
Vizyon Tarihi: 2017
Tür: Dram
Yapım: Brezilya
Süre: 2 saat 26 dakika
IMDb: 7,5 / 10
Oyuncular: Sonia Braga, Humberto Carrao, Maeve Jinkings
Yönetmen: Kleber Mendonça Filho
Filmde; kentsel dönüşümler, toplumsal değişimler, zenginlerin kendi halinde yaşayan insanların hayatlarına etkileri, istediklerini elde edebilmek için sahip oldukları gücü kullanış şekilleri, eleştirel bakışla 60lı yaşlarında güçlü bir kadının hayatı üzerinden anlatılmaktadır.
Filmin baş karakteri Clara, 1980’li yıllardan bu yana, kentin en iyi bölgelerinden birinde sahile oldukça yakın bir apartman dairesinde yaşamaktadır. Daire nesillerdir kendi mülkleridir. Önce halası sonra kendisi bu dairede hayatını geçirmiştir. Üç çocuğunu burada doğurup büyütmüş, tüm evliliğini burada sürdürmüştür. Evinin her köşesi onun için özel anlamlar taşımaktadır. Clara, dairesinde ve hatta koca bir apartmanda tek başına yaşamını sürdürmektedir ve şimdi bir inşaat firması tarafından apartmandan, kendisi için çok büyük anlamlar taşıyan bu evden çıkartılmak istenmektedir. Filmde tuttuğunu koparan güçlü ve kararlı bir kadının herkesi karşısına almak zorunda kaldığı mücadelesi gözler önüne serilmektedir.
— Yazı Spoiler İçermektedir —
Filmde, müzik eleştirmeni kültürlü ve elit bir kadın olan Clara’nın hayatından farklı kesitler sunulmaktadır. 60lı yaşlarında olan Clara’nın, Psikososyal Gelişim Kuramında tanımlanan 8 evrenin son evresi olan “Benlik Bütünlüğü Karşısında Umutsuzluk” evresinde olduğu düşünülmektedir. Bu evrede huzur ve pişmanlık arasındaki çatışma tarif edilmektedir. Kurama göre kendini tamamladığına inanan ve bütünlük duygusu taşıyan kişiler, geçmişinden pişmanlık duymayan ve önceki evreleri sağlıklı tamamlayan kişilerdir. Huzursuz ve umutsuz olan kişiler ise “keşke”lerle yaşamaya devam eden, geçmişte yaptıklarından pişmanlık duyan, depresif kişilerdir. Bu tanımlamalara göre Clara’nın önceki evreleri sağlıklı şekilde atlattığı düşünülmektedir. Yaşını dert etmeyen, bunu bir engel olarak görmeyen, geçmişi hatırlayan ancak geçmişe saplanıp kalmayan, evinin her yerine yayılan eski plakları da telefonuna indirdiği şarkıları da dinleyen, cinselliğini özgürce yaşayan, sosyal ilişkileri kuvvetli, kendi ayakları üstünde duran Clara’nın her ortamda kendisine duyduğu güven, herkesi karşısına alma pahasına tek başına sürdürdüğü mücadelesi de sağlıklı tamamladığı tüm evreleri kanıtlar niteliktedir. Filmde yansıtılan Clara; sahip olduğu özgüven, kararlılık, hissettiği özdeğer, problem çözücü sakin yapısı düşünüldüğünde Maslow tarafından tanımlanan kendini gerçekleştirmiş insan profilinde olduğu düşünülmektedir. Clara’nın düşmanlarına karşı bile saygılı bir mücadele ve dik duruş sergilediği görülmektedir.
Filmde Clara’nın çocuklarıyla ilişkisini gözlemlemek anlamında çok fazla sahne bulunmamaktadır. Buna rağmen yansıtılan sahnelerdeki Clara’nın çocukları ile arasındaki ilişki, çatışma ve iletişimler gözlemlendiğinde Clara’nın çocuklarını yetiştirirken takındığı annelik tutumunun ilgisiz/duyarsız tutum olabileceği düşünülmektedir. Tanımlanan tutumda anne babaların çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamalarından ya da olması gereken kuralları ve sınırları bile -belki ihtiyaç duymadıklarından- koymadıklarından bahsedilmektedir. Bu tutumla yetiştirilen çocuklar, anne ve babasının rehberliğinden yoksun olduğu için yaşam için gerekli olan beceriler konusunda eksiklikler hissedebilmektedir. Çocukların Clara’dan uzak yaşam sürmeleri, sınırlı iletişim kurmaları; bununla birlikte yaşamlarından annelerini pek haberdar etmemeleri, sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamaları bu tutumda yetiştirilen çocukların özellikleri arasında görülmektedir. Kendini gerçekleştirdiği izlenimi veren bir karakterin çocuklarına karşı tutumunun ilgisiz/duyarsız olması ihtimali çelişkili gibi görülmektedir; ancak filmde Clara’nın ebeveynlerinden hiç bahsedilmemektedir, yalnızca halası ile kurduğu yakın ilişki bilinmektedir. Clara’nın halasının da evli olmaması, bir çocuk sahibi olmaması durumu Clara’nın sağlıklı ebeveynlik ilişkisi kurabilme anlamında rol model alabileceği kimsenin bulunmaması ihtimalini düşündürmektedir.
Filme ilişkin izlenimlerim
Filmde Clara karakterinin çok iyi işlendiğini düşünüyorum. Cesareti, tuttuğunu koparması, kurduğu ilişkileri, sahip olduğu saygınlığı, güçlü yapısı ile bir idol olarak tanıtılırken bir diğer taraftan kişisel, sosyal, cinsel ihtiyaçları ve korkuları bulunan sıradan bir insan olduğu vurgulanıyor. Ataerkil düzende annelik ve yaşlılığa yüklenen rollerden kendisine yakışmadığını düşündüğü kalıpları reddeden Clara profili bu anlamda beni çok etkiledi. İnsani ihtiyaçları hissetmenin güçlü olmaya engel olmadığı, eksiklik olmadığını görmemi sağladı. Geleneksel olarak tanımlanarak değersizleştirilen davranış ve tutumların modern olarak tanımlanan davranış ve tutumların iki uçta olmadığını ve bunların bir kalıba girmek anlamına gelmediğinin vurgulanması benim için çok değerliydi. Müzikleriyle de öne çıkan filmin yer yer durağanlaştığını, dikkati diri tutabilmek için filmin süresinin uzun olduğunu düşünüyorum buna rağmen Clara’yı izlemek benim için çok keyifliydi, adeta bir kişisel gelişim ve içe dönüş filmiydi. Clara’nın filmi izleyen herkesi başka yönüyle etkileyebileceğini herkesin Clara’yı kişisel olarak yorumlanmasının verimli olacağını düşünüyorum. Umarım siz de izlerken öyle hissedersiniz. Keyifli seyirler.
Feyza KILINÇ
Psikolojik Danışman