leyla başta duygu odaklı yaklaşmakta ve evin kaybı karşısında mikro inkâr mekanizması geliştirmektedir. Zamanla problem odaklı stratejiler uygular ve yeni koşullara uyum gösterip mikro adımlar atar (müzik grubunda piyano çalma ve ev ekonomisine katkı sağlama). Leyla yeni yaşam alanında aldığı küçük kararlarla ve yeni sosyal temalarla mikro özneleşmeler kurmaktadır. Tüm bu süreçlerden ustalıkla geçen Leyla anlam kurma süreçlerini tamamlamakta (eski evde yeni sosyal temalarla yaşama uyum) ve yaşadığı zorlukların beraberinde anlam kurma sürecini tamamlamaktadır. Leyla edindiği yeni deneyimlerle eski evinde değerlerini yeniden sıralamakta ve benlik sınırlarını güncellemektedir. Leyla travma sonrası büyüme potansiyeliyle uyumlu bir yaşam kurmaya çalışmaktadır.

 ‘’Kitaba İlişkin İzlenimlerim’’

Yaşamın farklı tonlarına elindeki fırça ile ustalıkla dokunabilmiş ve ortaya muazzam bir eser çıkarabilmiş Leyla Hanım yalnızlığının içinde devinip durmaktadır. Kalıpların gölgesinde yol almaya çalışmış ve kendisine çizdiği çemberin dışına çıkamamıştır. Yaşadığı acı deneyim Leyla Hanımın yeni tecrübeler edinmesine olanak sağlamış ve benlik bütünlüğüne yönelen saldırıları ruhsal dönüşümleri aracılığıyla ustalıkla savurmuştur. Leyla yaşamın manasızlığı içinde kimseye dokunmadan yaşayanların varlığını kanıtlamakta ve yaşam alanı bozulduktan sonra bireyin geçirdiği dönüşümleri temsil etmektedir. Yazında farklı karakterlerin ve olayların incelemesine değinilmemiş yalnızca Leyla karakteri ana tema olarak belirlenmiştir. Leyla silik kişiliklerin ve arka sıradakilerin sesidir. Leyla eskinin yeniyle bütünleşmesi, benliğin yeniden şekillenmesidir. Leyla sessizliğin derin sesi, renksizliğin rengidir. Sessizliğin sesini renksizliğin renginde umut eden Leyla’ya.

                                                                                                                  Muhammed ÖZKAN

                                                                                                                  Psikolojik Danışman