
Oyunun Özeti:
Bir kadın ve bir erkek… Parkta tuhaf bir karşılaşma… Bankta, yer yer ilginç diyaloglar… Erkek, hayal gücünün de yardımıyla ardı ardına yalan söylemeye alışmış. Kadın bir o kadar yalan söylemeye hazır. Erkeklerin saatler içinde sönecek heyecanlı istekleri söz konusu. Kadın çoğu şeyi kabullenmiş. Kendine bir hayat arkadaşı arıyor. Kadın, kocasından boşanmış. Erkek boşanmış, boşanmak istiyor, yok yok şey boşanmış ama resmiyette boşanmamış ama erkek boşanmamış filan da değil. Karışık işler yani sizin anlayacağınız. Ben mesela durumu hala anlayabilmiş değilim. Kısacası oyun; trajikomik aşk arayışları… Bundan sonrası… Eee, hayat işte canım…
Oyunun İncelemesi:
Oyun; bir kadın ile bir erkeğin parkta tesadüfî buluşmalarıyla başlamaktadır. Nitekim kadın, erkekten sigarasını yakmak amacıyla kibrit istemektedir. Kadını görür görmez ondan etkilenen erkekse kendini üstün göstermek adına davranışlar sergilemeye başlamaktadır. Bu noktadan hareketle oyunun tüm diyalogları da göz önünde bulundurulursa erkeğin hazzı erteleme konusunda büyük sıkıntılar yaşadığı gözlemlenmektedir. Yani oyunda erkeğin Sigmund Freud’un yapısal kuramında belirtmiş olduğu id, ego, süperego kavramlarından id’iyle hareket ettiği görülebilmektedir. Nitekim hayatında kendi ihtiyaçlarının önemli olduğunu düşünerek yalanlara başvurması da bu durumu bizlere göstermektedir. Kadın ise oyun boyunca çoğu şeyi kabullenmiş izlenimini vermektedir. Bu noktada en büyük etmen sevgi eksikliği çekmesidir diyebiliriz. Çocukluk yaşantısında babasından görmediği ilgiyi ve sevgiyi bir erkek tarafından görmek onu gerçek anlamda iyi hissettirmiştir. Davranışlarıyla erkeğe bu durumu belli etmese de içten içe erkeğe bağlandığını seyircilere hissettirmiştir. Erkek ve kadın birbirlerini tanımak amacıyla sohbet ettikçe ilişkilerinde nasıl bir bağlanma çeşitlerine sahip olduklarını da bizlere sunmuşlardır. Bartholomew ve Horowitz’in araştırmaları ışığında yetişkinler için sundukları güvenli, saplantılı, kayıtsız, korkulu bağlanma stillerinden adamın kayıtsız bağlanma stiline; kadının ise saplantılı bağlanma stiline sahip olduğu belirtilebilir. Erkeğin kendini çok değerli görmesi, diğer insanları çoğunlukla kötü olarak değerlendirmesi, insanların tehlikeli olmasından ötürü reddedileceği ya da zarar göreceği korkusuyla insanlara bağlanamaması kayıtsız bağlanma stiline sahip olduğunu bizlere sunmaktadır. Yine aynı şekilde kadının, kendinden ziyade başkalarına güvenerek hareket etmesi, yalnızlığa karşı tahammülünün olmaması, sevdiği insanın hep yanında olmasını istemesi ve bu duruma bağlı olarak insanlara eziyet ederek erkekle birlikte vakit geçirmesi saplantılı bağlanma stiline sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca erkeğe karşı bir ilgili görünüp birden duygu durumunu değiştirerek ilgisiz görünmesi de bu durumu desteklemektedir.
Oyun genel hatlarıyla incelendiğinde ise diyaloglar arasında önemli derecede bilişsel çarpıtmaların (aşırı genelleme, zihin okuma, filtreleme, facialaştırma) olduğu gözlemlenebilir. Erkeğin de, kadının da sık sık başvurduğu yalan ifadeler, olayı ya da durumu rasyonelleştirme çabaları yine Sigmund Freud’un öne sürdüğü ego savunma mekanizmalarından “mantığa bürüme” davranışını bizlere göstermektedir. Oyunda geçen diyalogların üzerine odaklanıldığında da görülmektedir ki sahnedeki çiftin patolojik ilişkileri çocukluk yaşantılarında göremedikleri ilgiden ve yaşayamadıkları sevgiden kaynaklanmaktır. Bu yüzden Freud’un da belirttiği gibi insanın kişiliğinin gelişiminde çocukluk yaşantısındaki ilk beş yıl çok önemlidir.
Sonuç olarak geçmiş yaşantılarından beri süregelen, bitmemiş işleri bulunan iki kişinin komik ve bir o kadar hüzünlü aşk hikayesini anlatan oyun; psikolojik anlamda önemli bir içeriği bizlere sunmaktadır. Oyun boyunca diyaloglar arasındaki bazı absürtlük sizleri güldürecek, diyaloglar arasındaki bazı cümleler ise sizleri kendiniz adına düşündürecektir.
Oyuna ilişkin kişisel izlenimim
Bu noktada şundan emin olabilirsiniz ki; iki saate yakın sürecek bu oyunun nasıl geçtiğini gerçekten anlayamayacaksınız. Sürükleyici konusu ve bir o kadar profesyonel oyunculuklar sayesinde oyunu sıkılmadan izleyebileceksiniz. Ankara’da yaşıyor ve boş zamanınızı nasıl değerlendireceğinizi düşünüyorsanız bu oyunu kesinlikle kaçırmamanızı tavsiye ederim. Şimdiden iyi seyirler dilerim…
Ahmet ALAKUŞ
Hacettepe Üniversitesi